- İzmir
- 27.08.2025 12:03
İzmir’in ve fuarın 1937’den bu yana simgesi olan Paraşüt Kulesi, 94. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda Kültürpark’ta sessiz kalacak. Tarihi yapı, oysa ki sadece bir eğlence aracı değil; gençleri havacılıkla buluşturan bir okul gibiydi
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER - İzmir Enternasyonal Fuarı’nın Göl Gazinosu ve lunaparkı gibi miraslarından biri olan Paraşüt Kulesi, fuarın açılmasına sayılı günler kala yine sessizliğe mahkum.30 Ekim 2024 tarihinde meydana gelen İzmir Depremi’nde hasar alan ve o günden beri kapalı kalan Paraşüt Kulesi, bu yıl 94. kez düzenlenecek olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nda yine kapalı kalacak. Türkiye’de sadece Ankara ve İzmir’de bulunan ve bir zamanlar kentte “Paraşüt Kulesi’nden atlamayana kız verilmez” geleneğini oluşturarak, cesaret testi haline gelen, fuar dönemlerinde Kültürpak’ta uzun kuyruklar oluşturan kule, halkla da büyük bir bağ kurmuştu. Kuleyi ayağa kaldırmanın, İzmir’in ruhunu yeniden göğe taşımak olduğuna dikkat çeken Türk Hava Kurumu (THK) Güzelbahçe Şube Başkanı ve Genel Kurul Delegesi Yakup Ateş, “Bu simgeyi korumak İzmir’in gelecek kuşaklara borcudur” dedi.
94. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın bu yıl lunapark ve Paraşüt Kulesi olmadan açılacak olmasının fuarın kimliğinde yarattığı boşluğu anlatan Ateş, “1937 yılı 7. İzmir Enternasyonal Fuarı, diğer yıllara göre çok daha büyük bir coşkuyla hazırlandığı biliniyor. Fuarın ve İzmir Paraşüt Kulesi’nin açılışını o zaman ki İktisat Vekili, Celâl Bayar yaptı. Fuar’ın en büyük özelliği Kültürpark’ın sürekli bir kurumuna dönüşecek olan Paraşüt Kulesinin açılışı oldu. Geçmişten bugüne denk İzmir ve tüm Anadolu’ da İzmir Fuarı denilince akla ilk gelen görkemli Paraşüt Kulesi ve lunaparkı olmuştur. Bugüne bakıldığında ise her ikisinden neredeyse yoksun bir İzmir var karşımızda. Geçmişin izlerini taşıyan Kültürpark ise 94. Enternasyonal fuara hazırlık aşamasında ancak o eski heyecan ve tat elbette yok oldu” ifadelerini kullandı.
Paraşüt Kulesi binasının yapısına değinen Ateş, “İzmir Paraşüt Kulesi Türk Hava Kurumu tarafından 1937’de inşa edilen ve ülkemizdeki iki paraşüt kulesinden biri. Mimari projesi Bedri Tümay ve Algrandi tarafından hazırlanan kulenin yapımına 1935’te başlandı. Kule 1937’de tamamlanarak ve aynı yıl gerçekleştirilen 7. İzmir Enternasyonal Fuarı ile birlikte 9 Eylül’de açıldı. Betonarme olarak inşa edilen İzmir Paraşüt Kulesi’nin zeminine yetmiş beş tane meşe kazık çakıldı. Kulenin deniz seviyesinden yüksekliği 4,5 metre, yerden yüksekliği ise 48 metre. Bu ifadelerimizden yola çıkarak 30 Ekim 2020 İzmir depreminden sonra hasarlı olduğu tespit edilen Paraşüt Kulesinin tarihi dokusunu bozmadan güçlendirilmesi elbette ki daha doğru olacak” dedi.
Paraşüt Kulesi’nin yıllardır atıl kalması sizce sadece bir ihmal olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Ateş, “Son zamanlarda basından okuduğumuz ve duyduğumuz kadarıyla Kültürpark içerisinde kalan Göl Gazinosu’nun restorasyonuna başlandığını biliyoruz. Elbette ki Kültürpark’ın ve İzmir’ in simgesi haline gelmiş değerlerini korumak, sahip çıkmak gerekli. İhmal olduğunu düşünmemekle birlikte öncelik sırasına alınamadığını net olarak ifade edebiliriz. 2024 yılı başlarında Paraşüt Kulesi ile ilgili çalışmaların başlanıldığını ifade edebiliriz” dedi.
