Pazartesi söyleşilerine devam

İzmir Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğini yaptığı “Pazartesi Söyleşileri” uzun bir aradan sonra yeniden başladı. Konak Sahnesi’nde gerçekleştirilen sempozyuma ilgi büyüktü. Sempozyumun konusu tiyatro ve arkeoloji ilişkisiydi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.12.2015 07:52
  • Güncelleme Tarihi : 02.12.2015 07:52
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Pazartesi söyleşilerine devam haberinin görseli

EMİRCAN IŞILDAK

İzmir Devlet Tiyatrosu’nun bir geleneği haline gelen Pazartesi Söyleşileri verilen uzun aranın ardından tekrar başladı. Sempozyum tarzında geçen organizasyona Konak Sahnesi ev sahipliği yaptı. Tiyatro ve arkeoloji ana başlıkları altında gerçekleştirilen gecede, Devlet Tiyatrosu Eski Müdürü Yaşar Ürük moderatör, Prof.Dr. Özdemir Nutku, Yrd.Doç.Dr. Akın Ersoy ve İlhan Pınar da konuşmacı olarak yer aldı. Organizasyona İzmirli sanatseverler yoğun ilgi gösterdi.

“HER ZAMANKİNDEN DAHA HEYECANLIYIM”

Açılış konuşmasını İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Tayfun Erarslan yaptı. Erarslan, “Daha önce sayısız kez bu sahnede yer aldım. Birçok konuşma yaptım. Fakat bugün bu özel gecede yer almaktan dolayı onur duyuyorum. Sanatseverler önünde böylesi değerli insanlarla birlikte yer almak beni fazlasıyla heyecanlandırıyor” dedi. Erarslan daha sonra sözü ünlü tiyatrocu ve yazar Yaşar Ürük’e bıraktı.

“TİYATRO ARKEOLOJİYE BENZİYOR”

Ürük konuşmasına eski dillerin önemine değinerek başladı. “Eski diller tiyatromuz açısından da arkeoloji açısından da çok önemli bir yer taşıyor. Eski dillere yöneldikçe vizyonunuz da genişlemiş oluyor. Her bir dil her bir kelime tiyatro tarihi açısından ipuçları veriyor. Bizler eski dilleri araştırdıkça, oraları kurcaladıkça tiyatronun geçmişiyle ilgili daha fazla bilgi ediniyoruz. Bize yön sağlıyor” diyen Ürük eski dillerin önemine atıf yaptı. Arkeolojinin ve tiyatronun paralel şekilde çalıştığını belirten Ürük, “Arkeoloji bilimi eskinin bilimi demektir, eskiyi araştırmak demektir. Tiyatronun perspektifidir. Yapboz gibi bir disiplindir. Belgelerde kazı yaparsınız. Sürprizlere açıktır. Aynı şekilde tiyatro da böyledir. Kütüphanelerde eski kitapların tozlu sayfalarında gezinirken, beklenmedik sürprizlerle karşılaşırsınız. Bu belki de sanatın en cazibeli yanlarından biridir” ifadelerini kullandı. “Bütün bilimler ve sanatlar insanlar içindir. İyi ve kaliteli yaşam içindir. Arkeoloji ve tiyatro bir bütündür fakat ayrıldığı tek bir yer vardır. Tiyatro güncellenir. Sahnelenen oyun döneme göre oynanır” yorumunda bulunan Ürük, daha sonra izleyenlere sorular sorarak sürpriz hediyeler verdi.

Sempozyumda yer alan konuşmacılar da bölge coğrafyası ve sanat tarihi üzerine aydınlatıcı bilgiler verdi. Özellikle Ege bölgesindeki antik kent ve tiyatrolar hakkında geniş bilgiler sunan konuşmacılara izleyenler ilgi gösterdi. Devlet Tiyatrosu Sahne Amiri Feyyaz Yükselen de katılımdan duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Tiyatro severlerin katılımlarından memnunuz. Pazartesi Söyleşileri’ne her ay düzenli olarak devam edeceğiz” dedi.