- Siyaset
- 10.05.2025 16:10
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "BD, Türkiye düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir" dedi
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMMdeki grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugün aslında kavgaların en çetiniyle, saldırganlıkların en vahşisiyle, tehlikelerin en vahimiyle karşı karşıya olunduğunu herkesin görmesinde yarar olduğunu belirterek, Türkiye üst düzeyde bir beka mücadelesi vermektedir. Bu bir vehim, bir hayal, bir kuruntu değildir. Türkiye ne zaman kıpırdasa, ne zaman doğrulup sorun ve sıkıntılarının çözümü için inisiyatif alsa ya bir kriz ya da bir kaos anında tetiklenmektedir. Nitekim milli birlik ve kardeşlik ruhunu sabote etmek için kuyruğa girmiş karanlık çevreler, ülkemizin diriliş ve yükseliş gayesinden her zaman ürkmüşler, zaman geçirmeden başımıza üşüşmüşlerdir. İşler düzelmeye başlasa, bozguncular gecikmeden devreye girmişlerdir. İleri, daha da ileri gidelim desek, hep bir engel çıkaran, hep bir çengel atan görülmüştür. Huzurun vekaleti olmaz. İstiklalin velayeti olmaz. İhanetin vedası olmaz. Dost gibi görünen düşmanların vefası ise hiç olmaz, olmamıştır. Biz ecdadımızdan öğrendik ki, mücadele mücahedenin yekunudur. Mücadele varsa, umut vardır. Mücadele varsa, gelecek vardır. Mücadele varsa, öyle ki, bir de şuurluysa, melun heves ve hedeflerin başarı şansı yoktur, bugüne kadar da olmamıştır diye konuştu.
KALEMİZİ DÜŞÜREMEYECEKLER, KALEMİMİZİ KIRAMAYACAKLAR
Türkiyenin, terörizmin kanlı saldırılarıyla uzunca bir süredir muhatap olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
Katiller öldürdükçe pes edeceğimizi düşünüyorlar. Korkacağımızı, kaçacağımızı, zelil dayatmalara tamam diyeceğimizi sanıyorlar. Bilmiyorlar veya bilinsin istemiyorlar ki, Türk milleti kahramandır, korkakça yaşamaktansa kahramanca ölüme dünden razıdır. Nasıl ki, sirkeden şeker olmazsa, korkaktan da kahraman çıkmaz, çıkmamıştır, çıkmayacaktır. Irmak içinde kuru kerpiç, gübrede misk koku aranamayacağına göre, terörle mücadelede de kesinti, ağırdan alma, kafa karışıklığı, sistem ve strateji yanlışlığı olamayacak, şu günkü tabloda aransa bile bulunamayacaktır. Terörizm kanalıyla Türkiyeyi tehdit eden, diyet isteyen, bedel ödetmek için her yolu deneyen ülke ve mihraklar, kalemizi düşüremeyecekler, kalemimizi kıramayacaklar, kaderimize ambargo koyamayacaklardır. Dövene elsiz durmayacağız. Sövene dilsiz kalmayacağız. Vurana tepkisiz olmayacağız. Maalesef ki, geçen hafta hainler bir kez daha başlarını kaldırmışlar, yeniden Türkiyeye, Türk milletine saldırmışlardır. Teröristler aldıkları alçak emirlerin gereğini tekraren yapmışlardır. 2 Kasım 2017 tarihi sabah saatlerinde, Hakkari Şemdinli ilçesi Ortaklar bölgesinde, sisli ve kötü hava şartlarından istifade eden PKKlı caniler vatan evlatlarına saldırmış, 7si asker, 2si korucu olmak üzere 9 evladımızı şehit etmişlerdir. Mehmetlerimiz al bayrak inmesin, ezan susmasın, vatan bölünmesin diye fani bedenlerini feda etmişlerdir. Zonguldaktan Kırşehire; Ispartadan Samsuna; Bursadan Hataya; Boludan Manisaya; Bingölden Hakkariye kadar Türk milleti şehit naaşlarını omuzlarda taşıyarak kahramanlarını dua ve tekbirlerle ebediyete uğurlamıştır. 3 Kasım 2017 tarihinde, PKKnın sözde gençlik yapılanması YPSye karşı Diyarbakır Kayapınar ilçesinde düzenlenen operasyonda 1 polisimiz şehit, 9 polisimiz de yaralanmıştır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet, ailelerine, silah ve mesai arkadaşlarıyla birlikte milletimize sabır ve başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum. Diyarbakırda şehit düşen Özel Harekat Polisimiz Ahmet Alp Taşdemirin Manisa Salihli ilçesindeki cenaze merasimi hakikaten ibret verici sözlere, ders niteliğinde manevi duruşa şahitlik etmiştir. Şehidimizin eşi Yeşim Taşdemir gözyaşları içinde tabuta sarılırken, küçük kızı Esma tabutu okşamıştır. Cenaze namazını ise aynı zamanda imam olan muhterem babası İbrahim Taşdemir kıldırmıştır. Baba İbrahim Taşdemir namazdan sonra herkesin yüreğine oturan, duyan herkesi titreten şu sözleri haykırmıştır: Hilal, ezan, bayrak inşallah bu necip milletin omuzlarında yücelmeye devam edecek. Doğduğunda bizi şereflendirmişti; şehit oldu, şehadetiyle bizi şereflendirdi. Bunun için Rabbimin hükmüne boyun eğdim. Hiç şikayetim yok. Rabbimizden gelen başım gözüm üstüne. Vatanımız sağolsun. Allah bu millete zeval vermesin. Elbette bu duaya sonuna kadar amin diyor, böyle babalarla, böylesi metanet ve asalet zirvesi babaların kahraman evlatlarıyla hayatımız boyunca iftihar edeceğimizi gür ve güçlü bir şekilde açıklıyorum.
