Yeniden doğan direniş ruhu, Hasan Tahsin’i andı

İzmir’in kurtuluşunun 103. yılında, Milli Mücadele’nin simge ismi Hasan Tahsin anısına Konak Meydanı’ndaki Hasan Tahsin Anıtı’na çelenk sunuldu. Hasan Tahsin ve Milli Mücadele Kahramanlarını Yaşatma Derneği’nin kuruluş günü olan 9 Eylül’de düzenlenen törende, kahraman gazeteciye ve Kurtuluş Savaşı’nın isimsiz neferlerine şükran duyguları ifade edildi. Düzenlenen törene İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi’nin yanı sıra, derneğin kurucu heyetinden yer alan Prof. Dr. Ümit Yaşar Işıkhan, Gazeteci Esat Erçetingöz, Yazar Tuğrul Keskin katılım gösterirken; Gappi ve Işıkhan tarafından anıta çelenk bırakıldı. Tören’de yıllar önce kapatılan derneğin bugün tekrar Hasan Tahsin’in ilk kurşunu ateşlediği saatte ve İzmir’in kurtuluşu olan 9 Eylül tarihinde tekrar kurulduğuna dikkat çekilirken, Işıkhan ve Gappi yaptıkları konuşmalar ile Hasan Tahsin’in mili mücadeledeki önemini vurguladı.

DİRENİŞİN İLK KIVILCIMI

Emperyalizme karşı tarihte ilk kez Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının zafere ulaştığını ve zafere giden yolda ilk kıvılcımı oluşturanın Hasan Tahsin olduğunu belirten Işıkhan, “Sevgili Hasan Tahsin’in yoldaşları öncelikle 1979 Yılında Hasan Tahsin’i Yaşatma Derneğini kuran, Hasan Tahsin ve Milli Mücadele Kahramanlarını Yaşatma Derneğimizin Kurucu Genel Başkanı sevgili ağabeyimiz Yaşar Aksoy’un selamını, sevgilerini ileterek başlamak istiyorum. Bugün sevgili İzmir’imizin kurtuluş gününü kutlarken, emperyalizme karşı tarihte ilk kez zafere ulaşan Milli Kurtuluş Savaşını başlatan direniş kahramanlarımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. İnsanlığın düşmanı emperyalist ülkelere karşı, Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kazanılmış olan bu zafer, ülkemizin kurtuluşunu sağlarken, sömürülen bütün mazlum dünya halklarının  kurtuluşuna da inanç ,ilham ve bağımsızlık  yollarını aydınlatan meşale olmuştur. Hindistan da Mahatma Gandhi, ‘Mustafa Kemal İngilizleri yeninceye kadar, Tanrıyı İngiliz sanırdım…’demiştir. Tunus’tan Burgiba, Pakistan’dan  Muhammed Ali Cinnah, Libya’dan Ömer Muhtar ve Küba’nın devrim simgesi Che Guevera’ya kadar bütün ulusların bağımsızlık mücadelesinde Mustafa Kemal’in bu zaferi örnek alınmıştır. Ve hepimizin bildiği gibi bu direnişin ilk kıvılcımı ilk şehidimiz Hasan Tahsin tarafından atılmıştır” dedi.

