Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı, 17 yılın en düşük seviyesinde

Kentte kuraklık ve yağış azlığı nedeniyle barajlardaki su miktarı her geçen gün azalıyor. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU), yağışlı döneme kadar mevcut suyun dikkatli kullanılması ve zorunlu kesintilerin önlenmesi amacıyla 6 Ağustos’tan bu yana planlı su kesintileri uyguluyor.

İZSU verilerine göre İzmir’de günlük ortalama su tüketimi 700 bin metreküp. Barajlardaki son durum ise şöyle:

Tahtalı Barajı: %4,60

Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı: %0,35

Ürkmez Barajı: %3,76

Balçova Barajı: %8,49

Güzelhisar Barajı: %51

Gördes Barajı: Bu yıl tamamen kurudu

Uzmanlar, su kaynaklarının korunması için tüketicilerin tasarrufa özen göstermesi gerektiğini vurguluyor.

YAŞAR: "2008'DEN BERİ İLK KEZ EN DÜŞÜK SEVİYEYE ULAŞTI"

Tahtalı Barajı'nda suyun çok düşük seviyede olduğunu belirten TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Tahtalı'da aktif doluluk oranı 13 milyon 190 bin metreküpe düştü. 2008 yılında, bu döneme göre Tahtalı'daki su oranı, yüzde 2 ile en düşük seviyedeydi. 2008'den beri, ilk kez en düşük seviyeye ulaştı" dedi.

https://ilkses.com.tr/image/2025/09/19/doganyasar-1758279629_medium.webp

"BELEDİYENİN A PLANI BİLE YOK"

Yetkilileri geçmiş dönemde uyardıklarını belirten Prof. Dr. Yaşar, "Kuraklığın geleceğini biliyorduk. 2020 yılında Tunç Soyer'e mektup da yazarak endişelerimizi dile getirdik. İzmir'de su sorunun yaşanmaması için B ve C planlarının yapılmasını önerdik. Aynı mektupları Cemil Tugay'a da gönderdim. Ama şunu gördüm ki belediyenin A planı bile yok" dedi.

İzmir'deki su kesintisi yapılmasında geç kalındığına dikkati çeken Prof. Dr. Yaşar, "Suların kesilmesine geçen sene başlanmalıydı. Ben olsam haftada en az 2 gün suları keserdim. Ama İZSU yönetiminde su bilimciler yani jeoloji mühendisliği ya da hidrojeolog yok. Zaten en büyük yanlış bu meslek gruplarının göreve getirilmemesi" ifadelerini kullandı.

"ÇİĞLİ'DEKİ ARITMADAN ÇIKAN GRİ SU, MENEMEN VE GEDİZ OVALARINA VERİLMELİ"

Susuzluğa karşı alınabilecek önlemlere de değinen Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Dünya Meteoroloji Örgütü, eylül ayında başlayan La Nina'nın kasım sonuna kadar devam edeceğini ve bu süreçte Anadolu'nun da bundan etkileneceğini ve yağışların ortalamaların altında olacağını açıkladı. Ama ben bu La Nina bitiminden sonra 2026 yılında ciddi yağışların olacağını inanıyorum. Ancak bu yağışlar bizi rahatlatmaz. Eğer Tahtalı, yüzde 20 dolarsa çok iyi. Yüzde 25 dolarsa harika olur. Yani sıkı su politikasına 2026 yılında da devam edilmeli. Yapmamız gereken Çiğli'deki arıtmadan çıkan gri suyun, Menemen ve Gediz ovalarına verilerek buralardaki kuyuların rezerv olarak tutulması şart. Çünkü Çiğli'deki arıtmadan her gün 500 bin metreküp su denize bırakılıyor. Ve bu suyun tarım için yeterli arıtılmadığı söyleniyor" diye konuştu.

"İZMİR'İN SU POTANSİYALİ 600 METREKÜP İLE FAKİRİN DE FAKİRİ"

Türkiye'nin su potansiyeli yıllık 1340 metreküp olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yaşar, "Fakirlik sınırı 1000 metreküp. İzmir 600 metreküp ile fakirin de fakiri. İşte bu nedenle yukarıda açıkladığım şartların bir an önce yerine getirilmesi gerekir. Çünkü İzmir aynı zamanda dünyanın da önemli tarım kentlerinden. Türkiye'nin kışlık sebzesinin yüzde 60-70'i burada üretiliyor" dedi.

Kaynak : DHA