Özgener İzmir’in ekonomik karnesini açıkladı: Büyüme neredeyse sıfır

İZTO Başkanı Mahmut Özgener, İzmir ekonomisinin 2024’te yüzde 0,01 büyüdüğünü vurgulayarak, kentin potansiyeline rağmen yapısal sorunlar nedeniyle Türkiye ortalamasının gerisinde kaldığını ifade etti.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Özgener İzmir’in ekonomik karnesini açıkladı: Büyüme neredeyse sıfır haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT İzmir Ticaret Odası (İZTO) 2025 yılının son meclis toplantısı olan Aralık ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla İzmir Ticaret Odası Çok Amaçlı Salonda gerçekleştirildi. Güncel ekonomik değerlendirmelerde bulunan Özgener, İzmir’in üretim gücü, sanayi altyapısı ve insan sermayesine rağmen büyümenin neredeyse durma noktasına gelmesinin yapısal sorunlara işaret ettiğini belirtti.Özgener, İzmir ekonomisinin 2024 yılında neredeyse yüzde sıfır büyüme kaydettiğine dikkat çekerek, kentin sahip olduğu potansiyele rağmen ekonomik performansın Türkiye ortalamasının belirgin biçimde gerisinde kaldığını vurguladı.

İSTANBUL TEK BAŞINA YÜZDE 29'U TAŞIYOR

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2024 rakamlarını değerlendiren Özgener, "İstanbul’un tek başına 13 Trilyon Lira ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla‘nın yüzde 29.2’sini sağladığını görüyoruz. Sektörel bazda İstanbul’un Türkiye’nin toplam bilgi ve iletişim faaliyetlerinden aldığı pay yüzde 64, finans ve sigorta yüzde 59.3, mesleki, idari ve destek hizmetlerinde yüzde 39; ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 39.8 ve inşaat sektöründeki payı ise yüzde 27.8. Bunun 81 il açısından bakıldığında çok sağlıklı bir tablo olmadığını düşünüyorum. TÜİK verilerine göre toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içinde Ankara ise 4,7 Trilyon Lira ve yüzde 10.5 pay ile ikinci sırada. Verilere göre, İzmir 2024 itibarıyla yaklaşık 2,6 trilyon liralık ekonomik büyüklüğü ile üçüncü sırada ve yüzde 5.7 pay ile Türkiye’nin en büyük ekonomilerinden biri olmaya devam ediyor" dedi.

DAHA YÜKSEK SEVİYELERİ HAK EDİYORUZ

Bu rakamlara rağmen İzmir'in büyüme performansının Türkiye ortalamasının belirgin biçimde altında kaldığını belirten Özgener, "Ülkemiz ekonomisi 2024 yılında yüzde 3,3 büyürken, İzmir ekonomisinin büyümesi neredeyse sıfıra yakın yüzde 0,01 seviyesinde gerçekleşmiş durumda. Bu tablo bize şunu söylüyor: Sorun İzmir'in potansiyelinin zayıf olması değil; mevcut potansiyelin yeterince büyümeye dönüşememesi. Daha da önemlisi, bu ayrışmanın arkasında yapısal bir konu olduğunu düşünüyoruz. Sektörel kırılıma baktığımızda, kentimizin sanayiden aldığı payın son yıllarda gerilediğini görüyoruz. Ülke sanayisi içindeki payımız düşerken, imalat sanayindeki ağırlığımız da zayıflıyor. Bu durum, dezenflasyon sürecinin uzaması, kredi koşullarının pahalı ve erişimi zor olması ve yatırım iştahındaki zayıflamayla birlikte okunduğunda, İzmir sanayisinin parasal sıkılaşmadan görece daha olumsuz etkilendiğine işaret ediyor. Kişi başı gelir verileri de bu resmi tamamlıyor. İzmir’in kişi başı geliri yaklaşık 16 bin 900 dolar seviyesinde. Bu rakam Türkiye ortalamasının üzerinde olmakla birlikte, kentimizin üretim gücü ve insan sermayesi dikkate alındığında daha yüksek bir seviyeyi hak ettiğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.

DÖNÜŞÜMÜ İZMİR ÖLÇEĞİNDE HAYATA GEÇİRMELİYİZ

İzmir'in son 5 yıllık büyüme performansına bakıldığında kendi performansını tam olarak kullanmadığını gösterdiğine dikkat çeken Özgener, "Kentimizin büyüme hikâyesini yeniden güçlendirecek olan şeyin yalnızca talebi canlandırmak olmadığını düşünüyoruz. Asıl ihtiyacımızın; sanayiyi, tarımı ve hizmetleri verimlilik ekseninde birlikte dönüştüren bir yaklaşımı hayata geçirmek olduğunu değerlendiriyoruz. Sanayide yaşanan ölçek kaybını durdurmadan, tarımda verimlilik ve katma değeri artırmadan, hizmetlerde üretkenliği yükseltmeden kalıcı bir büyümeyi yakalamanın mümkün olmadığını analiz ediyoruz. Tekstil ve hazır giyimden tarıma, enerjiden teknolojiye kadar tüm alanlarda ortak hedefimizin; arz tarafını güçlendiren, verimliliği artıran ve en önemlisi istihdamı koruyarak rekabet gücünü kalıcı hale getiren bir dönüşümü İzmir ölçeğinde hayata geçirmek olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada belirleyici olan; kentimizin güçlü üretim ve insan kaynağı potansiyelini, doğru ve bütüncül politikalarla yeniden büyüme patikasına taşıyabilmektir" diye belirtti.

ERKEN SANAYİSİZLEŞME UYARISI

Özgener, sanayinin verimsizlikten değil, rekabet gücünün aşınması nedeniyle çözülmeye başladığına dikkat çekerek, bunun akademik bir tartışma değil sahada hissedilen somut bir risk haline geldiğini vurguladı. Özellikle tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinde dünya ihracatı artarken Türkiye’nin pay kaybetmesinin, sorunun talep değil rekabet gücü kaynaklı olduğunu gösterdiğini ifade etti. Kur, enflasyon ve faiz dengesinin uzun süredir sanayi aleyhine çalıştığını belirten Özgener, artan işçilik ve enerji maliyetlerinin ölçek kaybı ve istihdam daralmasını hızlandırdığını dile getirdi. Bu sürecin sağlıklı bir dönüşüm değil, erken sanayisizleşmenin tipik bir göstergesi olduğunu kaydetti.

TARIMDA DA BENZER RİSK VAR

Sanayide yaşanan sürecin tarımda da benzer biçimde yaşanabileceği uyarısında bulunan Özgener, tarım sektöründeki küçülmenin iklim değişikliği, kuraklık, zirai don ve artan girdi maliyetleriyle birleşerek yapısal bir tarımsızlaşma riskine işaret ettiğini söyledi. 2025’te yaşanan kuraklık ve don olaylarının üreticinin kırılganlığını ortaya koyduğunu belirten Özgener, tarımda üretimi koruyan, verimlilik ve teknoloji temelli politikaların ertelenemez hale geldiğini vurguladı. İzmir’in tarım, ormancılık ve balıkçılık payını artıran nadir kentlerden biri olduğuna dikkat çeken Özgener, bu potansiyelin kalıcı hale gelmesi için akıllı dönüşüm, planlı üretim ve kooperatifçiliğin kritik rol oynadığını ifade etti.

 

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.