GAZİLERİMİZE EL KALDIRAN, TEKME SALLAYAN
Şehit ve gazilerimizin hatıraları milli haysiyetimize, milli şerefimize emanettir diyen Bahçeli, Emanete leke sürdürülmeyecektir. Leke sürmeye kalkanların da elleri kırılmalı, kafaları ezilmelidir. Bakınız, geçtiğimiz hafta sonu, Ankara-Eskişehir karayolunda duyan ve gören herkesi helak eden, hüsrana iten bir olay yaşanmıştır. Sol bacağını kullanamayan bir gazimiz, yanında eşi, iki yaşındaki yavrusu, yine belden aşağısı tutmayan bir gazimiz ve onun ailesiyle seyahat halindeyken, yol verdin vermedin tartışması sonucunda şehir eşkıyalarının, şehir magandalarının saldırısına uğramıştır. Gazilerimiz 6 gözü dönmüş alçak tarafından darp edilmişlerdir. Bu olayı lanetliyor, saldırgan suçluların savunmasız gazilerimize vurmanın ne demek olduğunu, bunun sonuçlarının neler olacağını burunlarından fitil fitil gelesiye kadar yaşayıp görmelerini tez elden bekliyorum. Gazilerimize el kaldıran, tekme sallayan, küfür ve hakaret yağdıran bu iğrenç mahluklar doğduklarına pişman edilmeli, ağır ve acımasız bir şekilde cezalandırılmalıdır. Sürecin takipçisi olacağımızı, bu namertlerin peşinin bırakılmamasını yürekten temenni ediyor, bunu bekliyorum açıklamasında bulundu.
Şehitlerin hesabının mutlaka sorulacağını vurgulayan Bahçeli, Teröristler nerede iseler bulunup yok edilmektedir. Caniler çürümüş ceset, şehitler ise canlı cesaret timsalleridir. Türk devleti kiralık cellatların, kandan nemalanan vampirlerin hakkından gelecek yüreğe, beceriye, kadroya, akıl ve inanmışlığa sahiptir. Son bir hafta içinde 80 terörist imha edilmiştir. Kandilde fotoğraf verip AKP-MHP faşizminden bahseden lider kadrosunun da sonu yakındır, aksini düşünmek akıl ve ahlak iflasıdır. Bu vatanının aşını yiyip, suyunu içen; sonra da dönüp ihanet eden, vatan evlatlarına kasteden azılı katiller, öyle ya da böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Tarihi geriye döndürmek istense bile mümkün değildir. Bu iş bitmiş, sayfa kapanmış, perde inmiştir. Bu topraklar Türk vatanıdır, üzerinde yaşayan muazzam beşeri varlık Türk milletidir. Türk milleti, köklerin, kökenlerin, dillerin, mezheplerin üstünde bir maddi ve manevi bağ ile birleşmiştir. Bizleri bir araya getiren, acılarımız, anılarımız, zaferlerimiz, hüzünlerimiz ve coşkularımız olmuştur. Bizi bugüne getiren kökenimiz, doğduğumuz yöre, muhterem anamızın dili, ruhumuzu teslim ettiğimiz yer neresi olursa olsun, bizim adımız Türk milletidir. Son iki yüz yılda bu coğrafyada oynanan oyunların tamamı bu tertemiz ve soylu milleti Anadoludan göndermek üzerine kurgulanmıştır. Türk milletinin, üç kıtadaki varlığını hazmedemeyen Haçlı zihniyetinin Türk ve İslam cihan devleti için ne düşündüğünü milli tarih okuyan herkes bilecektir ifadelerini kullandı.
