Prof. Dr. Sözbilir’den İzmir için kritik açıklama: Son 25 yılın yapı stoğu yok!

İzmir’de en son 25 yıl önce yapılan ‘Deprem Master Planı’nın tekrar yapılacağını duyuran DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’deki yapı stoğunun yüzde 60’ının depreme dayanıksız olduğunu vurgulayarak son 25 yılın yapı stoğunun olmadığını aktardı

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Prof. Dr. Sözbilir’den İzmir için kritik açıklama: Son 25 yılın yapı stoğu yok! haberinin görseli

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Bilim Kafe Sohbetleri kapsamında DEÜ Rektörlüğü’nde ‘Deprem ve İzmir’ programı düzenlendi. Gerçekleşen programda konuşma gerçekleştiren DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’deki yapı stoğunun büyük bölümünün depreme dayanıklı olmadığını açıkladı. Prof. Dr. Sözbilir, İzmir’deki Deprem Master Planı hakkında bilgi verirken, “İzmir’de yüzde 60 civarında depreme dayanıklı olmayan yapı stoğuna sahibiz. Çalışmalar yapıyoruz. Yakında İzmir’de ‘Deprem Master Planı’ başlayacak. İzmir’de ilk ‘Deprem Master Planı’ 2000 yılında 25 yıl önce yapılmış. Son 25 yılın yapı stoğu yok” dedi.

“12 TANE DEPREM UYARI İSTASYONU KURACAĞIZ”

İzmir’deki Master Planı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sözbilir, “Deprem konusunda güçlü bir üniversiteyiz. Deprem ile ilgili tüm bölümlerimiz var. Yetkin insanlar geliştirmemiz gerekiyor. Riski azaltmaya yönelik teknolojiler geliştirmemiz lazım. Deprem olmadan önce hangi binamızın sağlam olduğunu öğrenmek istiyoruz ve ona göre önlem almak istiyoruz. Çok yakında İzmir’de ‘Deprem Master Planı’ başlayacak. İzmir’de ilk ‘Deprem Master Planı’ 2000 yılında 25 yıl önce yapılmış. Son 25 yılın yapı stoğu yok. Yenilenmesi gerekiyor. Bu konuda son aşamaya gelmiş durumdayız. Faylarımızla ilgili sürekli projeler yapıyoruz. 2 tane projemiz vardı bitti. İzmir’de 13 tane fayımız ‘acaba ne zaman deprem üretecek?’ sorusunun yanıtını aldık. İzmir’i tanımadan bina yapılıyordu. Zeminin neresi sağlam, neresi çürük artık biliyoruz. İzmir’e 12 tane deprem uyarı istasyonu kuracağız” diye aktardı.

“YÜZDE 60 DEPREME DAYANIKLI OLMAYAN YAPI STOĞU VAR “

İzmir’de var olan yapı stoğunun problemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sözbilir, “İzmir’de yapı stoğu sorunu yüzde 60’ı buluyor. Bornova, Seferihisar, Karşıyaka, Balçova gibi bölgelerde çalışma yapılıyor. Yüzde 60 civarında depreme dayanıklı olmayan yapı stoğuna sahibiz. Ancak Bergama fayı kırıldığında belki de hiçbir şey olmayacak. 21 tane fayımız var İzmir’in kara kısmında. Deniz kısmında da bir o kadar var. Körfez diyoruz, İzmir fayı olmasa Körfez de olmaz. Tüm güzellikler faylardan oluyor. ‘Beni tanıman gerekiyor’ diyor faylar. Doğadaki en büyük jeolojik yapı. Faylar ölebiliyor. Ancak sonradan yeniden canlanabiliyor da. Olmayan faylar deprem üretebiliyor” sözlerine yer verdi. 

