Egeli olmak ayrıcalıktır

NİLGÜN TAZE

17 Temmuz 1977 Muğla doğumlu olan Yiğit Dören bir cinayete tanıklık edip İstanbul’dan Kuşadası’na kaçan üç kafadarın yaşam mücadelesini anlatan Avanak Detektör filmi için Kuşadası’nda kameralar karşısına geçti. Başrollerinde Tuğba Özay, Esra Sönmezer, Coşkun Göğen, Muharrem Erdemir, Şehmuz Yığın, Yavuz Karakaş, Ateş Fatih Uçan, Mehmet Kurt, Tuncay Akça, Gülnihal Demir gibi ünlü oyuncuların yer alacağı filmde Yiğit Dören Ege şivesini konuşan Mahmut karakterini canlandıracak.

Kavak Yelleri, Çocuklar Duymasın, Baba Ocağı, Süper İncir, Bir İki Üç Kestik ve İblis’in Oğlu 13. Vahşet gibi birçok projede yer alan Dören filmin yapımcısı olan Hamit Şahin’in projesinde oynayacağı 2. sinema filminin Avanak Detektör olduğunu söyleyerek, “Geçen sene çekilen Bir İki Üç kestik isimli bir sinema filmimiz Didim’de çekilmişti.  Avanak Detektör filmi hiç beklemediğim bir anda başka bir sinema projesi için Datça’da bulunduğum bir sırada bana sürpriz olarak geldi.  Başrolde yer alacağımı ve başka bir projede yer almamı istemediğini belirten Hamit abi ‘başka kimseye söz verme bu filmde birlikte çalışacağız’ dedi. Ben de hatırı sayılır projelere imza attığını bildiğim için rolü kabul ettim. Filmin kadrosu gayet güzel ve güçlü, senaryo başarılı.  Rahmetli Turgut Özal’ın papağanı Cabbar’da filmde yer alacak. Cabbar birçok kelimeyi son derece düzgün söyleyebilen özel bir papağan ve film setimizin gözdesi olacağa benziyor. Filmde üç kafadarımız var Mahmut, Bayram ve Şehmuz. Bir cinayete tanık olan bu üç kafadarın başına bazı beklenmedik olayalar geliyor ve İstanbul’dan Kuşadası’na kaçıyorlar.  Biri Egeli, biri Trakyalı ve diğeri de Doğulu olan bu üç kafadardan Egeli olanı ben oynuyorum” şeklinde konuştu.

“BU FİLMDE GÜLMEK GARANTİ”

Bu filmde gülmenin garanti olacağını söyleyen Dören, “Bol neşeli bir film olacak. Bu filmde gülmek garanti. Set ortamında spontane gelişen o kadar çok olay oluyor ki şuan hangi bir tanesini anlatabilirim bilemiyorum. Diğer oyunculuk deneyimlerim arasında çok güldüğümüz, karınlarımıza ağrılar girene kadar kahkahalar attığımız çok anılarım var. Bu film çekimlerinin de bu anıların hanesine artı olarak ekleneceğine inanıyorum. Oyunculuğa ise bir banka emeklisi olan annem sayesinde başladım.  Kendisi çocuklar duymasın karakteriyle ünlenen Gülnihal Demir. Kendisi yetmiyormuş gibi oyunculuğa beni de bulaştırdı.  Anne oğul oyunculuk konusunda herhangi bir eğitim almamış olan alaylı kesimdeyiz. Bence iyi bir gözlemciyseniz, sosyal yönünüz gelişkinse ve karşınızdaki insanla iyi bir iletişim kurabiliyorsanız hayatta en büyük eğitimi almışsınız demektir. Oyunculuğun okulunu bitirdiği halde sahneye uyum sağlayamayan birçok oyuncu olduğunu ve sosyal yönünü yeteri kadar geliştiremediği için bu camiada tutunamadığını da biliyoruz” dedi.

