“Koçer” kısa filmi AB İnsan Hakları Ödülü’nde ikincilik kazandı

İzmir’de yaşayan yönetmen Serhat Boylu (37), Güneydoğu’da yaşayan göçmen toplulukların yaşamını konu alan kısa filmi 'Koçer' ile 15. AB İnsan Hakları Kısa Film Yarışması’nda İnsan Hakları kategorisinde ikincilik ödülü kazandı. Jüri, 317 başvuru arasından insan hikayelerini güçlü şekilde görünür kılan 20 finalist filmi seçti ve Koçer, bu finalistler arasında ödüle değer bulundu. Diyarbakırlı olan ve 20 yıldır İzmir’de yaşayan Boylu, sinema ve tiyatro ile 6 yıldır ilgilendiğini belirterek, filmi çekme kararını Hakkari ve çevresinde karşılaştığı insanların hikayelerinden ilham alarak verdiğini söyledi.

“ORADA GÖRÜNMEYEN BİR HAYAT VAR”

Boylu, çadırlarda kalan ve hayvancılık yapan insanları gördüğünü ifade ederek, "O insanların hayatlarını filme almak isteyip, peşlerine düştüm. Görüşmeler yaptım. Orada görünmeyen bir hayat, unutulmuş bir kültür var. Bu insanlar yüzyıllardan bu yana, atalardan torunlara, bu şekilde yaşıyorlar. Göçebe bir yaşam içerisindeler. Senede 4-5 kez yer değiştiriyorlar. Hayvancılık yapıyorlar. Farklı aile yapıları var. Hayatlarında eğitim, ulaşım ya da iletişim yok. Sürekli dağlarda gezen 50'den fazla aile var" dedi.

“ÇEKİMLER ZORDU”

Boylu, filmi Hakkari, Şırnak, Bitlis, Van, Siirt ve Batman gibi illerin dağlarında çektiklerini belirterek, çekimlerin yaklaşık 6 ay sürdüğünü dile getirdi. Serhat Boylu, "Çekimler zordu. Bizi kabul etmeleri zaman aldı. Çünkü kendilerini dışarıya karşı kapatmış durumdalar. Dillerini de bilmediğimiz için tercümanlarla birlikte 14 kişilik bir ekiple gittik. Gece orada konaklayamadığımız için akşamları şehir merkezine gidip, sabah tekrar bulundukları bölgeye gelmek zorunda kaldık" sözlerine yer verdi.

KOÇER, 255 FESTİVALDE GÖSTERİLDİ

Serhat Boylu, 'Koçer' filminin ulusal ve uluslararası birçok festivalde gösterildiğini ve birçok ödül kazandığını açıkladı. Boylu, film hakkında şunları söyledi: "Koçer, 255 farklı festivalde gösterildi. 22 festivalden ödülle döndük. İlk ödülümüzü 9. Güzelordu Film Festivali’nden aldık. 15. Avrupa Birliği İnsan Hakları Kısa Film Festivali’nden ikincilik ödülü ile döndük. Ayrıca Los Angeles, New York ve Hollywood kısa film festivallerinden birincilik ödülleri kazandık."

“FARKLI HAYAT HİKAYELERİNE DOKUNDUK”

Filmi izleyenlerden çok farklı geri dönüşler aldığını aktaran Boylu, jüri üyelerinin filme yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Boylu, şunları anlattı: "Jüriler bana 'Böyle bir hayat gerçekten var mı?' diye sordu. Kurmaca olduğunu düşündüler, ancak filmde anlatılan her şey gerçek. Göçebe toplulukların çok küçük hayalleri var; düzenli bir yaşam isteseler de hayvanlarını satmak zorundalar ve satarlarsa geçinemezler. Atalarından miras kalan yaşam tarzlarından vazgeçemiyor ve bunu nesilden nesile aktarıyorlar. Türkiye’de böyle insanlar yaşıyor; kimlikleri bile yok. Bazı erkek çocuklarına kimlik çıkarılıyor, kız çocuklarına ise çıkmıyor. Onlar yalnızca hayatta kalmak için varlık gösteriyor. Hastalık ya da cenaze durumunda güzergahlarını bozmuyorlar. En yakın yer iki gün uzaklıktaysa, hastayı tahtadan sedyelerle taşıyorlar; cenazeleri ise bulundukları yere ya da güzergah üzerindeki köy mezarlığına gömüyorlar. Bu, geçerken unutulmamak ve her zaman uğramak için yapılan bir gelenek. Bu film ile çok farklı hayat hikayelerine dokunmuş olduk."