Zeki Müren’e yoğun ilgi

İlki 18 Kasım 2014’te İstanbul’da Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve gördüğü büyük ilgiyle ziyaretçi rekoru kıran “İşte Benim Zeki Müren” sergisi yolculuğuna Ankara ve Bodrum’dan sonra İzmir’de devam ediyor


  • Oluşturulma Tarihi : 22.09.2015 06:49
  • Güncelleme Tarihi : 22.09.2015 06:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Zeki Müren’e yoğun ilgi

NİLGÜN TAZE

Sahneye ilk kez İzmir Fuarı’nda çıkan Zeki Müren’in anısına, fotoğraf ve kostümlerinden oluşan sergi Yapı Kredi Private Banking ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık işbirliği ile açıldı. İzmir Fuarı, Zeki Müren’in ilk sahne deneyimini yaşadığı yer olması nedeniyle serginin en önemli durakları arasında bulunuyor. Sanat Güneşi’mizin çocukluğundan itibaren hayatındaki farklı dönemleri ve ayrıntıları gözler önüne seren sergi, sanatçının on bine yakın fotoğrafı, desenleri, kostümleri, plakları, şiirleri, notları, arşiv görüntüleri kısacası dolu dolu geçmiş bir yaşamdan arda kalan belgeleri bir araya getiriyor. 

GÖZLERİ YAŞARTAN SERGİ

24 Eylül 1996’da 65 yaşında aramızdan ayrılan Zeki Müren’in popüler kültür tarihimizdeki yerini bir kez daha hatırlatmayı amaçlayan serginin kataloğu, 50’li yıllardan 1980’lerin ortalarına uzanan zaman diliminde hayatını milyonların gözü önünde geçirmiş bir yıldızın belgeseli niteliğini taşıyor. Büyük çoğunluğu İstanbul Levent’teki evinden getirilen eşyaların sergilendiği “İşte Benim Zeki Müren” sergisi ücretsiz olarak gezilebiliyor.  Tam bir Zeki Müren aşığı olduğunu ve sergiyi gezerken gözlerinin yaşardığını belirten Gökhan Çüçen, “Çocukluğumdan beri kendisini çok beğenerek dinliyorum. Serginin açıldığını duyunca çok hoşumuza gitti ve eşimle birlikte hemen geldik. Çok özenli ve güzel bir sergi hazırladıkları için başta Yapı Kredi Yayınlarına çok teşekkür ediyorum. Kendisinin güzel Türkçe konuşmak ve güzel giyinmekle ilgili ilk temelleri aldığı edebiyat öğretmeni ve lisesi hakkında yazdıkları da son derece etkileyiciydi. Hakkında birçok bilgiye sahip olmadığımızı ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu gördük. Maalesef okullarımızda artık güzel konuşma ve nezaket yerine çok daha farklı şeyler öğretiliyor. Onun hayatında gezinmek çok keyifli bir yolculuk oldu. Yeri gerçekten doldurulamayacak bir sanatçı” dedi.

CESUR BİR YÜREK

Zeki Müren’in sadece sanatı ile değil davranışlarıyla da birçok insana ilham verdiğini ve var olduğu kimliğini Türk halkının ruhunu incitmeden cesurca ortaya koyabildiğini belirten Pınar Çüçen, “Toplumsal baskılardan dolayı hiçbir zaman açıkça ifade edemediği o kişisel eğilimlerini Türk halkının geleneklerini, ahlaki yapısını, inançlarını sarsıp incitmeden yaşayabilmesi büyük cesarettir. Bazı şarkı ve şiirlerindeki acılarının kendisini olduğu gibi ifade edememesinden kaynaklandığına inanıyorum. İnsanın kendisinde benzemeyen her şeyi yargılaması fıtratında var ancak bu değiştirilemez bir şey değil. Yargılama üzerinde çalışılarak hoşgörüye dönüştürülebilir. Bu tutum sadece oryantal toplumlara has değil. Gerçekte sahip olduğumuz değerler aslında bir başka insanın hayatını nasıl yaşamak istediği seçimini yargılamamayı anlatıyor. Mevlana buna çok güzel bir örnek bence insanlığın en büyük problemi bu değerleri içselleştirememek” açıklamasını yaptı. 

YARGILAMA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

Kültür, din ve teknolojinin dayattığı değerlerin toplum olarak içselleştirilemediğini ve bu nedenle icraata dökülemediğini ifade eden Çüçen,  “İçselleştirilmesi gereken en temel özelliğin sevgi olduğuna inanıyorum. Ancak sevgi olduğunda insanları kendimize benzetme çabasını bırakıp kendimizin en iyi halini ortaya çıkarmaya odaklanabiliriz. Ancak herkes yargılamadan birbirini severse ihtiyacımız olan hoşgörü ortaya çıkacaktır. Ben açıkçası umutsuz değilim. Çok büyük sosyo ekonomik ailelere sahip olmasak da ailem tam bir Zeki Müren aşığıydı ve eşimde aynı şekilde aşık çıktı. İzmir insanlarında bir mübadele ruhu olduğu için bir aydınlanma hissedebiliyorsunuz.  Bu İzmir’in farklı kozmopolitik tarafı. Şehrin amazonlar tarafından kurulması da daha dişil bir enerjiye sahip olmasının göstergesi” açıklamasını yaptı. 

TİTİZLİKLE YAPILMIŞ BİR ÇALIŞMA

Zeki Müren’le büyüdüğünü, Türk müziği sevgisinin Türk toplumunda oluşmasında büyük katkıda bulunduğunu belirten Oktay Tarhan,  80’li yıllarda Göbek Adım Bahtiyar isimli şarkıyı dinlediğinde çok hüzünlendiğini ifade ederek, “Kardeşim Emel Sayın ben Zeki Müren hastasıydım. 70’li, 80’li yılların yıl başlarına hep onunla girerdik.  Ben çok duygulandım. Teferruatlı gezemedim çünkü şarkı sözlerinden ve bazı hatıralarını anlattığı yazılardan çok etkilendim. Zeki Müren hakkında detaylı kitapların hazırlanması gerekiyor. Bugüne kadar hazırlanmamış olması bile büyük bir kayıp çünkü Sanat güneşimizin hayatı gerçekten hatırı sayılır deneyimlerle dolu. Bodrum’da büyük bir sandığın içinde muhafaza edilen mektupları derlenerek de güzel bir arşiv niteliği taşıyan kitap haline getirilebilir. En etkilendiğim taraf ise bu kadar belgelenmiş, dökümante edilmiş bir başka kişinin olmaması. Bursa’da belki de birkaç tane fotoğraf makinası vardı Zeki Müren doğduğunda ancak bebekliği de dahil olmak üzere bir çok fotoğraf karesini bugün bu sergide izleme imkanı bulabiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ücretsiz olarak girilebilen Zeki Müren müzesi 30 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek.

 

 

Haber Merkezi