Fosforlu müzikali başlıyor

24 yıl önce kurulan Tiyatrokare’nin kurucusu  Nedim Saban ile Ayça Varlıer, altı yıl önce tanıştılar ve  o günden bu yana birlikte çalışıyorlar. Leyla’nın Evi’nin kast çalışmaları sırasında Varlıer’e oyundaki gelin rolünü teklif eden Saban, “Oynarsam Roxy rolünü oynarım “ yanıtını alınca çok şaşırmış. “Kendisinden bir düşünme süresi  talep ettim, eve gidip romanı tekrar okuduğumda, Roxy cılız, çirkin, bakımsız bir kız, senden Roxy olmaz” yanıtını verdim. Saban, “Görüşmemiz sırasında giydiği seksi kıyafet gözümün önünden gitmiyordu. Bunun üzerine Ayça’nın benden bu rol için seçmelere girme talebi oldu. Bu Batılı yaklaşım beni çok etkiledi, çünkü ben de İkinci bahar dizisi için seçmelere gitmekten gocunmamış, o dönem yönetmen Uğur Yücel’in karşısında tir tir titreyerek, üç kez sınava girmiştim. Yurtdışındaki en önemli starlar bile filmlere bu yöntemle seçiliyorlar. Bunun üzerine Leyla rolünü oynayan Celile Toyon’dan da bize destek olmasını,  Roxy rolü okumasında bulunmasını rica ettim. Ayça okumaya başlar başlamaz, kestim.  O seksi, bakımlı kız gitmiş Roxy olmuştu. Rol senindir dedim,  Yazar Zülfü Bey’i aradığımda, bu seçime çok şaşırdı. Oyunun tanıtım kokteylinde bile, Ayça’ya bu güzel saçlarla bu hipi kızı nasıl oynayacaksın” diye takılıyordu. Leyla’nın Evi, uzun bir prova döneminden sonra perde açtı. Ayça sahneye çıkar çıkmaz ve ilk şarkıyı söyler söylemez, seyircinin Roxy’yi kabullendiğine tamamen ikna olmuştum. Onunla çalışmasaydım, hayatımın hatasını yapardım, bu duyguyu Ayça’nın o rolle defalarca ödül aldığı törenlerde tekrar tekrar yaşadım” dedi.

“OYUNUNCUN HEYECANLANDIĞI BİR PROJEYİ HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Fosforlu’nun bir anlamda Ayça’ya bir armağan da olduğunu söyleyen Nedim Saban, “Ayça metni okur okumaz aşık oldu. Bir oyuncunun bu kadar heyecanlandığı bir projeyi, yapımcının hayata geçirmeme hakkı yok, bu kadar disiplinli bir oyuncu her istediği projede yer almalı”   dedi. “Bu kez Fosforlu daha mı alaturka bir kadın, Ayça’dan güzel mi çirkin mi, saçı uzun mu kısa mı sorgulamadım. O her oynadığı rolde bambaşka bir kişilik yaratabiliyor” diyerek Fosforlu Müzikali’nin macerasını anlattı.

“FOSFORLU CEVRİYE” AYÇA VARLIER İLE HAYAT BULUYOR.

Suat Derviş’in “Fosforlu Cevriye” romanından Tuncer Cücenoğlu tarafından uyarlanan oyun, eski İstanbul’un Galata semtinde yaşanan buruk bir aşk öyküsünü anlatıyor.   Güzelliği ve parlak zekasıyla adeta ışıldayan Fosforlu Cevriye, yaşamını fahişe olarak sürdürmek durumundadır. Sürgünden kaçarak İstanbul’a tekrar geldiğinde,  kendisini bu kez hiç alışkın olmadığı bir ilişkinin içinde bulur. Siyasi düşünceleri nedeniyle idam mahkumu olarak yargılanan bir aydın, ona insanlığını tekrar his ettirir. Fosforlu Cevriye, bu yeni aşkında artık bir cinsel obje olarak görülmemekte,  daha önce tatmadığı insani duyguları yaşamaktadır. İstanbul’un karanlık ve yalnız sokakları artık ay ışığında romantik gecelerin yaşandığı bir yere dönüşmüştür. Ancak,  bu mutluluk kısa sürecek, dillere destan olan platonik aşk, yerini buruk bir acıya bırakacaktır.

 “FOSFORLU” OYUNUNDA 18 PARÇA SESLENDİRİYOR.

Ayça Varlıer, 18 farklı parçadan oluşan bu müzikale sadece güzelliği ve oyunculuk yeteneğiyle değil, ustalıkla yorumladığı şarkılarıyla da damga vuruyor.  Oyunda en çok ilgi gören şarkıların başında “Aşk Dediğin Bizden Değil Gavur İcadı” adlı şarkı. Bu şarkıda sokakta sevgisiz bir yaşam sürdürmeye alışmış olan insanlar, gerçek aşkın olup olmadığını ve sade insanların aşk yaşayıp yaşayamayacaklarını tartışıyorlar. Serkan Üstüner’in sahneye koyduğu oyunun müzikleri Eylem Pelit’e ait.

Fatih Dönmez’in “Fosforlu’nun büyük aşkını” canlandırdığı müzikalde Pınar Yıldırım , Mert Carim, Ece Duran, Cem Güler, İstanbul sokaklarındaki farklı tipleri canlandırıyorlar. Ayça Varlıer, müzikalde  “Fosforlu” rolünün yanı sıra, “Suat Derviş” olarak Fosforlu’nun öyküsünü anlatan yazarı da oynuyor. Oyun Ekim ayında Caddebostan, Kozyatağı, Ataköy ve Zorlu PSM’nin yanı sıra, İzmir’de de sahnelenecek. (HABER MERKEZİ)