İLK KURŞUNDAN ÖNCE HASAN TAHSİN

Hasan Tahsin’in Yunan ordusuna karşı sıktığı ilk kurşundan önceki hayatı hakkında bilgiler paylaşan Işıkhan, “Büyük önder Mustafa Kemal’in doğduğu kentte, Selanik’te doğmuş ve aynı okulda okumuş uzun boylu çakır gözlü,  genç yaşta şaşırtıcı eylemler yapmış 6 dil bilen entelektüel, 31 yaşında vatanın işgaline karşı seve seve canını feda etmiş bir kahraman olarak Hasan Tahsin, yüreğimizde, sevdamızda sonsuza kadar yaşayacaktır. Paris’te eğitimini tamamlarken okulda başlayan öğrenci hareketlerine katılarak devrimci ruhu kuşanırken, Louvre Müzesi’nde gördüğü bir savaş resmi önünde  vatanın kurtuluşu için kendini feda edecek günleri özleyen bir fedai, İsviçre’de Türklere hakaret eden müzisyenin kafasına masayı geçiren vatansever, Neuchatel sinemasında Türkleri aşağılayan, İtalyanları yücelten sinema filminin sahnesini kurşuna dizen delikanlı, Avrupa kentlerinde  ayaklanmalar düzenleyerek  Osmanlının parçalanmasını hızlandıran İngiliz ajanı  Buxton  kardeşlerine Bükreş’te suikast düzenleyen komitacı Bükreş’teki iki yıllık hapishane hayatında bile, asla düşüncelerinden ödün vermemiş bir yurtsever, İngiliz Parlemento binasını havaya uçurma girişimi ile cesur ve inançlı bir  havari, İngiliz savaş gemisinin Körfez’e girdiği 6 Kasım’da; İzmir’ de İnsan haklarının savunucusu, gerçeklerden ayrılmayan, insanlığa hizmet eden, ‘Hukuku Beşer’ gazetesi ile direnişi başlatan sosyalist, 14 Mayıs’ı 15’e bağlayan gecede, Maşatlık Meydanı’nda toplanan Türk Müslüman halkına, işgale karşı direniş bildirilerini okuyan aktivist gazeteci, 15 Mayıs’ta saat 10.30’ta, Pasaport rıhtımında Rumların alkışları arasında, marşlarla, dini ilahilerle ve ‘Türklerin kanını içenler cennete gidecektir’ diyen Rum  Metropoliti   Hrisostomos’un takdis ettiği  Yunan sancaktarına, korkmadan silahı doğrultup ateşleyen ve mermileri bitinceye kadar direnen, yüzlerce Yunan askerinin mermileri ile şehit olan,  Kurtuluş savaşının direniş hareketinin çekirdeğini oluşturan Kuva-i Milliyenin kuruluşunu  başlatan  kahraman, Dünya direniş tarihine  ilk kez bu özelliklere haiz genç  bir kahraman yazılmıştır… O da Hasan Tahsin’dir. İşte biz bu kahramanın anısını, mücadelesini,  gelecek kuşaklara aktarmak ve Kurtuluş Savaşı’mızda bedel ödeyen Milli Mücadele Kahramanlarını yaşatmak adına biz Hasan Tahsin’in yoldaşları olarak bu derneği kurduk” diye konuştu.

KURUCU BAŞKAN’DAN HASAN TAHSİNE MEKTUP

Sağlık sorunları nedeniyle törene katılamayan derneğin Kurucu Başkanı Yaşar Aksoy’un  Hasan Tahsin’e hitaben yazdığı metni katılımcılar ile paylaşan Işıkhan, Aksoy’un şu sözlerini iletti;
“Büyük Fedai…Yüce Şehit…Sen tüm gençlik çağının taze umutlarını ve hayata açılmış zevklerini, isteklerini ve gönlünün renk renk rüyalarını bir yana iterek, vatan uğrunda yaşamını feda etme pahasına bir aslan kükremesini andıran o şahane direniş ve haykırışınla  Türk’ün kutsal yurdunda gözü olanlara en güzel dersi verdin. Senin bu kutsal topraklar için toprağa düştüğün o yerde dikilecek olan anıtınla ebedileştirilecek olan asil ve kahraman yüzünde aynı anlam ve aynı ifade dünya döndükçe silinmeyecektir. Ve son söz; uzun yıllar boyunca boynu bükük duran o tarihi yerde tarihe altın harflerle yazılmış bir büyük Türk’ün anıtının dikilmesinde asil ve kadirşinaz milletimize ön ayak olan İzmir Gazeteciler Cemiyetine bin selam olsun. Ve dernek olarak bu yolculuğa bizimle birlikte yola çıkanlara, Hasan Tahsin’in yoldaşlarına selam olsun.”

GAPPİ: GEREKTİĞİNDE HAYIR DİYEBİLEN İNSANLARIZ

Hasan Tahsin’in mirasını sürdürmek zorunda olduklarını ifade eden Gappi, “Sevgili vatanseverler, sevgili ağabeyimiz ve meslek büyüğümüz Yaşar Aksoy’un yol arkadaşları; muhteşem bir ortamdayız. Şunu özellikle söylemek isterim: Bizler, ülke hangi durumda olursa olsun gerektiğinde ‘hayır’ diyebilen insanlarız. 15 Mayıs tarihinde bizler, Hasan Tahsin’in yalnızca bir yurtsever değil; aynı zamanda bir ülkenin başkaldırışının temsilcisi olduğunu ifade ediyoruz. O, inanılmaz ve unutulmaz bir simgedir. Ama aynı zamanda bize şunu hatırlatır: Eğer bu ülkede yoksulluk varsa, eğer çocuklarımız okuyamıyorsa, yanlışlıkları görmezden gelmemeliyiz. Onun tarihe düşürdüğü tanıklığı her zaman yaşatmalıyız. Bu bizim boynumuzun borcudur. Biz gazeteciler, fikri isyanlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu bizim ona andımızdır, bu Türkiye Cumhuriyeti’nin andıdır. Kimse bizden yalnızca kendi doğrularına göre yazmamızı beklememeli. Hasan Tahsin’i anlatan kapsamlı bir belgesel projesi yürütüyoruz. Ulusal ve uluslararası alanda hizmet edecek bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Bunun için sizlerin desteğine çok ihtiyacımız var. Önümüzdeki 15 Mayıs’ta yine İzmir’de olacağız. Her zaman yanınızdayım” dedi.