“BERGAMA FAYI ÇOK UZUN SÜREDİR STRES BİRİKTİRİYOR”

Sındırgı’da 1 deprem daha yaşama tehlikesinin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, “Sıngır’da yüzde 20’yi aşmış bir durağanlık var. Küçük depremler olmaya devam ediyor. Bu da çok iyi bir şey değil. Depremin birden durması demek stres biriktiriyor demek. Türkiye’de 30’a yakın yerde deprem üretme zamanı gelmiş fay var. Marmara gibi 29 tane daha yer var. Bir tanesi de İzmir. Bergama fayı çok uzun süredir stres biriktiren bir fay hattı. Bu bir şans aslında. Türkiye’deki her şey İstanbul’a akıyor. Oradaki fayın kırılması söz konusu biliyoruz. Çalışmalar yapılıyor. AFAD, Kandilli ve üniversiteler çalışıyor” diye belirtti.

“JEOLOJİK ALANDA FARKLI KONSEPTLER DEVREYE GİRECEK”

1999 yılında Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, “1975-1999 yılları arasında zemini tanımadan bina yapmışız. Çoğunlukla o binalar hasar görüyor. 1999 depreminden sonra son 25 yılda çok deprem yaşadık. Çok parametreli ve revize edilmesi gerekiyor. Bina yine yıkılıyor. Hem mimarlık alanında hem de jeolojik alanda farklı konseptler devreye girecek. Kentsel dönüşüm ilk başladığında gece konduları yıkıp oraya yapalım mantığıydı. Daha sonra kentsel dönüşümün doğal afet ekseninde olması gerektiği ortaya çıktı. Öyle bir mekanizma devreye girdi. Fay sayısı 485’e çıktı. 10 yıllık sürede fay sayımız arttı. 500’e kadar çıkabilir bu sayı. Bu sene sonunda sistem ortaya çıktığında Türkiye ölçeğinde acaba deprem seviyemiz hangi seviyeye çıktı? Ve nasıl önlemler alınması gerekiyor? Sorusu yeniden çıkacak ortaya” dedi.

“BURAYA OTURMAYIN, ŞURAYA OTURMAYIN DEMEK DOĞRU DEĞİL”

Sosyal medyada deprem ile ilgili yapılan paylaşımlar hakkında açıklamada bulunan Prof. Dr. Sözbilir, “‘Yapı stoğumuz hangi ölçekte hangi depremden nasıl etkilenecek?’ Sorusunu yanıtlayamayacaklar konuşmasınlar. Bilimsel hiçbir verisi olmayan konuşmasın. Sındırgı depremi şu an konuşuluyor. Bir bakıyorsunuz 30 yıldır konuşan insanların 1 tane yayını yok. Her depremden sonra devlet bizi çağırıyor. Türkiye’de 5-6 kişi var giden. Bize sorular soruyorlar. Mahalle ismi vererek ‘buraya oturmayın, şuraya oturmayın’ demek doğru değil. Biz zemin nasıl sarsılacak ölçebiliyoruz. Zemine göre inşa edersek bina yıkılmaz” ifadelerini kullandı.

İZMİR’DE DEPREME EN DAYANIKLI YER EVKA BÖLGELERİ”

İzmir’deki tehlikeli fayları açıklayan Prof. Dr. Sözbilir, “İzmir için en riskli fay aslında İzmir Fayı. En fazla can kaybı orda olur. Güzelbahçe’den Altındağ’a kadar gidiyor. Tüm Körfezi kapsıyor. 25-30 bin insan hayatını kaybedebilir. 1688 yılında en son olmuş. İzmir Fayı’nın yakın zamanda deprem üretme şansı yok. Üretir ama yıkıcı olmaz. 6 nokta civarında üretemez. Ancak Tuzla Fayı’nın deprem üretme zamanı gelmiş. Dolayısıyla en tehlikelisi o. Gülbahçe fayı 3 bin yıldır deprem üretmiyor. Onun da üretme zamanı yaklaştı. Depreme en dayanıklı yerler ise tüm Evka bölgeleri” diye vurguladı.

Kaynak : MERVE AĞRIÇ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.