Tunç Soyer: “Ortada haksız kazanç yok”

Kooperatif Davası’nda savunma yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, İZBETON ve belediye şirketlerindeki işleyişin yasal çerçevede yürütüldüğünü belirterek “Bu dava konusu faturalar suç teşkil etmez” dedi.

  • Oluşturulma Tarihi : 23.09.2025 21:35
  • Güncelleme Tarihi : 23.09.2025 21:35
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Tunç Soyer: “Ortada haksız kazanç yok” haberinin görseli

Gülperi Tibin / Berkay Erden

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlere ilişkin yürütülen Kooperatif Davası’nda eski Başkan Tunç Soyer savunma yaptı. Belediyenin organizasyon yapısını ve şirketlerin işleyişini anlatarak suçlamalara yanıt veren Soyer, “Ortada haksız bir kazanç yok” dedi. Taşeronlar ve belediye çalışanlarının dolandırıcılık ile suçlanmasına tepki gösteren Soyer, Büyükşehir kesinti yapmasaydı bu mağduriyetler yaşanmayacaktı diye konuştu.

SOYER: HARCAMA BU ŞİRKETLER İÇİN NORMAL

Davaya konu olan harcamanın İZBETON gibi bir şirket için normal olduğunu belirten Soyer, “Belediyenin organizasyonu, genel sekreter yardımcısı, genel sekreter, bürokratlarla hayat bulur. Örneğin İZFAŞ… Neredeyse her icrai faaliyet Yönetim Kurulu’na sunulur. İZBETON ve İZENERJİ gibi şirketlerde farklı bir yapı vardır. Yönetim Kurulu daha çok sembolik olur. İZBETON, belediyenin asli işerinden birini yapar. Dolayısıyla kurumsal kapasitesi dışarıdan bir göze ihtiyaç duymaz, Yönetim kurulu sadece verilen görevi yapar. Burada verilen cevaplar eksiklikten ya da vurdumduymazlıktan kaynaklanmaz. Yapılanlarla yasal çerçevede ilgilenilir. Yönetim Kurulu üyeleri ESHOT Genel Müdür Yardımcısı gibi belediye bünyesinde çalışan arkadaşlarımız arasındadır. Hem onların görevlendirilmesi hem de gözlerinin şirkette olması sağlanır. Bu dava söz konusu olan harcama faturası bu şirketler için çok normal bir durumdur. Suç teşkil etmez. Bir diğer konuysa Yönetim kurulu üyelerinin karara attığı imza. Yönetim Kurulu üyeleri bu imzaları bana güvenerek atmıştır. Birinci grup kooperatif başkanları, ikincisi taşeronlar, üçüncüsü ise belediye çalışanları dolandırıcılıkla suçlanıyorlar. Ortada haksız bir kazanç yok. Şuradan biliyoruz; Büyükşehir’den 1 buçuk yıllık kesinti verildi. Bu olmasaydı en azından mağduriyetler olmazdı. Biz mecliste üyeler olarak bu konuyu çok tartıştık. Ama emin olun en muhalifi bile sürecin buraya gelmesinden dolayı üzüntü içinde.’ Homeros bin 500 yıl önce ‘Gök Kubbe altında söylenmemiş söz kalmadı’ demiş. Bu salonda da söylenmeyen kalmadı. Ve son söz sizin olacak. Ancak Avukat Nilgün Hanım’ın ‘buraya yalanlarla gelindi’ sözünü aynen kendisine iade ediyorum. Bizim gidecek başka bir yerimiz yok” dedi.

KÖYMEN: BİR DOLANDIRICI DÜŞÜNÜN

Soyer’in avukatlarından olan İsmet Köymen, yaptığı konuşmada sanıklar arasında bir iş birliği olmadığına vurgu yaparak, “Danıştay kararı şöyle telafi edilmiş ‘Bazı şüphelileri hakkında soruşturma kararı alınmışsa da eylem İZBETON’un faaliyetlerinde usulsüzlük olduğu için davayı açtık’ Ancak Danıştay öyle demiyor. İddianame demişler ki en başından beri iş birliği içinde böyle bir iş yapmaya karar vermişler. Herkesi dinlediniz fikir e iş birliği görmeniz mümkün değil. Sanıklardan biri diyor ki ‘beton dökümünde büyükşehir ile anlaşamadık. Başkalarından sonuç alamadık İzBB talimatıyla burayı yıktık’ Bir dolandırıcı düşün ki iş birliği yaptığı birine böyle bir talimat versin. İzBB ile İZBETON arasındaki sözleşme klasik bir kat karşılığı inşaat yapımı sözleşmesi. İzBB arsa sahibi İZBETON ise işi yapacak. İZBETON’da bu işi kooperatif ile görüşüp yapmaya çalışıyor. Bu bir proje. Dirençli bir kent için bir proje. İZBETON diyor ki, ‘Bana İzBB’den bu kadar hak gelecek sen bu inşaatı yaparsan ben sana bu haklarımı devrederim’ Bu bir alacağın devri sözleşmesi. Bu sözleşme helvacı kağıdıyla bile olabilir. Yazılı olması yeterli. Bu net bir durumdur. Hukuki anlamda sonuç doğuran, tescile varan işlem hukuken geçersiz sayılamaz” şeklinde konuştu.

