- Sağlık
- 16.04.2025 11:49
Akciğer kanseri ile ilgili Türkiyeden son veriler ve gelişmeler VI. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresinde açıklandı
Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) ve Türk Göğüs Cerrahisi Derneği'nin (TGCD) birlikte düzenlediği "VI. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi", Antalya Belekte düzenlendi. Akciğer kanseri konusundaki gelişmelerin ayrıntılı olarak tartışıldığı kongreyi 450yi aşkın katılımcı takip etti.
Kongrede Türkiyenin akciğer kanseri ile ilgili verileri şu şekilde açıklandı: "Türkiyede 2009 yılı istatistik verilerine göre akciğer kanserinde insidans hızı (bir yıl içinde saptanan yeni akciğer kanserli olgu), erkekler için 100 binde 66, kadınlarda ise 100 binde 8,1dür. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre, 2013 yılı toplam nüfusu 76.667.864. Nüfusun yüzde 50si kadın. Buna göre her yıl 30 bin yeni akciğer kanserli hasta oluşmaktadır. Yeni akciğer kanserli hastaların 27 bininin erkek, 3 bininin kadın hasta olacağı düşünülüyor. Her iki cinsiyette de, 50 yaşından itibaren başlayan görülme sıklığındaki artış, 70li yaşlarda zirve seviyesine ulaşmakta. 2012 yılı itibariyle, Türkiye'de yeni ve eski akciğer kanserli (prevelans) yaklaşık 50 bin hasta bulunmakta. Özellikle erkeklerde 2008 ve 2009 yılına ait istatistik verileri incelendiğinde, 2007 yılından itibaren erkeklerde akciğer kanser sıklığının bir platoya ulaştığı görülmekte. Henüz analizi tamamlanmayan 2010 ve 2011 verileri de bu bilgiyi desteklemesi durumunda ileriki yıllarda akciğer kanser sıklığının azalmaya başladığını görebiliriz. Hiç sigara içmeyen kadınlar, hiç sigaraya içmeyen erkeklere göre daha çok akciğer kanseri riskine sahiptirler. Bir başka deyiş ile, kadınlar akciğer kanserine daha hassastır.
TÜRKİYEDE YAKLAŞIK 50 BİN HASTA VAR
Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Akciğer Kanseri Derneği Başkanı ve Kongre Eşbaşkanı Doç. Dr. Ufuk Yılmaz, akciğer kanserinin, her yıl dünyada 1.5 milyondan, Avrupada 350.000'den fazla insanın ölümüne sebep olmaya devam ettiğini söyledi. Türkiye'de erkeklerde birinci sırada olan ve 50 bini aşan sayıda akciğer kanserli hasta bulunduğunun altını çizen Yılmaz, "Her yıl bu sayıya 30 bin yeni akciğer kanserli hasta eklenmektedir. Ölümcül bir hastalık olması nedeniyle bu hastalarımızın önemli bir kısmını kaybetmekteyiz. Tütün ve tütün ürünleri mücadele programları, ulusal asbest ve radon kontrol programlarının sonuçlarını almaya başlayıncaya kadar ülkemizde de akciğer kanseri, en sık görülen kanser olma özelliğini koruyacaktır" dedi.
SİGARA İÇMEYEN DE RİSK ALTINDA
Sigara ve diğer tütün ürünlerinin tüketilmesinin akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu artık herkesin bildiğini hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti: "Hiç sigara içmiyor olsanız bile, çevresel sigara dumanı, radon gazı, asbest, silika (çanak, çömlek, tuğla, taş ocağı, taş kesme kırma vb), pestisid (zararlılara karşı kullanılan kimyasallar) maruziyeti, akciğer kanseri riskini değişen oranlarda artırmaktadır. Ev dışı hava kirliliğinin sigara içmeyenlerde akciğer kanseri riskini arttığı yönündeki veriler yeterli değildir. Östrojen içeren hormon tedavisi alan sigara içmeyen kadınlarda, akciğer adenokanser riski yüzde 76 artmaktadır. Ailesinde akciğer kanseri bulunan kişilerde akciğer kanser gelişme riskinde, yüzde 40-50lik bir artış vardır. Yeni bir araştırmaya göre, akciğer kanser riski birinci derece yakınlarında akciğer kanseri bulunan hiç sigara içmemiş erkeklerde 2.71 kat, kadınlarda 2.59 kat artmıştır. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi, akciğer kanserinin erken yakalanması için çabalar devam etmektedir.
ERKEN TEŞHİS MÜMKÜN
Nefes havasında kanser belirteçlerinin araştırılması, bilgisayarlı tomografide saptanan şüpheli gölgelerin iyi veya kötü huylu olduğu ayırımında kullanılabileceği üzerinde durulduğunu ifade eden Yılmaz, "Nefes havası analizi, saptanan gölgenin kanser olmadığını söylerken, PET yöntemine göre daha doğru sonuçlar vermiştir. Bu hastaların nefes havalarında yükselmiş olan kanser belirteçleri, operasyon sonrasında normal seviyelere inmiştir. Bu bulgular, tarama sırasında saptanan gölgelere uygulanacak gereksiz ameliyatları, nefes analizlerinin önleyebileceğini göstermektedir" diye konuştu.
BESLENMEYE DİKKAT
Türk Akciğer Kanseri Derneği Marmara Bölge Temsilcisi Prof. Dr. Nil Molinas Mandel ise beslenme ve kanser ilişkisi ile ilgili şu bilgileri verdi: Aslına bakarsanız beslenmenin direk akciğer kanseriyle bir ilgisi gösterilememiştir. Ama belirli kanser türlerinde kilo artışının risk faktörü olduğunu biliyoruz. Rahim kanseri, prostat kanseri, meme kanseri gibi kanser türleri bunlar arasında. Fakat kanser hastalarının özel beslenmesi gerekir. Hem bağışıklık sistemlerinin yüksek olması hem de bizim vereceğimiz tedavilerle başa çıkabilmeleri için dikkatli olmaları ve düzenli beslenmeleri gerekir.
KANSERLİ HASTADA UZUN YAŞAM CERRAHİYLE MÜMKÜN
Türk Göğüs Cerrahisi Derneği Başkanı ve Kongre Eşbaşkanı Prof. Dr. Levent Elbeyli de akciğer kanserindeki cerrahi tedaviler hakkında bilgi verdi. Elbeyli, "Akciğer kanseri eğer erken dönemde tanınır ve tespit edilebilirse ona uzun yaşam kazandırabilecek belki de hastalıktan kurtarabilecek tek tedavi cerrahi" dedi.
(HABER MERKEZİ)