Türkleri Anadoludan atmak hayalinin, yüz yılları aşarak günümüze kadar ulaşan vazgeçilmez bir hedef olduğuna dikkat çeken Bahçeli, Bu hedefin maşaları, PKKsından FETÖsüne, DHKP-Csinden PYD, YPG, IŞİDine kadar tüm terör örgütleridir. Güçlü olduğumuzda boyun eğenler, gücümüz tükendiğinde hemen sindikleri yerden doğrulmuşlardır. Bir sır gibi taşıdıkları hain amaçları gerçekleştirmenin yollarını her fırsatta aramışlardır. Çanakkale Savaşı, son yaşama alanımız olan Anadoluya sığındığımız şehadet, göç ve acılarla dolu yürek yaralayıcı bir tablo içinde gerçekleşmiştir. Aziz milletimiz, altı asırlık hükümranlığının sonucunda, Anadolu topraklarına, asli unsurun ocağına dönmüştür. Bu tarihten sonra, büyük Türk milleti için dönülecek başka toprak parçası, gidilecek başka göç güzergahı ve verilecek başka vatan köşesi de kalmamıştır. Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çekenlere tekrarlıyorum: Burasının adı Türkiyedir, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya, bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve bütün tutulacaktır, ya da Türk milleti Anadoludan atılacak ve tarihten silinecektir. Ya bir olacağız, ya da birer birer yerimizden yurdumuzdan yuvamızdan olacağız. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel, yani karşımızdaki seçenek ikidir. Etnik ve mezhep ayrımcılığını körükleyenler cevap versin; Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar hangi kökenden gelene menşeini sormuş ve ayrımcı muamele etmiştir? Kucaklayıcı ve konuksever gönlüne sığınmak isteyen hangi topluluğu reddetmiş, hangisini aşağılamıştır? Kim ülkemizde kökeni nedeniyle, anasının dili nedeniyle, yönetime, siyasete, ticarete, idareye, memuriyete, bürokrasiye giremediğini iddia edebilir? Kim cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, general, profesör, vali, bürokrat ve büyükelçi olamayacağını söyleyebilir değerlendirmesinde bulundu.
"ABD, TÜRKİYE DÜŞMANLARIYLA AL GÜLÜM VER GÜLÜM İÇİNDEDİR VE ÇÖPLÜĞE DOĞRU GİTMEKTEDİR"
Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
ABD, madem terörizmi tehdit görmektedir, 11 Eylülden bugüne madem terör örgütleriyle savaş halindedir, o halde 2 Kasım günü Hakkari Şemdinlide, sınırın sıfır noktasında vatan evlatlarımızı şehit eden canilerin kullandığı silahların ABD menşeli çıkmasını nasıl izah edecektir? PKKnın elinde ABD yapımı ağır silahların ne işi vardır? Mehmetler şehit düşerken bir şey olmuyor da, Hans, John, Sam ölürken mi kıyamet kopuyor, o zaman mı insanlık ve insani değerler hatırlanıyor? New Yorkta saldırı olunca ayağa kalkıyorlar, Washingtona namlunun ucu değince dünya sallanıyor; ne var ki Hakkaride, Şırnakta, İstanbulda, Şamda, Bağdatta, Kerkükte katliamlar yaşanırken kimseden çıt çıkmıyor, ses gelmiyor, tepki duyulmuyor. Bu mudur medeniyetiniz? Bu mudur demokrasi ve insan haklarından anladığınız? Bu mudur gelişmişliğinizin ölçüsü, zenginliğinizin övüncü? Buysa eğer, diyeceğim odur ki, yere batsın medeniyet algınız, yere çakılsın demokrasi ve gelişmişlik anlayışınız. ABDnin terörizmden canı yanıyorsa, sormazlar mı, koltuğa kurulunca hacıyım hocayım diye böbürlenen, ama soyununca koltuğunun altından haç çıkan, haçlı boyası akan FETÖcüler ne arıyor, ne geziyor Pensilvanyada? PYD-YPG-PKKya silah veriyorsunuz, Mehmetlerin şehadetine hizmet ediyorsunuz, dönüp 250 şehidin katili terörist başı Güleni Pensilvanyadaki yüzlerce dönümlük çiftliğinde bakım ve korumalığını yapıyorsunuz. Bu ne yüzsüzlüktür? Bu nasıl bir skandaldır? Bu ülkeye Hz. Mevlananın bir sözünü hatırlatıyorum: Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür. ABD, Türkiye düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir. Ata et, ite ot vermekle vakit geçirmektedir. Yalanlarla oyalanmakta, Türkiye muhaliflerinin eline su dökmekle meşguldür. ABD ve Avrupa FETÖnün avukatlığına taliptir. Çünkü gerçekler belli olursa suç ortaklığı gün gibi ortaya çıkacaktır. ABD suçluları, hainleri, darbecileri görmezden gelmektedir. Ne var ki, asıl suçlu, asıl katil, asıl hunhar suikastçı Pensilvanyadadır, ama ne gören, ne de görmeye heves eden vardır. Gülen Türkiyeye neden iade edilmemektedir? ABD ülkemizin taleplerini niçin kulak ardı etmektedir? Biz bunu nasıl okuyalım, nasıl yorumlayalım? (İHA)