DEFNE SOYER GÖZ YAŞLARI DÖKTÜ

İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Tunç Soyer’in Müdafi Avukatı ve Kızı Defne Soyer, ‘Kooperatif’ davası kapsamında Tunç Soyer’in savunmasını gözyaşları içinde yaptı. Defne Soyer, babasıyla gurur duyduğunu kaydettiği savunmasında, “Müvekkilin hem avukatı hem de kızı olarak kendisiyle gurur duyuyorum. 7 farklı metin hazırladım ancak okumamaya karar verdim. Çünkü her şey ortada. İzmir depreminin hassasiyetiyle kentsel dönüşümde babam hassasiyetini gösterdi. Kentsel dönüşümü yapmak değil yapmamak suçtur. Kendisinden sonra gelen başkan tarafından kentsel dönüşüm de dahil olmak üzere birçok projesi durduruldu. 85 gündür bu davayı anlamaya çalışıyorum. Dolandırıcılık nerede? Yaşanan şeye anlam veremiyorum bile. Babama yaşatılan haksızlığın memlekete yaşatıldığını düşünüyorum. Çok üzgünüm, memleketim için çok üzgünüm” dedi.

AYDIN: VERDİĞİMİZ ODUNDA MI DOLANDIRICILIĞA GİRECEK

Avukat Murat Aydın ise savunmasında İzBB’nin bu işin arkasında gururla durduğunu belirterek, “Biz bir torba ile boğuşuyoruz. Suyun ıslak olduğunu 3 gündür anlatmaya çalışıyoruz. Torbada 7 tane rapor var. Bu raporlar dava taraflarıyla birlikte yazılmış. Yani suçtan zarar gören kurum düzenliyor. Temsil ağırlama bu davaya raft edildi. Dolandırıcılık suçuyla ilgili günlerdir. Makale okuyoruz. Bu suçun oluşması için mağdur iradesinin fesada uğraması gerekir. Kimi kandırdılar? Bu işin arkasında İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketiyle vardır. Bununla gurur duymaktadır. Hamasete gerek yok. İzBB hala bu işin sahibidir. Protokoller yapılmaya devam ediliyor. Sayıştay bu kadar önemli bir kararı yönetim kurulu ile birlikte alınması gerektiğini söylüyor. İZBETON bu kararı yerine getirdiği için yargılanıyor. Davanın davacısı kendi davası için nasıl rapor düzenler? Bu yap-sat sözleşmesi değildir. Kooperatif böyle çalışmaz. Yeri yapan üyelerdir. Kooperatif üyeleri işin sahibidir. Kimi kandırmışlar? Kim kaçmış? Bilmiyoruz. İzBB burada ve inşaatları yapacağını söylüyor. İZBETON ve kooperatifler burada. Kim kimi dolandırdı? Şov olsun diye dolandırıcılık yapılmaz. Kime menfaat sağlamışlar? 3. Şahıslar kim? Hangi rakamı esas alarak zarar açıklayacaksınız? İddia makamının uydurduğu rakamı mı söyleyeceksiniz? Kira yardımı İzBB meclisinde oybirliği ile geçti. İnsanlara verdiğimiz odunda mı dolandırıcılığa girecek? Fayansçıyı ve muslukçuyu sanık olarak getirdiler. İddia makamı zorluk içinde. Hile kastı olduğu söylendi. Soyer, Kaya ile birlikte en başından beri dolandırmaya mı karar vermiş? Akla ziyan bir iddianame. Uygun nedensellik bağı yoksa suç oluşamaz. Gecikmeleri suç unsuru sayacaksak pandemiyi, ekonomik krizi ne yapacağız? Bürokratik engellemeler ne olacak? Bu mahkeme yeni kuruldu. Siz de yeni atandınız. Müvekkilim gözaltındayken sulh ceza hakimleri dosyayı tartıştı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı bu dava için toplantı yapıp kimlerin tutuklanacağını tartıştı. Heyet 2’ye bölündü. Duruşmaya az zaman kala sizi atadılar. İddia makamı 3 satır mütalaa açıkladı. Gerekçe yok” ifadelerini aktardı.

YÜCEL: ÖRNEK PROJEYİ ÇÖPE ATTIK

Soyer’in bir diğer avukatı olan Özkan Yücel ise yaptığı konuşmada Soyer’in yoksul halk ev sahibi olabilsin diye çalıştığını dile getirdi. Yücel, “Halk için çalışan bir belediye başkanı var karşımızda. Kentsel dönüşüm için de başka projelerden derlediği kooperatif modelini getirmiş. Soyer İzBB yoksul vatandaş ev sahibi olsun diye çalışmış. Siyasi bir iradeyi yargılıyoruz. Kentsel dönüşümde Türkiye’ye örnek olacak bir modeli çöpe attık. Bu şartlarda en az 25 sene asgari ücreti kenara atarak ev sahibi olabilirsin. Oysa Soyer yurttaşların kendi imkanları ile ev sahibi olmalarını sağlayan bir çalışma yapmıştı.  Yeni yönetimin kooperatifi durduğu tarih 1 yıl öncesiydi. Aralık’ta ihaleye çıktılar 1 buçuk yılda inşaatlar bitecekti. Eğer o inşaatlar durdurulmasaydı bugün bitmiş olacaktı. Böyle bir yargılama da olmayacaktı. İddianame müteselsil sorumluluk demişler. Ceza davalarında böyle bir şey ne zamandır var? Ama iddianameye göre var. Bakanlık örneğin; yurt açmayın, kreş açmayın diyor. Bakanlık yazısı öyle diye öyle mi olacak? Allah kelamı mı? Para aldı ama işini yapmadı denen bir kişi var mı? Aksine beni engelledi diyenler var. Kazanç elde edenler nerede? Suçtan zarar görmüş kurumların bilir kişi raporu ile bu kadar insanı yargılıyorsunuz. Bilir kişi raporu tarafsız olmaz  mı? Soyer kooperatifleri öne çıkardığında buradaki insanları tanımıyordu. Artık kalem sizin elinizde. Yargılamanın tutukluluk ile yapılmasına gerek yok. Alacağınız kararda sizlere vicdan huzuru diliyorum” dedi

Kaynak : HABER MERKEZİ