“PROJELER ÇOK FAZLA”

Yaşadığı yer ve konuştuğu Ege şivesi nedeniyle çok fazla teklif aldığını ve projelerin ardı arkasının kesilmediğini söyleyen Dören, oyunculuğa başlama hikayesini ve geçirdiği süreci anlatarak,  “Bildiklerim arasında Muğla merkezde şuan 3-4 proje hayata geçiriliyor.  Bu projelerin içinde sinema çekimleri de var dizilerde. Benim bildiğim en az altı proje var ve yeni gelecek olanlarda cabası. Ancak Hamit Şahin abimizin araması başka oldu. Filmin sinema ve aynı zamanda da komedi türü olması hemen el sıkışmamıza yol açtı.  Buradayım ve burada olmaktan da mutluyum.  Filmde Bayram Trakya, Şehmuz Doğu bende Ege şivesini konuşacağız. Benim Hamit Şahin ile ikinci film çalışmam ve kendimi bu yüzden çok şanslı hissediyorum. Geçen sene çektiğimiz Üç, İki Bir Kestik filminden de çok büyük keyif almıştım. Çok apar topar oldu bu çekimler, iki ayağımı bir pabuca soktu ancak yazılan bu senaryoyu seve seve kabul ettim. Çok güzel bir çalışma ortaya çıkacak. Oyunculuğa başlamam ise çok ilginçtir. Ben 15 sene satış ve pazarlama sektöründe çalışmış bir insanım.  Annemde hasbelkader figüran olarak katıldığı bir film setinde ağıt yakmasıyla başladı oyunculuğa. Arkasından da Dondurmam Gaymak, Çocuklar Duymasın, Benden Baba Olmaz gibi projelerle devam etti.  Sonraki projelerde ‘hadi sen de benimle birlikte gel, sende gel’ gibi zorlamaları oldu. O dönemler çok fazla işim nedeniyle vakit sıkıntısı yaşamama rağmen gittim. İyi ki de gitmişim çünkü arkasından bende oyunculukla tanışmış oldum. Oyunculuğa başlamışmış olmam bu şekilde oldu ve işin güzel tarafı da sevmem oldu. Ben oyunculuğun yanı sıra aynı zamanda kendi işim olan esnaflığı da yapmaya devam ediyorum. Oyunculuk ve esnaflığı birlikte yürütmeye çalışmak zor oluyor ancak her iki işimi de severek yaptığım için bunu sıkıntı olarak algılamıyorum. Şaka malzemeleri sattığım ve adını da içinde gerçekten yaratıcı ve ilginç çalışmaları olduğu için Hadibee İlginç Shop ismini koyduğum dükkanıma oyunculuk yaptığım zamanlarda arkadaşlarım bakıyor” açıklamasını yaptı.

“KAMERA KORKUSU AŞILABİLİR”

Herkesin oyunculuğa başladığı ve ilk rol aldığı sırada yaşadığı bir kamera korkusu olduğunu ve ilk kamera korkusu deneyimini konuk misafir olarak katıldığı Yasemin’in Penceresi isimli programda yaşadığını belirten Dören, “Ben bu korkuyu ilk kamera karşısına çıktığımda yaşadım ve son oldu. İlk kamera deneyimim canlı yayında gerçekleştirilen Yasemin’in Penceresi programı oldu. Yasemin hanım annemi konuk olarak ağırlıyordu ve bende sürpriz konuktum. Paravan açıldığında 4 kameranın birden bana dönüşü kalp atışlarımı inanılmaz derecede hızlandırdı. O oyuncuların bahsedip durduğu ancak benim bir izleyici olarak anlayamadığım o hissi o anda ben de deneyimlemiş oldum O anki hislerimin tarifi yok. 5 dakikalık bir süreç sonrasında oluşan o heyecanı yenebildiğimi fark ettim ve korkulacak bir şey olmadığını anladım. Bana gelen diğer proje tekliflerinde hiç heyecanlanmadan gayet rahat ve doğal bir şekilde rollerimi oynadım. Önemli olan aslında kamerayı unutmak ve o yokmuş gibi size verilen role odaklanarak o rolü oynamanın tadını çıkarmak. Şöyle de düşünebiliriz bunu kendinize çok yakın hissettiğiniz bir arkadaşınızla buluşmuşsunuz ve onunla vakit geçiriyormuşsunuz gibi. Film çekim ortamlarının genelde rahat ve eğlenceli olması da sizin rolünüzü iç rahatlığıyla oynayabilmenizde zaten yeteri kadar büyük bir etken. Avanak Dedektör filminde ise benim sevgilim rolünü oynayacak olan Tuğba Özay değil Hicran karakterini canlandıran Deniz Hanım olacak. Kendisi 2008 yılının Hollanda güzeli. Filmde onunla aramızda gerçekleşecek olan küçük bir aşk hikayemiz var. Benimde bildiğim kadarı ile senaryoda ikimizin yaşadığı aşk dışında pek sevgililik ilişkisi olmayacak. Filmde aşkın yanı sıra bol macera, kovalamacalar ve bol kahkaha da yer alacak. İyi bir iş çıkarmak için çoğu camiada kendisini tanıtmış olan sanatçı arkadaşlarımızla bir araya geldik” ifadelerini kullandı.

“GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL”

Yaptıkları işin dışarıdan göründüğü gibi kolay olmadığını tam tersine çok zorlu süreçlerinin bulunduğunu belirten Dören, tüm zorluklara rağmen yapılan işe sevgi katmanın zorlukları hissettirmez hale getirdiğini ifade ederek, “Bizim yaptığımız zor bir iş. Oyunculuk hiç de öyle dışarıdan göründüğü gibi kolay değil. Özellikle tekrar tekrar yapılan çekimlerimiz zordur ve bu kısım biz oyuncuları çok yorar. Ekranda izlediğiniz filmdeki bir dakikalık görüntü için bizim bir gün kamera karşısında aynı hareketleri tekrar tekrar oynamamız gerekebiliyor. Çekimlerdeki sıcağı, soğuğu, uykusuzluğu, yorgunluğu düşünün birde. Kamera arkası hazırlıkları, kostüm hazırlıkları ve çekim sıranı beklemek var. Zor bir iş ancak severek yaparsanız tüm bu zorlukları eğlenceli bir hale dönüştürebiliyorsunuz. Bende işimi severek yaptığım için her hangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Avanak Detektördeki en son sahnenin güncel halini okumadım ancak sonuncusuna baktığımda 238 adet diyaloğum vardı. Bunları her hangi bir sufle çekmeden ezberleyerek oynayacağım. Arkadan seslendirme yoluyla yani sufle ile işimiz çok kolay oluyordu. Filmde arkadan biz oyunculara hazır olarak verilen oyuncunun söyleyeceği sözler bu filmde verilmeyecek. Buda tüm metinleri ezberlememiz gerektiği anlamına geliyor. Seslendirmede olmayacak bu filmde. Seslerin hepsi dublaj kullanılmayacağı için oyuncuların kendi sesleri olacak. Gün gün tüm enerjimizi metinlere foxlayarak filmi tamamlayacağız. Kısa metinleri ezberlemekte insan beyni zorlanmıyor ancak uzunlarda gerçekten karıştırmalar oluşabiliyor. Metnin bir cümlesini unutmanız ya da kekeleyerek söylemeniz yâda vurguyu hatalı ifade etmeniz o sahnenin tekrar tekrar çekilmesi anlamına geliyor. Gözlerim kızarmış halde ancak bu film çekimlerinden değil renkli gözlerin oluşmasına neden olan pigment eksiliğinden kaynaklanıyor. Bilindiği üzere İris, gözümüze rengini veren bir göz kısmıdır. Göz rengi ise irisin pigmentasyonu ve iriste ışığın yansıması olmak üzere iki faktöre bağlı olarak oluşmasından kaynaklanır. Ayrıca iris, melalin adı verilen kahverengi pigment ve lipokrom adı verilen sarımtırak bir pigment olmak üzere iki farklı pigment içerir. Buna göre, eğer iris hücrelerinde melalin pigmenti daha fazla konsantrasyondaysa koyu renkli göz renkleri, az ise açık renkli gözler ortaya çıkmakta. Bende açık renkli gözlere sahip olduğum için bu sınıfa giriyorum” dedi.