Suya çizilen resimler

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin bu haftaki konuğu Ebru Eğitimcisi ve Yazar Nuri Pınar. Cumartesi Sohbetleri kapsamındaki etkinliğe katılan Pınar, ebru sanatının tüm inceliklerini katılımcılara aktardı


  • Oluşturulma Tarihi : 02.05.2018 06:44
  • Güncelleme Tarihi : 02.05.2018 06:44
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Suya çizilen resimler

SULTAN GÜMÜŞ

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin düzenlemiş olduğu Cumartesi Sohbetleri’ne konuk olarak katılan Ebru Eğitimcisi ve Yazar Nuri Pınar, ebru sanatıyla alakalı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından ebru yapmaya başlayan Pınar, katılımcılara ‘Yeniden doğduk’ dedirtti.

Sohbetin açılış konuşmasını yapan Muhammet Tanğ, Nuri Pınar’ın özgeçmişi hakkında bilgiler verdi. Sanatçıyı asıl anlatan sanatıydı. Dinleyiciler ise ortaya çıkacak olan bu sanatı merakla bekliyorlardı. Sunumuna başlayan Pınar, ebru’nun Farsça ‘da ‘kuş ve bulut’ anlamına geldiğini belirterek, “Bu süslere Türkçe’de ‘ebri’ denmiş sonradan ‘ebru’ olmuştur. Çağatayca’da kitaplara kumaştan cilt yaparlardı ve buna ‘ebreli’ denirdi. Bu sanatın Türkistan’da çıktığı biliniyordu. İlk kağıdı icat eden de Türklerdir. Kağıdı icat edenler onu süslemiş olmalıdır. Semerkant, Taşkent’te büyük kağıt imalathaneleri ortaya çıktı” dedi. Ebru’nun Selçuklu’dan Osmanlı’ya intikal eden bir sanat olduğunu kaydeden Pınar, “Sonra İstanbul’a yerleşti. Oradan da Avrupa’ya yayıldı. Şimdi Avrupa’da bizden çok ebruyla uğraşan sanatçı var. Topkapı Sarayı’nda 1530 tarihli bir kitapta hafif ebru sayfaları üzerine şair şiirini yazmış. Elimizdeki ilk ebrulu kitap bu. Eski kitapların kenarı tarak ebruludur. Bu bir nevi mühürdür. Kitaptan bir sayfa koparılırsa bu hemen anlaşılır. Şimdiki sayfaları mühürleyip onaylamak gibi” dedi.

EBRU SANATI BİTEBİLİR

Japonlarda da su üzerine resim sanatı olduğunu söyleyen Pınar, “Suda yüzen resimler kağıt üzerine alınarak üzerine resim yapılıyordu. Bizim ebru sanatını Japonlardan alıp almadığımız bilinmiyor. Japonya’da 11. yüzyılda suda yüzen kağıtlar üzerine yapılmış resimlere rastlanmaktadır” diye konuştu. 17. yüzyılda ebru sanatıyla uğraşan dört-beş isime rastladıklarını dile getiren Pınar, “Necmettin Okyar’ın hediyesi olarak fırçaları gül dalına sararlar. Fırçalar atkuyruğu kılından yapılır” dedi. Günümüzde var olan Popüler Kültürün ebru sanatını bitirebileceğini vurgulayan Pınar, şöyle ekledi: “Ebru ile resim yapılmaz ama ebru üzerine resim çizilebilir. Ebrunun kendisi bir sanattır. Bir başka sanatla açıklanamaz. Son zamanlarda hanımlar bu sanata daha çok ilgi göstermeye başladı. Bu sanat baştan hobi olarak başlar sonra gelişir. Sonra da zamanı gelince sergisi açılır.”

YENİDEN DOĞDUK

“Bizim kültürümüzde ebrunun edebiyata yansımaları daha çok şiir üzerinden olmuştur” diyerek aktarımlarda bulunmaya devam eden Pınar, “Kumaşa, deriye sabitlemeler de var. Seramiklerde, çinicilikte de kullanılmıştır. Bunun en büyük uygulaması ciltçilikte olmuştur. UNESCO ebru sanatını Türklere tescilleyerek kitaba kaydetti” dedi. Ana malzeme olarak geven çalısının kullanıldığını söyleyen Pınar, “Boyaların çoğunu sanatçının kendisi yapar. Öd olmadan ebru olmaz. Boyaların yüzeyini açar ve boyaların birbirine karışmasını engeller. Bunun sihirli kısmı öd sayesinde boyaların birbirine karışmamasıdır” cümlelerine yer verdi. Sohbetin ardından Nuri Pınar kollarını sıvazlayıp ebru yapmaya başladı. Oturan dinleyiciler ise bir anda etrafına toplandı. ‘Yeniden doğduk’ diyen de vardı hayran hayran seyreden de. Katılımcılarla ortaklaşa yapılan iş sonucu ebrular sabırla tek tek çıkmaya başladı.

NURİ PINAR KİMDİR?

Nuri Pınar; 1953’te İzmir’de doğdu. İzmir Namık Kemal Lisesinde tahsilini sürdürürken, amatör turist rehberliği yapmaya başladı (1969). 1971 yılında T.C. Turizm Bakanlığı tarafından açılan profesyonel turist rehberliği kurslarını bitirdi. 1977’de E.Ü. İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden mezun oldu. Geleneksel Türk Sanatları’na ilgisi turist rehberliği yaptığı yıllarda filizlenip yoğunlaştı. Aynı dönemde Anadolu’da yaşamış bütün uygarlıkların süsleme motif ve nakışlarını derledi. Kendisi böylece bir ebru eğitimcisi oldu. Aynı zamanda DEÜ İşletme Fakültesi Öğretim Görevlisi.

Haber Merkezi