- İzmir
- 24.12.2025 21:00
Özgener’den ABD büyümesi uyarısı
İZTO Başkanı Mahmut Özgener, ABD’deki güçlü büyümenin ihracat açısından fırsat yaratırken doların güçlenmesiyle cari açık, dış borç ve finansman maliyetlerini artırabileceği uyarısında bulundu
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT İzmir Ticaret Odası (İZTO) 2025 yılının son meclis toplantısı olan Aralık ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla İzmir Ticaret Odası Çok Amaçlı Salonda gerçekleştirildi. Güncel ekonomik değerlendirmelerde bulunan Özgener, 2025 yılı hem küresel hem de ulusal ölçekte belirsizliklerin yoğunlaştığı bir dönem olduğunu vurguladı. ABD'den gelecek talep artışının cari açık ve finansman maliyetlerini zorlaştırabilecek etkiler yaratabileceğine dikkat çeken Özgener, "ABD’den gelecek talep artışının, ülkemiz ihracat gelirlerini ve net ihracatın katkısını yükselebileceği ve portföy yatırımlarını arttırabileceğini ancak doların güçlenmesi ile ülkemiz dış borç yükünü ve ithalat maliyetlerini artırabileceği, sonrasında ise ülkemizin cari açık ve finansman maliyetlerini zorlaştırabilecek etkiler yaratabileceğini de dikkate almamız gerekiyor" dedi.
YAPAY ZEKA DÖNEMİNDEN GEÇİYORUZ
Ekonomi politikalarının yeniden şekillendiği, ülkeler arası rekabetin teknoloji, verimlilik ve tedarik zinciri güvenliği eksenlerinde keskinleştiği bir yıl olduğunu belirten Özgener, "Jeopolitik gerilimler, artan korumacılık eğilimleri ve finansal koşulların sıkılığı dünya ekonomisindeki dengeleri etkileyen temel unsurlar olarak öne çıktı. Bu süreçte küresel büyüme hızının yavaşladığını, yatırımların daha seçici hale geldiğini ve inovasyonun artık yalnızca rekabet avantajı değil, bir zorunluluk haline geldiğini değerlendiriyoruz. Tüm bu jeopolitik ve finansal dalgalanmaların ortasında yapay zekanın yeni bir araç olarak öne çıktığını ve kuralları henüz yazılmamış bir dönemden geçtiğimizi görüyoruz. Yapay zeka destekli üretim ve ticaret süreçleriyle birlikte veri odaklı iş modelleri ve yeşil dönüşüm standartları, ülkelerin kalkınma stratejilerini yeniden tanımlayan başlıklar olmaya devam ediyor. Uluslararası ilişkilerde istişarenin azaldığı, ikili uzlaşıların çok taraflı stratejik ittifaklara tercih edildiği, gümrük vergileri ve kısıtlamaların ön plana çıktığı daha riskli bir dünya düzenine doğru ilerliyoruz. Bu süreçte; Amerika Birleşik Devletleri teknoloji, üretim ve ticaret politikalarıyla küresel gündemin merkezinde yer alırken; Çin küresel tedarik zincirlerinde daha kalıcı bir rol üstlenme hedefiyle politikalarını yeniden şekillendiriyor. Avrupa Birliği ise bu değişim karşısında, teknolojik dönüşümünü hızlandırmak amacıyla yatırım stratejilerini güncelliyor. Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri’nde bu yılın üçüncü çeyreğinde büyümenin beklentilerin ötesinde yüzde 4,3 olarak gerçekleşmesinin, küresel ekonomideki yavaşlama endişelerini azaltabileceğini öngörüyoruz" dedi.

TALEP ARTIŞLARINI DİKKATE ALMAMIZ GEREKİYOR
ABD'den gelecek talep artışının cari açık ve finansman maliyetlerini zorlaştırabilecek etkiler yaratabileceğine dikkat çeken Özgener, "ABD’deki güçlü ekonomik büyümenin; yatırım ortamını, gelişmekte olan fonlara yönelimi ve Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz kararlarına doğrudan etki edebileceğini düşünüyoruz. Diğer yandan; büyüme rakamları Amerikan doları üzerinde güçlenme baskısı yaratabileceğinden dolayı; dövizle borçlanan şirketler ve devletlerin finansman maliyetlerini yükseltmesinin de söz konusu olabileceğine inanıyoruz. ABD’den gelecek talep artışının, ülkemiz ihracat gelirlerini ve net ihracatın katkısını yükselebileceği ve portföy yatırımlarını arttırabileceğini ancak doların güçlenmesi ile ülkemiz dış borç yükünü ve ithalat maliyetlerini artırabileceği, sonrasında ise ülkemizin cari açık ve finansman maliyetlerini zorlaştırabilecek etkiler yaratabileceğini de dikkate almamız gerekiyor. Geldiğimiz noktada, küresel belirsizliklerin finansal risklerden kaçınmayı neredeyse imkânsız hale getirdiğini görüyoruz. Bu yeni dönemde belirsizlikleri yönetebilmek, çevik, dayanıklı ve esnek yapılar kurabilmek her zamankinden daha önemli. Son yıllarda yaşanan hızlı dönüşüm, geleceğin bugünden analiz edilmesini ve farklı ihtimaller dikkate alınarak ekonomi politikalarının yeniden planlanmasını zorunlu kılıyor" diye konuştu.
Kaynak : HABER MERKEZİ