Prof. Dr. Bıçaklı anlattı: Çocukluk çağı kanser tedavisinde beslenme ne kadar önemli?

Çocukluk çağı kanserlerine ilişkin açıklamalarda bulunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Onkoloji Diyetisyeni Doç. Dr. Derya Hopancı Bıçaklı, “Çocukluk çağı kanserlerinde uygulanan kemoterapi, radyoterapi ya da kök hücre nakli gibi tedavilerin her biri çocuğun beslenmesini ciddi anlamda etkiler” dedi.


  • Oluşturulma Tarihi : 14.02.2025 11:48
  • Güncelleme Tarihi : 14.02.2025 11:48
  • Kaynak : BÜLTEN
Prof. Dr. Bıçaklı anlattı: Çocukluk çağı kanser tedavisinde beslenme ne kadar önemli?

Çocukluk çağı kanserlerinde beslenme, hastalıkla mücadelede kritik bir öneme sahip. Hastalıkla mücadele ederken bir yandan da büyüme ve gelişme göstermesi gereken çocuklar için dengeli ve doğru beslenme daha da önemli bir hale geliyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Onkoloji Diyetisyeni Doç. Dr. Derya Hopancı Bıçaklı, çocukluk çağı kanserlerinde beslenmenin önemine dikkat çekti.

Tedavi sürecinin doğru beslenmeyle desteklenebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Çocukluk çağı kanserlerinde uygulanan kemoterapi, radyoterapi ya da kök hücre nakli gibi tedavilerin her biri çocuğun   beslenmesini ciddi anlamda etkiler. Tanı konulduğu andan itibaren çocukların beslenme durumlarını değerlendiriyoruz. Bunun değerlendirme ilk etapta vücut kompozisyonlarını, boy, ağırlık gibi antropometrik ölçümlerini ve besin tüketim durumlarını içeriyor. Yetersiz beslendiğini saptadığımız çocuklara beslenme desteği uygulamaya başlıyoruz. Beslenmesinin bozulacağını öngördüğümüz bazı durumlarda yetersizlik oluşmadan proaktif beslenme desteği uyguluyoruz. Gerek tedaviler, gerekse semptomlar nedeniyle besin tüketemeyen çocuk hastalar, birkaç günlük beslenme yetersizliğinde bile malnütrisyona (yetersiz beslenme) girebilir. Bu durum büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkilediği gibi tedavi başarısını da etkiler. Bu nedenle çocuklarda vücut ağırlığının korunması bile bir başarı olarak kabul edilmez, çünkü akran ortalamalarına yakın büyümesi ve gelişmesini sürdürebilmesini isteriz.”

 

“BÜYÜME EĞRİSİNİN DİKKATLE İZLENMESİ ÇOK ÖNEMLİ”

Çocukluk çağı kanserlerinde tedavi sürecinin birkaç haftada tamamlanmadığını söyleyen Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, genellikle 6 ila 8 ay sürdüğünü, bazen 1 yıl, hatta nükslerle 2-3 yıl sürebileceğini anlattı. Bıçaklı, “Bu süreçte büyüme eğrisinin dikkatle izlenmesi çok önemlidir. Eğer hastaların beslenmesi yakından takip edilmezse, gözden kaçabilecek bir malnütrisyon durumu gelişebilir” diye konuştu.

Yetersiz beslenmenin çocukluk çağı kanserlerinde tedavi başarısını olumsuz etkilediğini vurgulayan Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, malnütrisyonlu çocuklarda halsizlik, trombositopeni, nötropeni, enfeksiyonlar ve mukozit (ağız yaraları) gibi yan etkilerin daha sık görüldüğünü belirtti. Bu durumun tedavi sürecinin uzamasına, sık hastane yatışlarına ve tedavilerin aksamasına yol açtığını ifade eden Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, iyi beslenen çocukların daha çabuk iyileştiğini vurguladı.

