Soyer'in savunmasında Ömür Özdil detayı;  "6 gün içinde nasıl bir aydınlanma yaşadı?"

İZBETON davasında üçüncü kez hakim karşısına çıkan eski İzBB Başkanı Tunç Soyer, 162 günlük tutukluluğuna ilişkin savunmasında iddiaları 10 maddede yanıtladı. Soyer, aynı kişi tarafından 6 gün arayla yazılan çelişkili resmi yazılara dikkat çekerek tahliyesini talep etti

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Soyer'in savunmasında Ömür Özdil detayı;  "6 gün içinde nasıl bir aydınlanma yaşadı?" haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) iştiraki İZBETON’a yönelik ‘ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma’ ile ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlamalarıyla tutuklu yargılanan sanıklar, aralarında önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve dönemin CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu isimlerle bugün üçüncü kez hakim karşısına çıktı. İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada savunma yapan eski Başkan Tunç Soyer, 162 günlük tutukluluğunun ardından iddialara 10 maddede yanıt verdi ve tahliyesini talep etti. Soyer’in savunmasındaki en dikkat çekici nokta, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün aynı kişi tarafından yalnızca 6 gün arayla yazılan iki resmi yazı oldu. Soyer, "Ömür Özdil bu 6 gün içinde nasıl bir aydınlanma yaşadı bilmiyoruz, çok takdir edilmiş olmalı ki Egeşehir Şirketinde Genel Müdür Yardımcısı yapılıyor" dedi.

HİÇBİR SOMUT DELİL YOKTUR 

Savunmasının başında şikâyetçi beyanlarında duyulan duygunun "Hayal kırıklığı" olduğunu ancak "Somut bir dolandırıcılık, bir yolsuzluk iddiası duymadıklarını" belirten Soyer,  mağduriyetlerin giderilmesi talebinin haklı olduğunu, ancak bu konuların kooperatiflerin iç işleyişiyle ilgili olduğunu söyledi. Kentsel dönüşüm modelini savunarak, projenin İBB Meclisi'nde tüm siyasi partilerin oybirliğiyle kabul edildiğini vurguladı. Soyer, "İzBB, İZBETON’la protokol yaparak kilitlenen kentsel dönüşüm süreçlerini açmıştır," dedi. Müteahhit kârını ortadan kaldırarak daha düşük maliyetlerle ev sahibi olunabileceğini düşündüklerini aktararak, sürecin hukuki dayanakları olduğunu; Sayıştay'ın kılı kırk yarmasına rağmen kamu zararı tespit etmediğini ve Danıştay'ın İçişleri Bakanlığı’nın verdiği soruşturma iznini iptal ederek, haklarında görevi kötüye kullanma veya ihmal suçlarının bile olmadığına karar verdiğini mahkemeye sundu.

6 GÜNDE TERSİNE DÖNDÜ 

İnşaatların durdurulma sürecine dair detayları mahkemeye sunan Soyer, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'nün bir hafta içinde zıt içerikli iki yazı yazdığını belirtti. 6 Temmuz 2023 tarihli ilk yazıda, Örnekköy 2., 3. ve 4. Etapların tamamında yapılan incelemelerde, inşaatların standartlarla uyumlu ve projelere uygun olarak devam ettiğinin tespit edildiğini ve fenni mesulünce işlemlerin yapılmasının rica edildiğini aktardı. Ancak 6 gün sonra, 12 Temmuz 2023 tarihinde yazılan ikinci yazıda, aynı Müdürlükçe işin kooperatif üzerinden yürütülmesinin mevzuat açısından uygun olmadığı iddia edilerek, inşai faaliyetlerin ivedi olarak durdurulması gerektiği bildirildi. Soyer, her iki yazının da altında aynı ismin imzasının bulunduğunu ve bu ismin Ömür Özdil, mevcut İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı tarafından, belediyenin Egeşehir Şirketinde Genel Müdür Yardımcısı yapıldığını kaydetti. Bu ikinci yazı üzerine, Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği'nin 16 Ağustos 2023’te üstün kamu yararı gözetilerek inşaatlara devam edileceğini bildirdiğini, ancak bir yıl sonra mevcut İBB yönetiminin kendi hukuki mütalaasına değil, İl Müdürlüğü’nün yazısına itibar ederek inşaatları durdurduğunu ifade etti.

BİNLERCE VATANDAŞI EV SAHİBİ YAPACAK BİR MODEL KURDUK 

Soyer, inşaatların durdurulması kararının ardından İBB Hukuk Müşavirliği'nin 16 Ağustos 2023'te Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne cevaben, üstün kamu yararı gözetilerek inşaatlara devam edileceğini bildirdiğini, ancak mevcut İBB yönetiminin kendi kurumsal hukuki mütalaasına değil, İl Müdürlüğü’nün yazısına itibar ederek inşaatları durdurduğunu söyledi. Gecikme nedenlerinin ise üyelerin nakit akışı sorunları, pandemi ve inşaat maliyetlerinde yüzde 1000 üzerinde artışlar olduğunu kaydetti. Kamu zararı iddiasına karşı çıkan Soyer, "Belediyenin cebinden tek kuruş çıkmadan, binlerce vatandaşı, binlerce hak sahibini evlerine kavuşturacak bir model kurduk. Bu; hiç kimsenin kaybetmeyeceği; en çok belediyenin kazançlı çıkacağı yani halkın, kamunun kazanacağı bir modeldi" dedi. Soyer, iddianameye dair temel sorularını şöyle yöneltti: "İddia makamının, bir yandan kooperatiflere sözde ekonomik menfaat sağlarken, bir yandan menfaatlerine zarar veren eylemlerimizin nasıl olup da nitelikli dolandırıcılık suçunu doğurduğunu açıklamasını, netleştirmesini bekliyorum." Ayrıca, "Asıl büyük kamu zararının inşaatların durdurulmasıyla ortaya çıktığı ne zaman görülecek?" sorusunu sordu.

ÖNCE TAHLİYEMİ SONRA ÖZGÜRLÜĞÜMÜ TALEP EDİYORUM

Savunmasının son bölümünde siyasi yaşamına ve adalet arayışına değinen Soyer, "Ceza hukukunda şüphe delil üzerine oluşur, oysa bizim davamızda bir şüphe üzerine delil arıyoruz. 162 gündür acaba suç oluşturacak bir şey bulur muyuz diye bakıyorsunuz. Yok işte yok!" dedi. Soyer, "Hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Evet ama bu defa ceza çok orantısız oldu" sözleriyle beraatini talep etti. Soyer, toplanması muhtemel delillere etkilerinin olmayacağı, sabit ikametgâh sahibi olmaları ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak, kendisi ve iki arkadaşının tutukluluğunun kaldırılmasını ve tahliyesini talep etti.

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.