Prof. Dr. Öztürk faydalarını anlattı: Kırmızı ve mordan gelen şifa

Kırmızı-mor besinlerin içeriğinde bulunan polifenoller, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sağlığımıza önemli katkılar sağlaması haricinde; yaşlanma, hücre ve doku hasarının da önüne geçiyor. İyi ve zinde görünümün devamlılığını sağlıyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yaşar Üniversitesi Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Biyomühendis Ece Yıldız Öztürk, kırmızı ve mor besinlerin sık sık tüketmenin önemine değindi. Öztürk, bu süper besinlere kaliteli bir besin desteği şeklinde hayatımızda yer vermemiz gerektiğini vurguladı.

“KARACİĞER HASTALIKLARI İLE BAĞLANTILI”

Öztürk, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Kırmızı ve mor besinlerde bol miktarda bulunan antioksidanlar, vücudu oksidatif stres ve serbest radikallerin verdiği zararlardan koruyan maddelerdir. Antioksidanların, daha sağlıklı bir bedenin destekçisi olmalarının yanı sıra yaşlanmayı yavaşlatıcı etkileri de bulunmaktadır. Çevre kirliliği, yetersiz-kötü beslenme alışkanlıkları, enfeksiyonlar, travma, stres, sigara, radyasyon, UV ışınları, kimyasal maruziyetleri gibi olumsuz yaşam koşulları/etkenler vücudumuzda oksidatif strese sebep olan serbest radikallerin artmasına sebep olmaktadır. Serbest radikallerin oluşumu ile antioksidan savunma mekanizması arasında ciddi dengesizlik oluşursa, o zaman oksidatif stres meydana gelmeye başlar. Oksidatif stresin vücuttaki etkileri kanser, Alzheimer, Parkinson, kardiyovasküler hastalıklar, immün sistem hastalıkları, katarakt, diyabet, solunum sistemi hastalıkları, böbrek ve karaciğer hastalıkları ile bağlantılıdır. Özellikle berry ailesi üyelerinden olan yaban mersini, aronya, açai, ahududu, böğürtlen, gojibery, karadut ile kızılcık, mürdüm eriği, anjelika eriği, çilek, kiraz, incir, mor üzüm ve nar antosiyanin yönünden zengin meyvelerdir. Kırmızı-mor renkli sebzelerden olan pancar, kırmızı biber, mor lahana, kırmızı turp, mor havuç, mor soğanın antioksidan içerikleri yüksektir.

KİLO KONTROLÜNDE ÖNEMLİ YER TUTAR”

Antosiyaninlerin vücutta inflamasyonu azaltarak bağışıklığı güçlendirdiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Biyomühendis Yıldız Öztürk, “Klinik çalışmalar bu besinlerin tüketilmesi ile beyin hücrelerindeki yıpranmanın daha az olduğunu ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalık riskini azalttığını göstermektedir” dedi.

Öztürk, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Yüksek antioksidan kapasitesiyle tümör hücrelerinin büyümesini yavaşlatıcı etkisi ile kanserden korunmaya yardımcıdır. İçerdiği polifenolik bileşiklerin sağlıklı bağırsak mikrobiyotası üzerindeki uyarıcı etkisi sayesinde, sağlıklı sindirim ve düzenli bağırsak hareketleri için de önemli bir yere sahiptir. Antosiyaninlerle birlikte çalışan Quercetin etken maddesi iltihaplanmayı önleyici etkisi sayesinde eklemlerdeki sıvının iltihaplanmasına neden olan romatoid artriti azaltmaya yardımcı olur. İçerdikleri yüksek C vitamini vücutta kollajen üretimini destekleyerek cildin esnekliğinin korumasına yardımcı olmaktadır. Saç ve cilt sağlığının yanı sıra, makula dejenerasyonu, katarakt gibi göz hastalıklarına karşı da korumaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca su ve lif içeriklerinin yüksek ve kalori içeriklerinin düşük olması sayesinde kilo vermek isteyenler için de güzel bir seçenek olmaktadır. Bağırsak sağlığına etkisiyle birlikte toksinleri atmaya yardımcı olur, doygunluk sağlar, aşırı yeme isteğini önler ve kilo kontrolünde önemli yer tutar.”

BÜLTEN