İzmir’in kalbinde yıl sonu durgunluğu

KEMAL ÖZKURT - ÖZEL HABER - Yılbaşına sayılı günler kala İzmir’de alışveriş hareketliliği belirgin şekilde artarken, vatandaşlar yeni yıl hazırlıkları için kent merkezindeki çarşı ve pazarlara yönelmeye başladı. Hediyelik ürünler, giyim, yılbaşı sofraları için gıda alışverişi ve temel ihtiyaçlar başta olmak üzere birçok kalemde yaşanan bu hareketlilik, özellikle son hafta itibarıyla yoğunluk olarak kendini gösterdi. Kimi yurttaşlar artan fiyatlar nedeniyle daha temkinli alışveriş yaparken, kimi vatandaşlar ise yeni yıla girerken eksiklerini tamamlamaya çalışıyor. Bu hareketliliğin en net hissedildiği noktaların başında, İzmir’in tarihi ticaret merkezlerinden Kemeraltı Çarşısı geliyor. Ekonomik koşullar, artan maliyetler ve alım gücündeki değişimin esnafa nasıl yansıdığı merak edilirken, yılın kapanışına günler kala çarşıdaki son durumu değerlendiren İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Semih Girgin, “Yılbaşı öncesini çok sakin geçiriyoruz. Geçen yıllara kıyasla çarşıda beklenen hareketlilik oluşmadı, esnaf olarak durağan bir dönem yaşıyoruz. Kalabalık yok, alışveriş sınırlı. Bu tablo hem beklentileri düşürdü hem de esnafın yeni yıla daha temkinli girmesine neden oldu. Özellikle son haftalarda çarşıdaki durgunluk daha net hissediliyor; bu yıl önceki yıllardan farklı olarak ekstra bir sakinlik söz konusu” dedi.

EKSTRA BİR SAKİNLİK VAR

Çarşıda hiç görülmemiş bir durağanlık yaşandığına dikkat çeken Girgin, “Çarşıdaki son durumlara baktığımızda yoğunluğumuz yok. Yılbaşı öncesini çok sakin geçiriyoruz. Kalabalık da yok; bu aralar çarşı oldukça durgun. Bunun bir nedeni de hava koşulları. İzmir’de hava soğuk olunca insanlar pek dışarı çıkmıyor. Çok sakin bir yılbaşı yaşıyoruz. Tabii ki buradaki en büyük kıstasımız maalesef alım gücü. Alım gücünün çarşıya yansıyacak şekilde artmaması, beklentilerimizi sürekli öteliyor. Şu an bu süreci böyle yaşıyoruz. Ancak inanılmaz derecede bir durağanlık söz konusu. Bu durum oldukça göreceli ve hava koşullarına bağlı. Gerçekten çok bağlıyız. Ancak geçen senelere göre bu yılı biraz daha sakin geçiriyoruz. Bunu itiraf edelim. Ekstra bir sakinlik var” dedi.

HER YIL AYNI SORUNU YAŞIYORUZ

Asgari ücrete zammının her yıl esnafı hem mal alımında hem de kira konusunda endişelendirdiğini ifade eden Girgin, “Her yılbaşında asgari ücret travmasını da yaşıyoruz. Yıl sonunda en büyük korkumuz bir de kiralar zamlanıyor, yüzde 50’den başlayan kira zamları gelecek. Esnaf streste. Her zaman esnaf olarak sabır, sükut diyoruz ve bunlar bizim en büyük karın ağrımız. Çarşı esnafının en büyük derdi kiralar, vergi oranları ve yıl boyunca artık psikolojik olarak alıştığımız zamların çarşıyı ve pazarı nasıl etkileyeceği. Çünkü hepsi birbirini zincirleme etkiliyor. Mal aldığımız yerler zam yaptığı zaman, biz de çarşıda bunu müşteriye yansıtmak zorunda kalıyoruz. Mal sahipleri, devlet ve kurumlar enflasyonun üzerinde ya da değerinde artış yapmaya çalışıyor ama insanların cebindeki para çoğalmadı” diye konuştu.

KEPENK KAPATAN ESNAF SAYISI ARTIYOR

Kemeraltı Çarşısı esnafının artan mali yükler nedeniyle kepenk kapatmaya başladığını söyleyen Girgin, “Esnafın umudu hiçbir zaman tükenmez. Biz her zaman kepenk açarız. Ama son dönemde kepenk kapatan esnafların olması bizi endişelendiriyor. Çünkü kiralar her geçen gün artıyor, maliyetler de ister istemez yükseliyor. Karşılığını alamadıktan sonra bu yük nasıl taşınacak? Bu noktada borçlanma başlıyor ve tablo daha da korkutucu hâle geliyor. Şu anda İzmir’e özgü bir durağanlık yaşıyoruz. Çünkü İzmir’in dışarıdan gelen yerli ve yabancı turisti çekecek yeterli hareketliliği yok. Şehrin parasını artıracak, ekonomiyi canlandıracak yatırımlar bulunmuyor. Bu durumda para herkese yetmiyor. Çarşıya da yansıyacak fazladan bir hareket olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ELİMİZDEKİ DEĞERLERİ KULLANAMIYORUZ

İzmir’in turizmiyle ilgili artık bir yol planı belirlemesi gerektiğine de dikkat çeken Girgin, “Bunu sadece yılbaşı olarak görmemek lazım. Bizim en büyük eksiğimiz burada başlıyor. İzmir’in turizmle ilgili nasıl bir yol izleyeceğine karar vermemiz gerekiyor. Bu kararı tek bir belediyeye yükleyemezsiniz. Şehrin tüm bileşenlerinin beş yıl, on yıl sonrasını kapsayan bir turizm programı olmalı. Eğer bu şehir turizmden katma değer sağlayacak bir çalışma yapmazsa, her yıl aynı konuları konuşmaya devam ederiz. Bugün yılbaşıyla anılan şehirlerin tamamının geçmişinde ciddi bir plan ve program var. Adam bir çeşme yapmış, bütün dünya o çeşmeyi görmeye gidiyor. Biz ise elimizde bu kadar değer varken, bunların kıymetini bilmiyoruz. İzmir’in kendi içinde böyle bir sorunu var. Bu sorun aşılmadığı sürece her yıl konuştuğumuz bir durum olarak kalacak ki bu da sağlıklı değil” açıklamasında bulundu.