İzmir’den Avrupa Komisyonu’na gemi söküm sertifika iptali çağrısı

Türkiye Gemi Geri Dönüşüm İzleme Koordinasyonu, Aliağa’daki tesislerde yıllardır süren çevre ve işçi sağlığı ihlallerine dikkat çekerek AB’nin çifte standardına tepki gösterdi ve Avrupa Komisyonu’na sertifikaların derhal iptal edilmesi çağrısı yaptı

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : BÜLTEN
İzmir’den Avrupa Komisyonu’na gemi söküm sertifika iptali çağrısı haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT/ Türkiye Gemi Geri Dönüşüm İzleme Koordinasyonu, Aliağa’daki gemi geri dönüşüm tesislerine verilen Avrupa Birliği (AB) sertifikalarının iptal edilmesi talebiyle Avrupa Komisyonu’na gönderilen açık mektubu kamuoyuyla paylaştı.

Açıklama, İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen toplantıyla duyuruldu. Koordinasyon adına mektubu okuyan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, Aliağa’daki gemi söküm faaliyetlerinin çevresel ve insani risklerine dikkat çekerek, AB onaylarının derhal geri çekilmesini istedi.

Toplantının açılışında konuşan TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, uygulamaya yönelik ciddi soru işaretlerinin altını çizdi. Akdemir, “Atıkların nasıl bertaraf edildiğine dair bilgimiz yok. Bu nedenle talepte bulunduk. On sekiz kurum bu mektuba imza attı. Komisyonun gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Enerji fakiri bir ülkenin tüm atıkları kabul etmesi kadar yanlış bir şey olamaz. Atıkların nasıl yok edildiğini bilmiyoruz. Bu ülkenin kurumlarının bize bu bilgileri vermesi gerekirdi. Gemi sökümdeki hiçbir kurum etkin şekilde denetlenmiyor. Biz ülkeyi bir yere şikâyet etmiyoruz, ama ortada dönen bir tezgah var” diye konuştu.

AKDOĞAN: 22 TESİSTEN 11’İ AB ONAYLI

Türkiye Gemi Geri Dönüşüm İzleme Koordinasyonu adına açıklamayı okuyan Selma Akdoğan, Avrupa Komisyonu’nu, Avrupa Gemi Geri Dönüşüm Tüzüğü’nün 23. Maddesi doğrultusunda harekete geçmeye çağırdı. Akdoğan, “Aliağa’daki gemi geri dönüşüm sektörünün, AB tarafından onaylanmış tesisler de dahil olmak üzere, çevre koruma ve işçi sağlığı standartlarını karşılamadığı açıktır. Buna rağmen AB bayraklı gemilerin yarısından fazlası Türkiye’de sökülüyor. Aliağa’daki 22 gemi geri dönüşüm tesisinden 11’i AB onaylı. Ayrıca beş tesisin başvurusu bulunuyor. Avrupa Komisyonu, AB ülkelerinde asla kabul edilmeyecek uygulamaları Aliağa’da onaylıyor. Bu durum utanç verici bir çifte standarda işaret ediyor” diye konuştu. Akdoğan, tehlikeli atık yönetimindeki ihlallerin, güvensiz çalışma koşullarının ve sektörel denetimsizliğin yıllardır sürdüğünü de belirtti.

15 BİN TON TEHLİKELİ ATIK

Tesislerin hukuka aykırı şekilde ÇED süreçlerinden muaf tutulduğunu söyleyen Akdoğan, “Bu konuda yapılan başvuru hâlâ Anayasa Mahkemesi tarafından inceleniyor. Çevre ve iş mevzuatının uygulanması yetersiz. Sunulan deliller büyük ölçüde AB denetim raporlarına dayanıyor. Yakın zamanda, gemi geri dönüşüm sektöründen kaynaklı 15 bin ton tehlikeli atığın yasadışı şekilde döküldüğü ortaya çıktı. Gemiler, hiçbir AB ülkesinde uygulanmayan baştankara yöntemiyle sökülüyor. Bu yöntem yalnızca kıyı ekosistemini değil, gıda güvenliğini ve halk sağlığını da tehdit ediyor” diye konuştu.

AĞIR METAK KİRLİLİĞİ SINIRLARI AŞIYOR

TÜBİTAK ve Ege Üniversitesi’nin ortak çalışmasına atıf yapan Akdoğan, bölgede hava, su ve topraktaki ağır metal seviyelerinin sınır değerleri büyük ölçüde aştığını hatırlattı. Türkiye’de meslek hastalıklarını izleme sisteminin bulunmadığını, mevcut verilerin gerçeği yansıtmadığına dair şüphelerin güçlendiğine dikkat çekerek, “Buna rağmen AB onaylı tesislerde çalışan işçilerde son yıllarda meslek hastalığı tespit edildi. AB denetim raporlarında atık yönetimi, asbest raporlaması ve sızıntıların önlenmesine ilişkin pek çok ihlal belgelenmiş durumda. Üstelik bu ihlaller her denetimde tekrar ediyor. Denetimler, atık su sistemleri ve drenaj kapasitesi gibi kritik süreçleri kapsamıyor. AB sertifikaları, tüzüğe uymayan tesisleri meşrulaştırıyor. Bu durum, devletler de dahil olmak üzere gemi sahiplerinin gemilerini Aliağa’ya yönlendirmesine neden oluyor” diye belirtti.

HİNDİSTAN’DAKİ BAŞVURULAR DA ENDİŞE VERİCİ

Akdoğan, Avrupa Komisyonu’nun Hindistan’da kumsalda söküm yapan tesislerden gelen başvuruları değerlendirmesinin de kaygı verici olduğunu belirterek, “Kumsalda söküm, gemi geri dönüşümünün en vahşi ve yıkıcı yöntemidir. AB’de ne baştankara ne de kumsalda söküm kabul ediliyor. Çünkü bu yöntemler kontaminasyonu durdurmayı imkânsız hale getiriyor. AB’nin, kendi ülkesinde yasak olan uygulamaları Aliağa ve Hindistan’da meşrulaştırmasını kabul etmiyoruz” dedi.

KİRLİLİĞİN SINIRI YOK

Koordinasyon, Avrupa Komisyonu’ndan şu adımları talep etti:

Aliağa’daki tesisler için tüm AB onaylarının derhal iptali,

AB Gemi Geri Dönüşüm Tüzüğü kapsamındaki onay prosedürlerinin güncellenmesi,

kuru havuz gibi tam koruma sağlayan endüstriyel platformların esas alınması,

Türkiye’deki yetkililer ve sivil toplumla iş birliği içinde güvenli, sağlıklı ve çevreye duyarlı yöntemlerin hayata geçirilmesi.

Akdoğan, “Kıyı ekosistemleri benzersizdir ve zararları geri döndürülemez. Kirliliğin sınırı yoktur, insan hakları evrenseldir. AB, mevcut uygulamaları meşrulaştırarak belgelenmiş ihlallerin üzerini örtüyor ve toksik mirasını yönetemeyen bölgelere aktarıyor” ifadelerini kullandı.

BARÇIN: ÇİFTE STANDARTTAN VAZGEÇİN

Foça Çevre ve Kültür Platformu kurucu üyesi Hakan Barçın da söküm alanında ortaya çıkan 15 bin tonluk tehlikeli atık skandalını hatırlatarak, “Hiçbir AB ülkesinde sahilde gemi sökümüne izin vermezken Türkiye’de buna onay vermeleri ciddi bir çifte standarttır. Bu uygulamalardan vazgeçmeleri ve sistemi iyileştirmeye yönelmeleri gerekiyor” diye konuştu.

İmzacılar arasında şu kuruluşlar yer aldı: Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN), Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Ege İşçi Birliği, Ege Kent Konseyleri Birliği, Foça Çevre Platformu (FOÇEP), Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu, Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiye, Depo ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (LİMTERİŞ), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Aliağa Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Doğangül, İzmir Kent Konseyi, İzmir Tabip Odası, İzmir Yaşam Alanları, Konak Kent Konseyi, Polen Ekoloji Kolektifi, İzmir’deki 23 odayı temsilen TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Türk Tabipleri Birliği, Türk Toraks Derneği.

 

Kaynak : BÜLTEN

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.