- Kültür-Sanat
- 20.04.2025 11:41
Çocukların ucuz ve sağlıksız plastik oyuncaklarla oynamasını istemeyen Şevki Köse, ağaçtan yaptığı oyuncaklarla oğluna ahşaptan bir hayal dünyası yarattı
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Çocukların gelişimi için büyük önem taşıyan oyuncakların günümüzde binlerce çeşidi bulunuyor.
Fakat hem güvenlisini hem de faydalısını bulmak kolay değil. İzmirde yaşayan 50 yaşındaki Şevki Köse, baba olduktan sonra oğlu Arenin doğal olmayan malzemelerden üretilen ve çoğunluğu uzak doğu menşeili olan oyuncaklarla oynamasını istemedi. Küçükken kendi oyuncaklarını da kendinin yaptığını söyleyen Köse, oğlu için sağlıklı ve çevre dostu oyuncaklar yapmak için kolları sıvadı. Tamamen ahşap malzemeler kullanarak yaptığı oyuncak araba, kamyon, bisiklet hatta mama sandalyesi kısa sürede çocukların ilgi odağı oldu. Asıl mesleği haber kameramanlığı olan Köse, oğlu büyüyüp oyuncaklarla oynamayı bıraksa da ahşap yolculuğuna devam ederek başka figürler yapmaya başladı. Deniz kıyısından ve odunculardan topladığı atık ahşap malzemeleri Alsancaktaki atölyesine taşıyan Kösenin ahşap oyma teknikleriyle yaptığı birbirinden farklı insan yüzleri görenlerin beğenisini topluyor.
OYUNCAKLARINI DA KENDİSİ YAPARDI
Çocukların gelişen teknoloji ile birlikte daha çok kanserojen madde taşıyan oyuncaklarla büyüdüğünü söyleyen Köse, ahşaptan oyuncak yapmaya nasıl başladığını şöyle anlattı: Çocukken Rizede kendime tahtadan oyuncaklar yapardım. İhtiyaçtan dolayı her türlü şeyi değerlendirirdik. Aren doğunca oyuncak lazım oldu. Aldığımız plastik oyuncakları ağzına götürmeye başladı. Rahatsız olduk ve oyuncaklarını kendimiz yapmak istedik. Çocukluğumda kendi yaptığım tahta oyuncaklarla oynadığım için onun da tahta oyuncaklarla oynamasını istedim. Aynı zamanda da eski tip oyuncaklarla tanışsın istedim. Doğaya temas etmek insanı rahatlatan bir şey. Bebekleri ve çocukları da rahatlatıyor diye düşünüyorum. Uzun süre Arene ahşaptan oyuncak yaptım. Bütün oyuncakları tahtadandı. Bir gün benden akvaryum istedi. Tamam güzel bir akvaryum yapalım dedim. Ama akvaryum tahtadan olmaz dedi. Onu da tahtadan yapacağımı düşünmüş. Bütün sınıfa yapmıştık bu oyuncaklardan, herkes istemişti.
AĞAÇLARIN İÇİNDEKİ GİZLİ YÜZLER
Oğlu Aren büyüyünce oyuncak yapmayı bıraksa da atölye çalışmalarını devam ettiren Köse, şuan ağırlıklı olarak ahşaptan yüzler yapıyor. Ahşapla uğraşmayı çok sevdiğini belirten Köse, İlk olarak Arene bir kamyon yapmıştım. Sonra onu geliştirerek birkaç tane daha yaptım. Hatta mama sandalyesi bile yaptım. Hiç metal malzeme kullanmayarak tamamen ahşaptan bir bisiklet yaptım. Oyuncak konusunda kendimi baya geliştirmiştim. Oyuncak yaptığımız malzemeleri sıfır olarak yapı marketlerden alıyorduk. Daha sonra Arenin ihtiyaçlarına göre yaptığım şeyler de değişti. Ağaçların içinde yüzler olduğunu düşünmeye ve yüzler yapmaya başladım. Şuan ağırlıklı olarak ahşaptan yüzler yapıyorum. Çocukken ihtiyaçtan dolayı kendime oyuncaklar yapardım. Hatta bütün arkadaşlarım kendi oyuncaklarını kendi yapardı. Bu elbette bir el alışkanlığı sağlamıştır ama yüz yapma ve şekil verme anlamında daha önce bir çalışma yapmamıştım. Yaklaşık 1,5-2 yıldır yüz yapıyorum. Ahşapla uğraşmayı seviyorum. Boş zamanlarımı bu şekilde değerlendiriyorum. Çok rahatlatıcı bir şey. İnsanın tüm stresini alan bir uğraş dedi.
