- İzmir
- 28.06.2025 22:31
Ege Bölgesi'nde son yılların en sıcak hava rekorları kırılırken, orman yangınları da artış gösterdi. İKÇÜ Orman Fakültesi’nden Dr. İsmail Baysal, yangınların artmasında sıcaklık, rüzgar ve yerleşim alanlarının ormanlarla iç içe olmasının etkili olduğunu belirtti.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Orman Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi İsmail Baysal, sıcak hava dalgalarının ve düşük nemin etkisiyle orman yangını riskinin arttığını belirterek, Ege Bölgesi'nde yangınların tehlikeli boyutlara ulaştığını vurguladı. Özellikle son yıllarda sıcaklık rekorlarının kırılmasıyla birlikte İzmir başta olmak üzere bölgedeki yangın sayısının arttığını söyleyen Baysal, yerleşim alanları ve tarım bölgelerinin ormanlarla iç içe olmasının yangın riskini daha da yükselttiğini ifade etti. Dr. Baysal, yangınlarla mücadelede zaman zaman yerleşim yerleri ve ziraat alanlarının korunmasına öncelik verilmesinin yangının büyümesine yol açtığını belirtti.
Ege Bölgesi'nde yerleşim yeri ve ziraat alanlarının ormanlarla iç içe olmasının yangın riskini artırdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Baysal, yangınlarla mücadele çalışmaları sırasında kaynakların çoğu kez yerleşim, ziraat alanları ve iş yeri gibi alanların korunması ve zarar görmemesi adına yönlendirilmesine öncelik verildiğini, bu durumun yangının vahametini artırdığını söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Baysal, "Bu durum Ege Bölgesi genelinde yangın riskinin diğer bölgelere kıyasla daha yüksek olması gibi bir sonucu da karşımıza çıkarıyor" diye konuştu.
Geçen yıl İzmir il sınırları içinde 196 yangın çıktığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Baysal, "Bu yangınlarda yaklaşık 4 bin 378 hektar orman alanı yangınlardan etkilendi" dedi.
Ege Bölgesi'nin son 11 yılda yangın adedi ve yanan alan miktarları bakımından ülkemizde bölgeler arasında ilk sıralarda yer aldığını, geçen yıl itibarıyla da başı çektiğini belirten Baysal, Ege Bölgesi genelinde, adet ve yanan alan bakımından yangınların gösterdiği bu artışın altında yatan en önemli nedenin bölgede yaşayan insanların faaliyetleri olduğunu kaydetti.
Geçen yıl ülke genelinde çıkan yangınların yaklaşık yüzde 49'unun ihmal, dikkatsizlik ve kaza, yüzde 3,3'ünün kasıt, yüzde 19,1'inin doğal neden, yüzde 29,5'inin de belirlenemeyen nedenlerden kaynaklandığını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Baysal, sözlerine şöyle devam etti:
"Son 10 yılda yangınların yaklaşık yüzde 37'si ihmal, dikkatsizlik ve kaza, yaklaşık yüzde 4'ü kasıt, yüzde 14'ü yıldırım kaynaklı çıkarken, yaklaşık yüzde 45'inin çıkış nedeni ise belirlenemedi. Nedeni bilinmeyen yangınların yüzde 45 gibi oldukça yüksek bir oranda bulunuyor olması ve bu oranın mümkün olduğunca en aza indirilmesi gerekliliği, yangınlara yönelik alınacak önlemlerin belirlenmesi ve bu önlemlerin hayatiyete geçirilebilmeleri bakımından büyük önem taşıyor."
İzmir ve Manisa illerindeki ormanlardan sorumlu İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'nün (OBM) yangın adedi ve yanan alan bakımından Türkiye'deki 30 OBM arasında ilk 3'te olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Baysal, "Geçen yıl yangın adedi ve yanan alan bakımından en çok yangının çıktığı ve en fazla alanın yandığı ilk sıradaki OBM İzmir oldu. Son yılların en sıcak hava rekorları kırıldığı içinde bulunduğumuz bu günlerde yangınlar açısından son derece kritik günlerden geçiyoruz. Halkımızın her zamankinden daha fazla yangınlar konusunda hassas davranmaları hayati önem taşıyor" dedi.
Sıcaklıkların rekor seviyelere ulaşması, uzun süreli yağmursuz geçen günler sonrasında kurumuş ve nemini büyük ölçüde kaybetmiş yanıcı maddeler ve rüzgarın yangınların yayılış alanlarını artırdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Baysal, "Yaz ayları şartlar ve koşullar açısından yangına elverişli. Her yıl bir önceki yılı aratıyor. Geçen yıl sıcaklık rekoru kırılmıştı, bu yıl geçen yıldan daha yüksek ortalama sıcaklık değerleriyle rekor kırılıyor. Bu durum çıkan yangınlara olan müdahaleleri de yetersiz hale getiriyor. Yangın 10.00 ile 17.00 civarları arasındaki sıcaklığın en yüksek, bağıl nemin en düşük olduğu saatlerde çıkınca, rüzgarlı havalarda çok fazla yapacak şey kalmıyor. Ekstrem hava koşullarında yangına müdahale çok da mümkün olmuyor" diye konuştu.