- Siyaset
- 02.12.2025 18:18
Altun: Anahtar listenin kabulü Özel'in liderliğinin somut göstergesi oldu
CHP’nin 39’uncu Olağan Kurultayı’nda Özgür Özel’in liderliğinin artık konsolide olduğunu söyleyen Altun, firesiz kabul edilen anahtar listenin hem liderliğin kabulünü hem de partideki değişimin sürekliliğini somut biçimde ortaya koyduğunu ifade etti
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla toplanan 39’uncu Olağan Kurultayı, üç gün süren maratonun ardından tamamlandı. Genel Başkan Özgür Özel’in anahtar listesi, Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) seçimlerinde firesiz kabul edildi. PM’de 48 mevcut üye görevini korurken, 32 yeni isim parti yönetimine katıldı. İzmir’den PM’ye seçilen Ednan Arslan, Mehmet Salih Uzun ve Deniz Yücel gibi isimler listede yer aldı. YDK’da en yüksek oyları alan ilk dört üye kadınlardan oluştu. Kurultay sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimi Uzmanı Yusuf Batuhan Altun Özel’in liderliğinin artık hem tabanda hem de delegelerde güçlü biçimde kabul gördüğünü vurguladı. Altun, “Anahtar listenin delinmeden kabul edilmesi, CHP’deki değişimin süreklilik arz eden bir dönüşüm olduğunu ve Özel’in konsolide bir lider olarak öne çıktığını gösteriyor. Özel’in değişim söylemini tüzük ve program değişikliğiyle kurumsal zemine oturtması da sürecin tutarlılığını güçlendiriyor” dedi. İzmir’in PM’deki temsil ağırlığına da dikkat çeken Altun, “Kentten seçilen isimlerin varlığı, CHP’nin Ege’de üstünlüğünü koruyup yeni siyasal hatlar kurma iradesinin kurumsal göstergesidir” diye konuştu.

LİSTENİN KABULÜ LİDERLİĞİN TEYİDİ
Kurultayda Özgür Özel’in anahtar listesinin hem PM hem de YDK’da ‘delinmeden’ kabul edilmesinin parti içi güç dengeleri açısından kritik bir gösterge olduğunu belirten Altun, “CHP ve Türkiye siyaseti, özellikle 2023 seçimleri sonrası derin bir değişim sürecine girdi. Yenilgi sonrası parti içinde belirginleşen moral çöküntü, yeniden yapılanma ihtiyacını ortaya koymuştu. Kasım 2023’te gerçekleşen 38. Kurultay’da Özel’in genel başkan seçilmesi, yalnızca liderlik değişimi değil, partinin iç dengelerini yeniden kurduğu bir kırılmaydı. Özel’in il başkanlarının üzerinde mutabakata vardığı anahtar listeyi sunması ve tüzük ile program değişiklikleri yapması sürecin kalıcılık iddiasını güçlendirdi. Baskılar ve spekülasyonlara rağmen CHP, 38. ve 39. kurultaylar arasında üç olağanüstü kurultay düzenleyerek süreci kendi mekanizmasıyla yönetti ve kurumsal kapasitesini gösterdi. Özel’in liderliğini güçlendiren asıl kırılma ise 2024 yerel seçimlerindeki başarı oldu. Mart sonrası stratejisi, söylemsel esnekliği ve geniş kesimlere temas eden tutumu toplumsal mutabakat alanını genişletti. 39. Kurultay’da tarihinin en yüksek oyuyla yeniden seçilmesi, hem tabanda hem delegelerde kabul gördüğünü teyit etti. Anahtar listenin delinmeden kabul edilmesi, bu kabulün somut göstergesi oldu. Sonuç olarak, 39. Kurultay CHP’deki değişimin süreklilik arz eden bir dönüşüm olduğunu ve Özgür Özel’in artık konsolide bir lider olarak öne çıktığını gösteriyor” dedi.