İŞİN STRESİNİ ATÖLYEDE ATIYOR
Asıl mesleği haber kameramanlığı olan Köse, stresli bir işi olduğunu fakat atölyeye geldiğinde her şeyi hatta yemek yemeyi bile unuttuğunu söylüyor. Ahşapla uğraşmayı bir terapi gibi gören Köse, Atölyeye geldiğimde başka hiçbir şeyi düşünmüyorum. Ahşaba dokunduğumda bu bana terapi gibi geliyor. Stresli bir işimiz var. İşin bütün stresini, yükünü burada atıyorum. Buraya geldiğimde yemek yemeyi bile unutuyorum. Çünkü biran önce ne yapmak istiyorsam ona ulaşmaya çalışıyorum. Bu konuda biraz aceleciyim. Ağaç kendini yönlendiriyor. Bazı ağaçtan bir kız çıkıyor, bazısından ise amca çıkıyor. Eski ağaçlar bana çok bilgelik çağrıştırıyor. Elime aldığım ağaç hangi sularda debelenmiş, nerelere çarpmış diye düşünüyorum. Belki de Sakız Adasında denize düştü, belki Karaburundan. Bazen şekillendirirken ağaç çatlıyor ama o çatlağı kapatmaya çalışmıyorum. O çatlak o yüzün façası... şeklinde konuştu.
HEDEFİ SERGİ AÇMAK
Yaklaşık 7-8 yıldır atölye çalışmalarını sürdüren Kösenin öncelikli hedefi bir sergi açmak. Yaptığı işlerin insanlar tarafından beğenilmesinin kendisine cesaret verdiğini ifade eden Köse, Burası dördüncü atölyem. İş arasında gidip gelebilmek için işyerime yakın bir yer olmasını tercih ettim. Vakit buldukça kendimi buraya atıyorum. Arkadaşlarım yaptığım işleri çok beğendiklerini dile getiriyorlar. Bu da beni cesaretlendiriyor. Daha fazla uğraşıp kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ben yaptıklarımı anlatmaktan ve göstermekten hoşlanmıyorum. Ama arkadaşlarım beni bu konuda çok yüreklendiriyor. Kendimi biraz daha geliştirebilir ve iddialı işler yapabilirsem, hedefim kısa süre içerisinde bir sergi açmak. Bu sene emekli olmayı planlıyorum, o zaman atölyeye daha fazla zaman ayırabileceğim ifadelerini kullandı.
MALZEMELERİ DENİZ KIYISINDAN TOPLUYOR
İnsan yüzleri yapabilmek için deniz kıyısından ve odunculardan atık ahşap malzeme topladığını söyleyen Köse, Malzemeleri deniz kıyılarından veya odunculardan topluyorum. Hiçbirini önceden tasarlayarak yapmıyorum. Aklıma ne gelirse, neye ihtiyaç duyarsak ona göre yapıyorum. Bazı ağaçlar hiçbir şey ifade etmiyor. Öyle ki, görsem bile almıyorum. Ama bazılarının içinde o duyguyu hissediyorsun. Şeklinden şemalinden Mesela bundan çirkin bir amca olur diyorsun. İnsan figürleri ve ifade çalışmayı seviyorum. Elimden geldiğince yüzlere ifade vermeye çalışıyorum. Bunları yaparken her şeyi unutuyorum. Bir işe başlayıp aynı gün içerisinde bitirme fırsatı pek olmuyor. Tam gelip yapmaya başlıyorum, bir telefon geliyor. Tekrar işe dönmek zorunda kalıyorum. Ağacına, yaptığınız objeye göre işin süresi çok değişiyor. Bazısı uzun zaman alıyor, bazısı ise kısa. İnsanlar Al bak bununla bir şey yaparsın diyerek çok malzeme getiriyor. Bazen fazla doluyor hatta içerisi koyacak yer bulamıyorum. Şu çam ağacını komşum kesti, ben kuruttum. Uzun zamandır bakışıyoruz diye belirtti.
ARENİN HAYAL DÜNYASINA AHŞAPTAN BİR İZ
İlkokul 5inci sınıfa giden 11 yaşındaki Aren, okuldan arda kalan zamanlarda atölyede vakit geçirmekten büyük keyif alıyor. Babasının yaptığı ahşap oyuncakların arkadaşları tarafından da çok beğenildiğini hatta kendileri için de istediklerini anlatan Aren, Babamın ben küçükken yaptığı oyuncakları hatırlıyorum. İlk yaptığı oyuncaklar da çok güzeldi ama şimdi kendini çok geliştirdi. Atölyeye gelmeye pek vaktim olmuyor ama geldiğimde bende babama yardımcı olabilmek için elimden geleni yapıyorum. Anaokuluna giderken bana bir oyuncak yapmıştı. Sadece okuldan arkadaşlarım değil evimize gelen yakınlarımızın çocukları da istemişlerdi. Okula götürdüğümde çok ilgi görmüştü dedi.