Paraşüt Kulesi’nin önemini anlatan Ateş, “Dünya üzerinde ve günümüzde artık eşi ve benzeri olmayan, sadece Türkiye’de 2 adet bulunan Paraşüt Kulesi Rusya’nın başkenti Moskova’daki Gorki Parkı’nda 1. ve 2. Dünya Savaşı yıllarında Rus askerlerinin eğitilmesi amacıyla kullanılan bir yapıydı. Paraşütle uçaktan atlayacak askerler burada deneyim kazanır, yükseklik ve hava boşluğu korkularını yenerdi. Bu durumdan yola çıkarak tamda ifade edildiği gibi sadece bir eğlence aracı olmayan Paraşüt Kulesi sivil havacılığa, paraşütçülüğe, Türk Hava Kurumuna gönül veren Türk gençliğinin bir eğitim yuvasıydı. Restorasyonların yapılması ve tamamlanmasıyla İzmir halkına Paraşüt Kulesi’nin aktif hale geldiğinin duyurulması gerekmekte ve o eski neşeli günlere dönülebilmeli” şeklinde konuştu.
Kulenin İzmir’de halk arasında cesaret testine döndüğünü belirten ve zamanla Paraşüt Kulesi’nden atlamayana kız vermezler geleneğinin doğduğunu belirten Ateş, bu yapının halkla kurduğu bağı gösterdiğine dikkat çekerek bu bağı yeniden kurmak için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini şu sözlerle anlattı: “Türk Hava Kurumuyla 2004 yılında tanıştığımda ilk olarak elbette ki paraşüt kulesinden atlayış gerçekleştirilirdi. O zamanlar tamda bu sözle karşılaştığımı ifade etmem gereklidir. Paraşüt Kulesi o kadar İzmirliye hizmet etmiştir ki halk arasında atlayışa gelen aileler bu sözle geçmişlerini de yad ederlerdi. Paraşüt Kulesi özellikle erkekler için korkunun yeneceği, korkusuzluğun göstergesi bir yapıydı. Sözün özü halkımızla bağını koruyan, geçmişini hatırlatan bu güzide yapıyı korumak ve kollamak gereklidir. İzmir’in yeni kuşaklarına ise İzmir’in simgelerini anlatmak, aktarmak, yaşatmak gerekli.”
Türk Hava Kurumu’nun Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten yadigar kalan güzide kurumlardan biri olduğuna da dikkat çeken Ateş, “Türk Hava Kurumu 2025 yılında tam 100. yaşına girdi. Hem Türk Hava Kurumu’na hem de bu simgesel yapıya elbette sahip çıkmak gereklidir. Dünya üzerinde sadece İzmir ve Ankara’da kalan bu güzide yapılar tarihsel açıdan da önemlidir. Geçmiş dönem ve zamanın İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz, Rusya’da gördüğü Paraşüt Kulesi’nin bir benzeri kulenin Kültürpark’a yapılmasını Türk Hava Kurumuna öneren kişidir. Göklerde özgürce uçmak, atlayışlar yapmak isteyen Türk gençliğinin ve Türk havacılık vizyonunun geçmişine sahip çıkarak, gelişerek ilerleyeceği kaçınılmaz” dedi.
16 Şubat 1925’te Atatürk’ün talimatıyla kurulmuş olan Türk Hava Kurumu kuruluş tarihinden tam 10 yıl sonra genç bir kurum iken böyle büyük ve güzel bir organizasyonun içine girerek bir değil iki adet Paraşüt Kulesi’ni ülkemize kazandırmıştır. Paraşüt kulelerinin yapımlarıyla birlikte 1929 yılında Uluslararası Havacılık Federasyonu’na (FAİ)’üye olmuş ve havacılık alanında uluslararası camiada ülkemizi temsil etmiştir. Ayrıca eş zamanlı olarak Kayseri Uçak Fabrikası, Etimesgut Uçak Fabrikası gibi ülkemiz havacılık sanayisinde vizyon ve değer katan işlerin içerisine girmiştir. Bu atılımların hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye’nin modernleşme ve havacılık vizyonunun sağlam ve emin adımlarla ilerlemesine büyük katkılar sunulmuştur. Uluslararası camiada bir örneği bulunmayan İzmir Paraşüt Kulesi’nin kaderine terk edilmiş olması veya yıkılması tarihi tamamen inkar etmek olacaktır. Büyük bir vizyon ve emekle günümüze kadar gelen bu değerli İzmir simgesini korumak uluslararası fuarcılık camiasına da katkı sunmuş olacaktır.
Kaynak : HABER MERKEZİ