İZMİR, CHP’NİN AMİRAL GEMİSİ
İzmir’den PM’ye seçilen isimlerin ağırlığını, CHP’nin İzmir’e verdiği stratejik önemin yansıması olarak değerlendiren Altun, “İzmir, Genel Başkan Özgür Özel’in sıkça vurguladığı gibi partinin ‘amiral gemisi’ konumundadır. Bu nedenle kentin PM’de 7 üye, Bilim-Kültür-Sanat Platformu’nda 1 isimle temsil edilmesi, güçlü bir temsiliyet sağlıyor. Birincisi, İzmir delegasyonunun varlığı, CHP’nin Ege’de sadece üstünlüğünü korumakla kalmayıp yeni bir siyasal hat kurma iradesinin kurumsal karşılığıdır. İkincisi, PM’de ağırlıklı olarak milletvekillerinin yer alması, temsilin tabana yayılması açısından sınırlayıcı olabilir. Sivil toplum ve uzmanlık alanlarından gelen isimlerin görünürlüğü, iç demokrasiyi güçlendirir ve İzmir temsilinin kapsayıcılığını artırırdı. Yine de mevcut tablo, Özgür Özel’in Ege merkezli politika tasarımını kurumsal düzeyde somutlaştırdığını gösteriyor” diye konuştu.

EKONOMİ VE ADALETİ MERKEZE ALIYOR
Türkiye’de siyasal rekabetin büyük ölçüde ekonomik yönetim kapasitesi ve adaletin yeniden tesisi üzerinde şekillendiğini belirterek kurultayda ekonomi ve hukuk alanından çok sayıda yeni ismin PM’ye dahil edilmesini CHP’nin son dönemde inşa etmeye çalıştığı siyasal hat açısından anlamlı olduğunu ifade eden Altun, “CHP’nin yeni PM kompozisyonu, bu iki alanı merkeze alan yaklaşımı kurumsal düzeyde güçlendiriyor. Son üç yılda ekonomik darboğaz ve adalet sorunu, CHP’nin seçmen nezdinde en çok karşılık bulduğu ve toplumsal meşruiyetini güçlendirdiği alanlar oldu. Parti, bu yapısal sorunlara kararlı ve teknik bir yaklaşımla eğiliyor. Ekonomi alanından gelen isimlerin artması, CHP’nin iktidara hazır bir ekonomi yönetimi vizyonu sunduğunu gösteriyor. Benzer şekilde hukuk kökenli üyelerin ağırlığı, adalet siyaseti ve toplumsal mutabakat açısından önemli. PM’deki bu kadro takviyesi, CHP’nin ekonomi–adalet ekseninde yeni siyasal hattını örgütsel ve kurumsal düzeyde somutlaştırıyor” dedi.

ASLANOĞLU PM’DE YOK
Eski İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu gibi önemli isimlerin PM listesine girememesini, CHP’nin son kurultayda ortaya koyduğu “değişim” hattının somut bir göstergesi olarak değerlendiren Altun, “Aslanoğlu, İzmir il kongresi ve 38. Olağan Kurultay’da değişime direnmiş, Kılıçdaroğlu’nu destekleyen isimler arasındaydı. Kurultayda Kılıçdaroğlu adına verilen her önergenin imza listesinde üst sıralarda yer alması, pozisyonunu netleştiriyor. Özgür Özel’in kendi yönelimiyle uyumlu kadro oluşturması demokratik siyasetin doğal gereğidir. PM’ye alınmaması ‘tasfiye’ değil, yeni liderliğin kadro belirleme hakkıdır. Tutukluluk ve ev hapsi gibi hukuki kısıtlar da önemli bir faktördür. CHP, İzmir ve ülke genelinde mitingler düzenleyerek haksız tutuklamalara karşı direnç gösteriyor. Bu mücadelede PM gibi yürütme sorumluluğu yüksek bir organda aktif çalışma kapasitesi kritik önemdedir. Geçtiğimiz il kongresinde Aslanoğlu’nun ‘tek aday’ ilan edilmesi örgütte rahatsızlık yaratmış ve kongreden bir gün önce adaylıktan çekilmek zorunda kalmıştı. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, PM’ye alınmaması siyasi tutarlılık, örgütsel ihtiyaçlar ve kongre deneyimleri açısından doğal bir sonuçtur; İzmir örgütü içinse rekabeti şekillendirme ve motivasyonu artırma fırsatı sunuyor” diye belirtti.
Kaynak : HABER MERKEZİ