- İzmir
- 02.05.2025 21:00
Ahmet Kuvvet (50), nefes darlığı ve yüksek ateş şikayetiyle başvurduğu devlet hastanesinden bilinci kapalı ve entübe edilmiş bir şekilde yoğun bakım servisine sevk edildi. 6 gün boyunca bilinçsiz bir şekilde yaşam mücadelesi veren Ahmet Kuvvet, sonunda gözlerini yeniden hayata açtı. Tedavi sürecini gerçekleştiren Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastanın hiçbir şey hatırlamadığı bu 6 gün sonunda uyandığında yaşadığı şaşkınlığı dile getirerek, "Kendisi için verilmiş hiçbir kararı bilmeyen hastamız, uyanıp da süreci öğrenince 'yaşamam imkansızdı' dedi. Mutlu son, ekip çalışmasıyla geldi" şeklinde konuştu.
Ahmet Kuvvet, 6 Ocak Cumartesi akşamı saat 11.30 sıralarında Bornova ilçesinde oturduğu evde hastalandı. Eşi Filiz Kuvvet, Ahmet'in titreme, 39 dereceyi geçen ateş ve nefes almada zorlanma belirtileri gösterdiğini fark ederek onu Türkan Özilhan Devlet Hastanesi'ne götürdü. Hastanede yapılan müdahalenin ardından Ahmet Kuvvet'in durumu kötüleşti ve entübe edilerek nefes alamaz hale geldi. Doktorlar, Ahmet'in durumunun ciddiyetini göz önünde bulundurarak onu yoğun bakım servisine yatırılması gerektiğine karar verdiler. Boş bir yoğun bakım yatağı bulunan Acıbadem Kent Hastanesi'ne sevk edilen Ahmet Kuvvet, gece nöbetinde olan Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Alihan Pirim tarafından hemen servise yerleştirildi.
Filiz Kuvvet, eşinin hastalık geçmişi hakkında bilgi verirken, Ahmet'in diyabetli olduğunu ve 8 yıl önce kalp krizi geçirdiğini ifade etti. Bu bilgiler üzerine Dr. Alihan Pirim, kardiyoloji uzmanı Dr. Hamed Moghancizadeh'i bilgilendirerek hastanın durumuyla ilgili tedbirler alınmasını sağladı. Dr. Moghancizadeh, Ahmet'i anjiyoya alarak sabaha karşı müdahalede bulundu. Anjiyo sonucunda üç ana damarın üçünde de ciddi darlık tespit edildi. Kalp yetmezliği belirtileri görülmesi üzerine Dr. Moghancizadeh, hastanın sağ kasık damarından girerek kalbin önüne kalp destek pompası yerleştirdi. Bu müdahale ile kalbin yükü azaltılarak daha rahat çalışması sağlandı.
Bu gelişmelerin ardından hastanın durumu bir konseyde görüşülerek by-pass ameliyatına karar verildi. Uzmanlar, ameliyatın riskinin, ameliyat etmemenin riskinden daha düşük olduğuna karar verdiler. Ancak, ameliyata geçmeden önce hastanın ameliyata hazır hale getirilmesi gerekiyordu. Bu süreçte, Dr. Alihan Pirim, Yoğun Bakımlar Sorumlusu Doç. Dr. Mert Akan ve Uzm. Dr. Remzi Özgür Özay, hastanın tedavisini üstlenerek ameliyata hazırladılar. Bu multidisipliner yaklaşım ve ekip çalışmasıyla Ahmet Kuvvet'in tedavi süreci başarıyla devam etti.
Doç. Dr. Narin, 10 Ocak'ta hastayı ameliyata aldıklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
"Ameliyat sırasında 3 ana damar ve bir yan damar olmak üzere toplamda 4 damar by-pass işlemi gerçekleştirdik. Ameliyatın ardından, anestezi ekibimizin gözetiminde ve tedavisinde hastamız 2. gün uyanarak üçüncü gün solunum cihazından çıkarıldı. Ayrıca, kalpteki balon pompası da çıkarıldı. Hastamızın servise alınmasını 16 Ocak'ta gerçekleştirdik. Neredeyse komada olan hastamızı 23 Ocak'ta taburcu ettik. Hastamız yüksek risk grubundaydı ve yapılacak müdahalelerle ilgili hiçbir fikri yoktu; tüm süreçlerde kararları eşi, çocukları ve kardeşi verdi. Hastamız, yaşadıklarını öğrendiğinde 'yaşamam imkansızdı' dedi. Bu mutlu son, ekip çalışmasının bir sonucudur. Hastamızın iyileşmesi, tüm yorgunluklarımızı ve stresimizi unutturdu."
Bu sözler, hastanın tedavi sürecindeki başarılı ve dikkatlice planlanmış bir yaklaşımın sonucunda sağlığına kavuştuğunu ve hastanın ailesiyle birlikte yaşadığı zorlu süreci atlattığını göstermektedir.
Filiz Kuvvet, eşinin entübe edilmesinin ardından umut verici bir söz duymadıklarını belirtti ve şunları söyledi: “Eşimin durumu çok ciddiydi, bilinci kapalıydı. Her şeye hazırlıklı olun denilince oğlumu çağırdım. Hemşirelik okuduğu için risklere, olabileceklere yabancı değildi. Çok zor, korku dolu günler geçirdik. Başarılı bir ekip sayesinde eşim hayata geri döndü. Doktorlarımıza çok teşekkür ediyorum.”
Ahmet Kuvvet ise yaşadıklarını öğrendiğinde şaşkınlık yaşadığını ifade ederek şunları dile getirdi: “Ayın 6'sı ile 12'si arası benim için kayıp. Hiçbir şey bilmiyor, hatırlamıyorum. Sonuca bakınca gerçekten yaşamam imkansızdı. Doktorlarımız sağ olsun, var olsun.”
Bu ifadeler, Ahmet Kuvvet'in tedavi sürecinde yaşadığı bilinçsizlik ve sonrasında hayata dönüşünün kendisi ve ailesi için büyük bir mucize olduğunu göstermektedir. Ayrıca, doktorların başarılı çalışmaları ve özverili çabalarıyla sağlığına kavuşan Ahmet Kuvvet'in şükranını dile getirmesi, sağlık ekibinin önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır.