- İzmir
- 23.09.2025 17:55
Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu ve İzmir Sivil Toplum Kuruluşları tarafından gerçekleştirilen tören ile birlikte Mora Katliamı’nda hayatını kaybeden kişiler anıldı
AYSELİN UZUN / Yunanistan’ın Mora Yarımadası’nda 1821 yılında 40 bine yakın Türk’ün ölümüyle sonuçlanan Mora Katliamı, bugün de unutulmadı. Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) ve İzmir Sivil Toplum Kuruluşları tarafından Gündoğdu Meydanı Yunanistan Konsolosluk binası önünde gerçekleştirilen anma törenine yoğun katılım sağlanırken, törende BRTK adına konuşan Hilal Çoban, “Mora Katliamını unutmadık! Unutturmayacağız!” diye konuştu.
Hilal Çoban, 1821’de gerçekleşen insanlık suçuna dikkat çektiği konuşmasında: “1821 yılına kadar Yunanistan güneyinde Mora Yarımadası Tripoliçe şehrinde Türkler, Yunanlı ve farklı etnik milletler yaşıyordu. Osmanlı himayelerinde yaklaşık 400 yıl huzur ve uyum içerisinde yaşayan Yunanlılar İngiltere, Fransa ve Rusya'nın Osmanlıya baskılarını fırsat bilerek ayaklanmış ve bağımsızlığını ilan etmişlerdir.
Yunan çetecilerin baş komutanları Kolokotronis öncülüğünde, ‘Eterya örgütü’ adı altında ayaklanmışlardı, bu örgüt sanki bir yerden emir almış ilk önce Mayıs 1821 de Atina şehrinde 2 bin Türk'ü katletmiş, daha sonra Nevarin şehrinde 3 bin Türk’ü katletmiştir. Bu acımasız ve insanlık dışı katliamlarda Türkleri öldürme provası, tekniklerini geliştirmiş ve bu katliamlar sonucu dünyadan hiç bir ses çıkmayınca daha da acımasızcasını ‘Türklere ölüm’ sloganlarıyla Mora Yarımadası Tripoliçe şehrinde savunmasız çocuk kadın hamile yaşlı demeden, aralarında Yahudilerin de bulunduğu 40 bin Türk’ü hunharca acımasızca önce işkenceyle ellerini sonra kollarını bacaklarını ve gövdelerini iki ayırarak daha sonrada başlarını keserek katletmişlerdir.
Tüm bu olup bitenler ise bu vahşete sessiz kalan 'medeni' modern Avrupa’nın gözü önünde gerçekleştirmişlerdir. Bu katliamlar canlı bir Türk kalmayınca dek devam etmiştir. Canlı Türk kalmayınca da kan ile beslenen bu caniler bu sefer de Türk mezarlarından ölülerin kemiklerini çıkarıp yakmışlardır. Yunan din adamları Türklerin öldürülmesini teşviki için kiliselerde çan çalıyordu. Bu vahşi katliama direnme çağrısında bulunan Tripoliçe Kadısı Halim Efendi ise barbar çeteciler tarafından üzerine kızgın yağ dökülüp yakılarak katledildi.
Rumlar katliamda kesilen kafaları piramit haline getirip gösteriler yapıyordu. Yunanlı isyanını başından beri destekliyen avrupalılar bile gördükleri manzarada şaşkına döndüler Bölgede bulunan Helen dostu Dr. Wilhelm Boldemann katliamın ardından bunalıma girerek kendini zehirleyerek intihar etmiştir. Amerikalı tarihçi Justin McCarthy, şu sözlerle dikkat çekmişti ; ‘Üç gün boyunca zavallı Türk yerleşimciler, bir vahşiler güruhunun şehvetine ve zulmüne teslim edildiler. Ne cinsiyet ne de yaş ayırt edilmedi. Kadınlar çocuklar dahi öldürülmeden önce işkenceden geçirildiler.
Kıyım öyle büyük ölçüdeydiki çetecilerin sergerdesi Kolokotronis'in kendisi bile; ‘Kasabaya girdiğimde yukarı hisar kapısından başlayarak Tripolice meydanına kadar, atımın nalları hiç yere değmedi ' demektedir. O yüzden Mora Katliamını unutmadık! Unutturmayacağız!”ifadelerine yer verdi.
Kaynak : HABER MERKEZİ