Müzikle iç içe bir yaşam

NİLGÜN TAZE – ÖZEL HABER 

Müzisyen Erinç Açıkgöz’ün hikayesi çocukken başlıyor. Odasında yaptığı hayali radyo yayınları, karbon kağıtlarını kullanarak bastığı küçük fanzin dergiler, bütün çocukluğu boyunca aslında bugünkü haline işaret etmiş. O da dünyada hayallerinin peşinden yelken açan milyonlarca sanatçıdan birisi aslında. Erinç Açıkgöz yaklaşık 30 yıldır İzmir’de yaşıyor ve kendini fark ettiği günden beri müzikle her şekilde iç içe.

Sadece müzik konusunda çalışmalar yapmakla yetinmeyip disiplinler arası etkileşimin yaratıcılığı olumlu yönde etkilediğine inanan genç müzisyen Erinç Açıkgöz, “Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü mezunuyum. Öğrencilik yıllarında resmin yanı sıra müzik ve sinema ile ilgilenerek birçok projede yer aldım. Gitar çalıp şarkı söyleyerek kendimi ifade ederken söz ve müzikleri yine kendime ait olan bestelerimi insanlara ulaştırmak için uzun, huzurlu ve mücadele dolu bir yolda ilerliyorum” dedi.

“BEN ÖNCELERİ”

Görsel sanatlar konusundaki yeteneğini müzik ile birleştirerek şarkılarına çizgi film tadında, lirik animasyonlar hazırlayan Açıkgöz, “Bu temaya sahip yayınladığım ‘Ben Önceleri’ isimli ilk çalışmamı Youtube’da ‘Erinç Ben Önceleri’ olarak dinlemeniz mümkün. Bir diğer çalışmam ise yakın zamanda kaydettiğim ve daha önce hiç kimsenin bestelemediği bir şiir aslında. Yunus Emre’nin ‘Sular Hep Aktı Geçti’ eserini ‘Zaman Uyumaz’ başlığı ile yorumlayıp besteledim. Yaptığım çalışmaları belirli bir türün içinde görmüyor ancak özgünlük ve özgürlük kavramlarını aynı potada eriterek sınırlarımı keşfediyorum” açıklamasını yaptı.

7 HAZİRAN KONSERİ

Müziklerini popüler eserlerin basit ve yapay dünyasından ayıran önemli bir nokta olduğunu ifade eden Açıkgöz şunları söyledi: “Şarkılarımı bütün samimiyetimle olduğu gibi üretip söylüyorum çünkü bu benim sohbet etme biçimim. Şimdilerde ‘Uzayda Giden Bir Gemide Çalması Muhtemel Şarkılar’ isimli ilk sahne projemi hayata geçirmeye başladım. Neden uzay ve neden bir gemide şarkı söylüyor bu adam? diye sorabilirsiniz elbette kendinize. Bu proje kapsamında 7 Haziran’da Bostanlı İro Cafe’de vereceğim ilk konserle bu soruların cevaplarını vermiş olacağım. Ancak küçük bir ipucu vermek gerekirse, asıl konu çocukken yapmayı sevdiğimiz her şeyin şimdi bize uzayın derinliklerindeki bir gemi kadar uzakta olması. Sizi o gemiye davet edip hikayelerimizi anlatıyorum.”

BAĞIMSIZ MÜZİK

Açıkgöz, ilerleyen günlerde sahne projesini yeni performans mekanlarında tekrarlamayı düşündüğünü açıklayarak, “Giderek küçülen dünyada büyük değişimlere uğrayan müzik endüstrisinde ‘Bağımsız Müzik’ kavramını az çok biliriz. Özellikle günümüzde ‘indie’ olarak anılan bu tür, müziğin çok daha fazla şeyi ifade edebileceğini gösterdi bizlere. Üstelik dünyada ve Türkiye'de alternatif müzik umut verici bir şekilde büyük kitlelere ulaşmaya başladı. Tabiri caizse ‘Yeraltı Müziği’ diyebileceğimiz bir olgunun yeryüzüne çıkışına tanık oluyoruz. Ben ve benim gibi birçok indie müzisyen topluma daha zengin içerikler sunuyor” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi