- İzmir
- 22.09.2025 14:30
İZTO Yönetim Kurulu Üyesi Çağlar Kalkan, kooperatif olarak sorunları ilettiklerini ancak İZBETON tarafından dönüş yapılmadığını belirterek, "İlk günden itibaren kendi iç dinamikleriyle çözülebilecek bir sorunun sonunda inşaatı mühürlemek kötü niyettir" dedi
GÜLPERİ TİBİN - KEMAL ÖZKURT
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZBETON AŞ’ye yönelik “ihaleye fesat karıştırma” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlamalarıyla açılan davanın birinci duruşma ikinci celsesinde savunma yapan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Üyesi Çağlar Kalkan, süreçte İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin iyi niyetli davranmadığını belirterek, "Biz tüm sorunları İZBETON'a ilettik. Ancak dönüş yapılmadı. İlk günden itibaren kendi iç dinamikleriyle çözülebilecek bir sorunun sonunda inşaatı mühürlemek kötü niyettir. Mağdur bizleriz. Belediyenin uğrayacağı öngörülen zarar gerçekleşmemiştir. Ortada ne bir dolandırıcılık eylemi ne de bir kamu zararı vardır" diye konuştu.
Suçlamaları bul etmeyen Kalkan, "Biz tüm sorunları İZBETON'a ilettik. Ancak dönüş yapılmadı. İlk günden itibaren kendi iç dinamikleriyle çözülebilecek bir sorunun sonunda inşaatı mühürlemek kötü niyettir. Kooperatif oalrak iş yapabileceğimiz bir buçuk senede bomboş bir araziye 3 blok inşaat yapılabildi. Yeni gelen İzBB yönetimi haksız şekilde sözleşmeyi festhetti. Mağdur bizleriz. Belediyenin uğrayacağı öngörülen zarar gerçekleşmemiştir. Ortada ne bir dolandırıcılık eylemi ne de bir kamu zararı vardır. Yeni İzBB yönetimi ile defalarca yapılan görüşmeler sonucunda imzalanan iyi niyet protokolü ile iyi niyet çalışması yaptık. Ben de kooperatif yönetimi de böyle bir suç işlemedik" dedi.
Duruşmada ayrıca, tutuksuz sanık İZBETON eski Yönetim Kurulu Üyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Belma Özeş’in de ifadesi alındı. Suçlamaları kabul etmediğini ifade eden Özeş, “İZBETON ile kooperatiflerle sözleşme imzalandığı süreçte yönetim kurulu üyesiydim. Şahsıma yöneltilmiş suçlamaları ve iddiaları anlamış değilim. 30.03.2023 tarihli bahsi geçen protokolde imzam bulunmamaktadır. Yönetim kurulu üyesi olarak her zaman şirketin menfaatini ve kamu yararını gözettim. Şirketin karar alma süreçlerine katıldım ancak operasyonel süreçlere katılmam söz konusu değil. İddianamede bahsi geçen kooperatif, kooperatif üyeleri ve taşeron şirketlerle bağlantım yoktur. Ne kendime ne de bir başkasına çıkar sağlamadım. Soyut iddiaları kesinlikle kabul etmiyorum. Şahsıma özgü somut ve inandırıcı delillerin olmaması nedeniyle beraatimi talep ediyorum” dedi.
Mahkeme başkanı, savunması sırasında Özeş’e “protokol yetkisi kime aitti” sorusunu yöneltti. Özeş, soruya şu şekilde yanıt verdi: “İZBETON Genel Müdürü olarak Heval Bey’e aitti. 30.03.2023 tarihli protokolde benim imzam yok.”
İZSU eski Basın Daire işleri başkanı ve İZBETON eski Yönetim Kurulu Üyesi Birkan Acar ise herhangi bir çıkar sağlamadığını belirterek, "Kooperatiflerin yönetimini tanımıyorum. İzBB'de hiçbir teftiş sürecine girmedim. Dirket ifade verdik. Gerekli süreçler olmadan ifadeye çağırılmamız çok garip geldi. Benimle birlikte Yöneyim Kurulu Üyesi olan arkadaşlarla orada kooperatif hakkında konuşuyorduk ama anlaşmalarla ilgili bilgim yok. Herhangi bir sayıştaya tabi tutulmadık" dedi.
Kooperatifin imza sürecinde görevinden istifa ettiği için imzasının olmasının mümkün olmadığını belirten İzBB Şehir Tiyatroları Kurucusu Yücel Erten, “70 yıl boyunca sürüncemede kalmış İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na İzmir’e davet edildim. Tiyatroyu kurdum ve başarıya ulaştım. Hizmetim ve emeğim karşılığında bana sadece masum bir ücret ödendi. 29 Mart 2021’den 31 Aralık 2021 tarihine kadar İZBETON Yönetim Kurulu’nda bulundum. İlgi ve bilgim olmayan işler için toplantılara zaman ayıramamış olabilirim. Kentsel dönüşüm ve asfalt beton, mesleki birikimim dışındaki konular. Tiyatro sevgisine aşkla hizmet etmişken böyle bir konuyla suçlanmayı şaşkınlıkla karşılıyorum. Tunç Soyer’i İZBB ŞT kuruluşundan, Gaffar’ı da tedavi sürecimde tanıdım; onlar dışındakileri tanımıyorum. Dolandırıcılık suçuna asla teşebbüs etmedim ve niyetim olmadı. İddianamede suç ilk tarih 2022’ye ait; o tarihteki bir kararda benim imzamın bulunması mümkün değil çünkü öncesinde görevimden ayrılmıştım. Kooperatifle imzalanan protokolde de görevimden daha önce istifa etmiştim. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum” dedi.
İmza yetkisinin kısa bir dönemde devredildiğini ve 10 günlük sürecin ardından görevden ayrıldığını söyleyen Örnekköy Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Coşkun Özeren, "Deverdilirken de çıkarken de karşılık almadım. Kooperatifle ilgili Hüseyin Bey'in işlerine koşturuyordum. Okumadan, bakmadan attığım çok imza var. İZBETON'un yerini dahi bilmiyorum. Kooperatifle ilgili girdiğimde de 10 günlük bir sürede kaldım. Sonrasında zaten Hüseyin Bey'in şirketle davaları vardı koopertaif kuruluşunda varım ama haberim yoktu. Bir çalışan olarak imza yetkisi verilmişti ve sadece imza atıyordum. İZBETON'la yapılan sözleşmede ve protokolde de vardım ancak ne olduğunu bile bilmiyordum. Daha sonra öğrendim 10 günlük sürede çıkmak istedim ve çıktım. Kooperatifle bir ilgim yok, gelen evraklaraa imza atıyordum" dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