 

“SÜREÇLER ONKOLOJİ DİYETİSYENİ GÖZETİMİNDE YAPILIR”

Çocukluk çağı kanserlerinin çoğunda yetersiz beslenme görüldüğüne değinen Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, açıklamasına şöyle devam etti:

“Sindirim kanalını etkileyen tümörler ve ileri evre solid tümörlerde bu durum daha yaygındır. Nöroblastom, Wilms tümörü, ALL ve AML gibi hematolojik kanserlerle, sarkom tedavileri çocukların ciddi düzeyde malnütrisyona girmesine neden olabilir. Çocukluk çağı kanserlerinde yetersiz beslenmeyi önlemek tedavinin birinci kuralıdır. Bu amaçla tanıdan itibaren iyi bir beslenme planı, eğitimi, izlemi ve aile desteği şarttır. Yetersizlik tespit edilirse, oral beslenme destek ürünleri veya nazogastrik tüp ile beslenme, gerekiyorsa parenteral beslenme uygulanabilir. Tüm bu süreçler, onkoloji diyetisyeni gözetiminde yapılır. Evde iştahla besin tüketen bir çocuk, hastanede yeterince besin tüketemeyebilir. Çocukluk çağı kanserlerinde uzun süre yatış sebebiyle çocuğun hastane yemeklerinden hoşlanmaması, yemeğin uygun zamanda gelmemesi, uygun sunumların olmaması, yemeğin uygun sıcaklıkta ve lezzette olmaması da kötü beslenme nedenlerinden bazılarıdır.”

 

“ANNEYİ DE RUHEN BESLER”

Çocukluk çağı kanserlerinde yalnızca çocuğun değil, annenin de durumunun önemli olduğunu belirten Bıçaklı, “Bu süreç, çoğunlukla anneyle birlikte yürütülen bir süreçtir. Annenin çocuğuna bakarken en büyük endişesi, çocuğunun yemek yememesi olur. Annenin ısrarı ve çocuğun besini reddetmesi nedeniyle aralarındaki ilişki de olumsuz etkilenir. Bizim verdiğimiz beslenme desteği, sadece çocuk beslenmekle kalmaz aynı zamanda anneyi de rahatlatır ruhen besler” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, onkoloji diyetisyenlerinin, tedavi sürecinin başından sonuna kadar, hatta iyileşme sonrası takiplerde de yer alması gerektiğinin altını çizdi.

 

“BİZLERİN EN BÜYÜK MOTİVASYON KAYNAĞI”

Doç. Dr. Hopancı Bıçaklı, çocukluk çağı kanserinde kemoterapinin yan etkilerine de değindiği konuşmasını şöyle noktaladı:

“Çocukluk çağı kanserlerinde kemoterapinin yan etkileri arasında bulantı, kusma, mukozit, kabızlık veya ishal, iştahsızlık ve güçsüzlük bulunur. Bulantısı olan hastalara kuru, yağsız, tuzlu besinler; kabızlık durumunda posa içeriği yüksek besinler önerilirken, iştahsız hastalarda ise yüksek enerjili ve protein içeren besinler tavsiye edilir. Radyoterapide ise uygulanma bölgesine bağlı olarak görülen yan etkiler karşısında alabileceğimiz beslenme tedbirleri bulunmaktadır. Çocuklar, tat kaybı nedeniyle eskiden sevdikleri besinleri reddedebilir, ağız yaraları ise su içmeyi bile zorlaştırabilir. Onkoloji diyetisyeninin önerdiği oral beslenme destek ürünleri kullanılmalı ve ağız bakımı titizlikle yapılmalıdır.  Bu durumda, yumuşak, sulu ve besin değeri yüksek besinler tercih edilmeli, diyetisyen önerilerine uyulmalıdır. Ayrıca, yemeklerin eğlenceli sunumu ve uygun ortamlar da iştahı artırabilir. Çocukların bu zorlu tedavi sürecinde eksiksiz beslenerek tedavilerini etkili bir şekilde tamamlamaları, büyüyüp gelişmeleri, tedavi sürecinde çocukların güçlenerek, tedaviye ara vermeden ve kür gecikmelerine sebep olmadan ilerlemeleri ve nihayetinde iyileşmeleri bizlerin en büyük motivasyon kaynağıdır.”

BÜLTEN

Yazarımız Kim ?

BÜLTEN