Sayfa Yükleniyor...
Kadın Doğum Uzmanı Ayşe Öner ile normal doğumla başlayıp daha sonra sezaryen ile sonlanan doğum yolculuğu üzerine konuştuk
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Normal doğum mu yapsam yoksa sezaryenle mi doğursam?, Hayır kesinlikle normal doğum yapacağım, Sezaryen acaba daha mı az canımı acıtır? soruları ya da düşünceleri birçok hamile kadının kafasını kurcalayan bir durum. Kadınların bu karmaşık ruh halinin nedenlerini ve çözümlerini Kadın Doğum Uzmanı Ayşe Öner ile konuştuk.
Doğum sadece hamileliğin fizyolojik olarak bitmesi demek değildir diyerek sözlerine başlayan Öner, Kadının vücudu ve ruhuyla yaşadığı hayatındaki en önemli deneyimdir dedi. Öner şöyle devam etti: Herkesin gebelik hikayesi Normal doğum yapacağım diye başlar. Her şeyden önce belirtmek isterim ki herhangi bir sağlık problemi olmayıp, sadece korkularından dolayı, gebeliğinin sonlarına doğru sezaryene öncelikle psikolojik geçiş yapan kadınlarımız için bunları anlatıyorum. Tabii korkuda bir gerekçe aslında. Neticede telaşlı, her an kötü bir şeyin olacağı endişesi ile son haftalarını geçiren anne adayı, zaten kafasında normal doğum eylemini sonlandırmış oluyor. Ne yazık ki, zor geçen dramatik doğum hikayeleri bu korkuları tetiklemenin başında geliyor. Bir anne adayının, hamileliğini öğrendiği ilk günden etrafını sarmaya başlayan bu kötü kahramanlık hikayeleri anne adayının hafızasına kaydedilmeye başlıyor.
EVRENSEL BİR ŞARTLANMIŞLIK
Doğumun sağlıklı, normal, fizyolojik bir doğa olayı olduğunu hatırlatan Öner, Ancak evrensel bir şartlanmışlık haline gelmiş doğum korkusunu arttıracak pek çok durum da var. Mesela çevremizde bize güven vermesi gerekenler daha çok korkmamıza neden olacak temennilerde bulunurlar. Allah bir avazda doğurtsun, Allah kurtarsın gibi. Doğuma hazırlanırken okuduklarımız da hep ters gidecek şeylerden ve müdahalelerden bahseder, sağlık personelinin kullandığı dil korku yaratır. Halbuki normal doğum, adı üstünde normal bir tabiat olayıdır. Korku gerçekliği ve sevgiyi gölgelerse işte o zaman acı çekersiniz.Kadınlar olarak ruhumuzda bebeklerimizi doğurmak ve onlara bakmak için tüm bilgi ve güç mevcut. Zamanın başlangıcından beri genetik kodlarımızda bu bilgi vardı ve hep var olacak. Ama sanıyorum bu bilgileri silmek üzereyiz diye konuştu.
KÖTÜ HİKAYELERE KULAK TIKA!
Peki, normal doğuma ruhen hazırlanmak ve kendimizi cesaretlendirmek için neler yapabiliriz? Öner bu sorumuzu da cevapsız bırakmadı ve ekledi: Öncelikle mutlaka ön yargılarımızdan kurtuluyoruz. Kötü hikayelere kulaklarımızı tıkamayı 9 ay boyunca başarmak gerektiğini unutmayalım. Beslenme alışkanlıklarımızı tekrar gözden geçirmemiz; hem psikolojik, hem de fiziksel açıdan bizim için oldukça önemli. Sebze, meyve, tahıl grupları, et, balık, tavuk gibi tüketmemiz gereken gıdaları dengeli bir şekilde menülerimize eklemeyi ihmal etmeyelim. İyi beslenen ve bilinen risklerden sakınan kadınlarda, gebelikleri süresince ve doğumda çok az komplikasyon görülmekte ve bu kadınlar dünyaya sağlıklı bebekler getirmektedirler. Kaliteli nefesin önemine de yer veren Ayşe Öner, Kaliteli nefes Doğru nefes almak kendinize ve bebeğinize vereceğiniz en değerli hediyedir. Hamilelik sürecinde yaşanan fiziksel, metabolik ve ruhsal değişimlere uyum sağlamak için yapabileceğimiz en yararlı çalışmalar nefes egzersizleridir. Hamilelik sırasında uygulanacak bazı fonksiyonel egzersizler, vücudunuzda ortaya çıkan değişikliklere uyum sağlamanızı kolaylaştırır.Doğum sırasında gevşemeyi ve vücudu kullanmayı öğrenmiş olmak doğumu kolaylaştırır ve doğum süresini kısaltır. Meditasyon ve gevşeme çalışmalarında bebek ve anne arasındaki ilişkiyi derinleştirmek ve annenin ruhsal bedeniyle irtibata geçmesi sükunet içinde kalıp bebeği ve bedeni ile ilgili sezgileri alabilmesi ve bu sayede hamileliğin doğal süreçleri ile uyum içinde olmasını doğumun bir kutlama haline gelmesini sağlar dedi.
KORKULARLA YÜZLEŞİN
Her doğumun kendine özgü ve benzersiz bir kişisel deneyim olduğunu kaydeden Öner, Eşiniz, partneriniz, sevgilinizle birlikte; hamileliğin süreçleri, doğum ve bebek bakımı hakkında daha fazla bilgilenmek, konu hakkında ilgili kitapları okumak, kurslara katılmak kendinizi bu sürecin getirilerine hazırlamak çok daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Vücudunuz hamilelik boyunca kendini bu finale hazırlamaktadır. Ruhsal olarak da kendinizi hazır hissetmelisiniz.Bunun için özellikle doğuma yakın günlerde nefes egzersizlerini bolca tekrarlayın. Nefesiniz sezgilerinizi güçlendirecek, korkularınızla yüzleşerek onlardan kurtulma yollarını bulacak, doğum yolculuğunda bebeğinize ve size gereken oksijen ve enerjiyi verecek; böylece bebeğinizle sağlık, mutluluk ve neşeyle kucaklaşacaksınız diyerek anne adaylarına tavsiyelerde bulundu.
Haber Merkezi