Sayfa Yükleniyor...
İzmirli Mizah Yazarı Ahmet Zeki Yeşil, koronalı günlerde insanların moralinin yüksek tutabilmesinin tek yolunun mizah olduğunu belirterek, “Mizah, zorunlu olarak evde kalanların en iyi ilacıdır. Çünkü mizahta umut var; yaşama sevinci var” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Korona Günlerinde Yazarların Penceresinden köşemizde bugün İzmirli Mizah Yazarı Ahmet Zeki Yeşil’i konuk ettik. Korona günlerinde gülmenin spor yapmak kadar faydalı olduğunu belirten Yeşil, “Mizah, zorunlu olarak evde kalanların en iyi ilacıdır. Çünkü mizahta umut var; yaşama sevinci var. Güldüğümüzde, beynimiz endorfin üretiyor. Endorfin, doğal bir morfin; yani ağrı kesici. Bitmedi... Gülünce, bağışıklık sistemimiz güçleniyor. Ancak nasıl bir mizah? Unutmayalım ki, komik olan her şey mizah değildir. Ben, her zaman argosuz ve küfürsüz mizahı savundum. Güldürürken düşündüren ve hayatımızı sorgulayan mizahtan yana oldum” dedi.
ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİNİ ANLADIK
Yeşil, evde kaldığı süreçte gündemden düşmeyen koronavirüsle ilgili kısa mizah yazılarının yanı sıra, öyküler yazdığını ve bunların bir kısmının yayımlandığını ifade ederek, “Amacım; mizahın gücünü kullanarak insanlara moral vermek ve unuttuklarımızı hatırlatmaktır. Peki, unuttuklarımız nedir? diye sorarsak ölümlü olduğumuzun farkına vardık, özgürlüğün değerini anladık. Tarımın önemsenmesi gerektiğini hatırladık” diye görüş belirtti.
PSİKOLOGLARA ÇOK İŞ DÜŞECEK
Yeşil, biri şiir olmak üzere dört mizah kitabının bulunduğunu ve kitaplarını hem büyükler hem de küçüklerin ilgiyle okuduğuna dikkat çekerek, “Bu nedenle, gördüğüm ilgiden memnunum. Ancak koronavirüs, kitap fuarlarını engellediği için biraz üzgünüm. Fakat koronavirüsü yenerek kısa sürede normal hayata dönme konusunda umutsuz değilim. Önemli olan bu süreci hasarsız atlatmaktır. Çünkü biliyoruz ki, koronavirüsten sonra psikologlara çok iş düşecek…” ifadelerini kullandı.
OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE KAPILMAYACAĞIZ
‘Önlemlerimizi alacağız, kendimizi olumsuz düşüncelere kaptırmayacağız’ diyen Yeşil, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bakın karbon salınımı azaldı. İstanbul’dan Uludağ görünüyor. Ozon deliği kapanıyor. Pamukkale travertenleri beyazlamaya başladı. İstanbul Boğazı’nda yunuslar, Venedik’te balıklar görüldü. Az şey mi bunlar?...”
Ahmet Zeki Yeşil’den bir koronavirüs fıkrası...
Dünyayı etkisi altına alan ölümcül virüs yüzünden ormanda telaş başlamış. Ormanlar kralı Aslan, alınacak tedbirleri görüşmek üzere ahaliyi acilen ormanın meydanında toplamış. Toplantıda ilk sözü alan Sümüklü Böcek, hiç durmadan tüküren Lama’yı suçlamış.
“Toza toprağa karışan tükürükler, bize mikrop olarak geri dönüyor. Ben, onun yüzünden hasta oldum. Hastalık yayılmadan Lama’yı ormandan atmalıyız” demiş.
Lama, pişkin pişkin sırıtmış. Sokaklara tüküren koca koca insanları hatırlatmış. “Ayıp ve sakıncalı olsa, onlar böyle davranmaz” diyerek kendini savunmuş.
Aslan bu sözlere kızmış, bir kükremiş orman inlemiş. Hayvanların meraklı bakışları arasında Lama’ya şöyle söylemiş: “Bana, insanları örnek gösterme! İnsan her şeye benzeyebilir, insana bile...”
KÖTÜ ŞEYLER
-İşsizlik
-Aile içi şiddet
-İstenmeyen gebelikler
-Ruh sağlığımız bozuldu
İYİ Mİ KÖTÜ MÜ?
Sevgilisi olanla olmayan arasında fark kalmadı.
Hatırlayın, Sağlık Bakanının talimatlarını...
BUNDAN SONRASI
-Dijital ve çipli hayat...
Haber Merkezi