Sobaya dönüş olur mu? Gözler doğal gazda

80 yıllık baba mesleği sobacılığı sürdüren esnaf Yalçın, artan doğal gaz fiyatlarıyla sobaya yönelimin yeniden artacağını öngörüyor… Öte yandan geçmişe dair özlemini de dile getiren Yalçın, “Eskiden imalatta çekiç sesleri vardı; şimdi her şey kutudan çıkıyor” dedi 

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Sobaya dönüş olur mu? Gözler doğal gazda haberinin görseli

Tam 13 yaşında babasının dükkânında soba satmaya başlayan ve bugün 67 yaşında mesleğinin başında duran İzmirli sobacı Hasan Yalçın, değişen alışkanlıkları ve dönüşen soba kültürünü anlattı. “Eskiden babamın dükkânında imalatta çekiç sesleri vardı; şimdi öyle bir şey yok. Her şey kutunun içinde, düzenli geliyor” diyen Yalçın’a göre soba, yalnızca bir ısıtıcı değil; kökleri geçmişe uzanan bir sıcaklık ve alışkanlık… 
Öte yandan sobaya olan ilginin doğal gaz fiyatları nedeniyle yeniden artabileceğini vurgulayan esnaf Yalçın, sektörde yaşadıkları bazı sorunlara da şu sözlerle değindi: “Şu an soba fiyatlarında sadece çarkı çevirmeye çalışıyoruz. Aldığımız pek çok malı, aldığımız fiyattan satıyoruz ki döndürebilelim. Artık kâr marjından ziyade günü kurtarmak, dükkânı döndürmek amacımız.” 

ŞU AN SOBAYA TALEP YOK 

“Eskisi gibi kış erken gelmediği için şu an sobaya fazla talep yok” diyen Hasan Yalçın, “Çünkü bizim Türk insanı ihtiyaç kapıya gelince alıyor; biraz da bedavaya yaşamayı kâr sayıyor. Havalar soğuk ama eskisi gibi değil artık; şartlar değişti. Biz esnaf olarak satışların hep iyi olmasını temenni ediyoruz ama şartların bize ne getireceği belli olmaz. Şu an soba fiyatlarında sadece çarkı çevirmeye çalışıyoruz. Aldığımız pek çok malı, aldığımız fiyattan satıyoruz ki döndürebilelim. Artık kâr marjından ziyade günü kurtarmak, dükkânı döndürmek amacımız… Bugün bir soba 3 bin 500 liradan başlıyor; modellerine göre değişiyor. Kuzine soba çeşitleri dediğimiz, bir üst model sobaların rağbet görmesi demek insanların hayat standartlarının arttığını gösterir. Daha lüks, oval modellere, şömine tarzı ya da sosyal medyada görülen sobalara ilgi artıyor. Atalarımızdan gördüğümüz soba çeşitlerinin fiyatı her yerde bellidir ama bahsettiğiniz bu modern soba modellerinin fiyatları biraz daha yukarıda olabiliyor” sözlerine dikkat çekti. 

KÖMÜR GAZDAN TATLI GELİYOR

 Sözlerine devam eden esnaf Yalçın, “Şartlar değişti, evler değişti; evlerin yapıları değişti. Bir dubleks evi ısıtmak farklı, kerpiç bahçeli bir evi ısıtmak farklıdır. Her yaşam alanına göre hitap etmeye çalışıyoruz… Doğal gazın fiyatının yüksek olması, insanların doğal gazdan ev içindeki sobaya yönelimini artırdı. Özellikle belli bir yaşın üzerindekiler, vücutlarının her tarafının ısınmasını istiyor ama doğal gazda sadece odanın belli bir kısmı ısınıyor. Bir de gençlerin büyük çoğunluğu dışarıda, eşleri çalıştığı için rahatlarına daha düşkün oluyorlar… Türkiye’de her şeyde olduğu gibi, hayat standartları iyileştikçe insanların refah seviyesi değişiyor ve yükseliyor. Bu durum soba modellerine de yansıyor; model değişikliği talebi bize de gösteriyor bu dönüşümü. Şömine sobanın karşısında oturduğunuzda hem manzara seyrediyorsunuz, hem ısınıyorsunuz, hem ışığınızı kapatabiliyorsunuz” dedi. 

13 YAŞINDA SOBA SATMAYA BAŞLADI 

İzmir’in köylerinde yaşayan insanların istese de doğal gaza ulaşamadığını; mecburen soba yaktığını aktaran esnaf Yalçın, “Onlar da kendi bütçelerine uygun olanı tercih ediyor. Her yörenin kendine uygun bir mamulü vardır. Sobacılar sektörü olarak tek bir dalda çalışıyoruz. Soba mamulleri satan farklı iş yerleri de var ama onlar sadece soba satmaz; taksit oranlarını artırabilir, fiyatları bir tık daha aşağı çekebilir. Ama bizim tek işimiz bu. Ne kadar peşinat alırsak o kadar iyi, çünkü bizim başka ticaretimiz yok. Herkes gücü doğrultusunda, sermayesi kadar adım atar; karşıdakinin taksit durumunu da ona göre artırabilir… Bu meslek bana babadan geçtiği için yaklaşık 80 yıldır var olan bir işletmenin faaliyetini sürdürüyorum. 67 yaşındayım, 13 yaşında babamın yanında soba satmaya başladım. Her şey değişti: rakamlar değişti, insanlar değişti, evler değişti. Bizim zamanımızda insanlar kendi el emeğiyle üretirdi; fabrikasyon yoktu. Şimdi mal emaye kutunun içinde geliyor; modeli neyse, kutunun içinden çıkan neyse onu satıyoruz. Eskiden müşterinin beklentisi de farklıydı. Mesela benden istediği modeli bulamazsa mobilyacıdan bulabiliyor ama o zamanlar imalatçıdan gelip alırdı sobayı” bilgisini paylaştı. 

ESKİDEN İMALATTA ÇEKİÇ SESLERİ VARDI 

“Eskiye dair her şey çok özleniyor” sözlerine dikkat çeken Yalçın, “Eskiden müşteriler geldiğinde dost gibi gelirdi; şimdiki müşteriler şartlarına uygun mekânlara göre alışveriş yapıyor. Mesela benim eski dönemlerimde köydeki Ahmet amca gelirdi, derdini anlatırdı; ben de ona göre soba verirdim. Şimdiki müşteri geliyor, ‘Kredi kartı geçerli mi, kaç taksit yapılıyor?’ diye soruyor. O da haklı; onun da ödeme planı var, cebine göre hareket etmek zorunda. Belki o anda nakit parası yok… Eskiden babamın dükkânında imalatta çekiç sesleri vardı; şimdi öyle bir şey yok. Şimdi her şey kutunun içinde, düzenli. Müşteri kutunun üzerindeki görsele bakıyor; beğeniyorsa alıyor. Eskiden müşterinin istediğini sen imal ediyordun. O zamanlar malı satmanın bir anlamı vardı; önemli olan satmaktan çok parayı tahsil etmekti. Günde bir kamyon mal da satabilirsin ama eline ne kadar geçtiği önemlidir” mesajını iletti. 

 

Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.