- Siyaset
- 15.05.2025 12:11
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mescid-i Aksada yaşanan olaylara ilişkin açıklamada bulundu
İsrailin, Filistinli Müslümanlara yönelik tahammülsüz ve tahakkümcü yaklaşımının son günlerin en sıcak, en can yakan konusu olduğuna dikkat çeken Bahçeli, İlk kıblemiz olan, mukaddesatımızda ayrıcalıklı bir yeri bulunan Mescid-i Aksa 14 Temmuz 2017 tarihinde İsrail tarafından ablukaya alınmıştır. Bunun yanı sıra ibadete kapatılmış, mahzun mabedimize giriş çıkışlar engellenmiştir. İsrail bu tutum ve tavrıyla büyük bir insanlık ve vicdan suçuna imza atmıştır. Doğu Kudüsün işgal edildiği 1967 yılından bu tarafa ilk kez ezan okunamamış, cuma namazı kılınamamıştır. İsrail, Harem-i Şerifin tarihi ve manevi statüsüne pervasızca saldırmıştır. Harem-i Şerifin girişlerine koyulan detektörler, İsrail güvenlik güçlerinin Filistinli kardeşlerimize yapmış olduğu zulümler insanlığı ayaklar altına alan bir uygulamadır. Mescid-i Aksaya çıkan yollarda, Kudüsün farklı noktalarında Filistinli kardeşlerimize ateş açılmış, göz yaşartıcı gaz ve ses bombalarıyla barbarca muameleler sergilenmiştir. İsrail polisi 3 Filistinliyi şehit ederken, 200den fazlasını yaralamıştır. Siyonizm, bir kez daha Kudüste vahşi bir komplonun taraf ve hazırlayıcısı olmuştur. Bunu yaparken de yüce dinimizin kutsallarına hasar vermekten çekinmemiş, geri durmamıştır. Hiç kuşkusuz, Kudüsteki hak ihlalleri, zora ve zorbalığa dayanan ambargolar insanlığın ve inancımızın hiçbir değer ve mirasıyla izah ve ifade edilemeyecektir ifadelerini kullandı.
BÖLGEYİ ATEŞE VEREBİLİR
Mescid-i Aksanın kısıtlamalara maruz kalması elbette İsrailin gerçek yüzünü, karanlık niyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: Miraç mucizesinin manevi mekanına yönelik düşmanca muamele sadece Müslümanların değil, aslında tüm insanlığın nezdinde nefretle yankı bulmalıdır. Bir defa İsrail insan haklarını çiğnemiştir. Bu konuda sicili oldukça kabarıktır. Din ve vicdan hürriyetini baskı altına, hatta askıya almıştır. İsrailin yöntemi terörden farksızdır. Filistinli kardeşlerimizin varlık haklarına operasyonun uluslararası hukuka aykırı olması şöyle dursun, gayri meşrudur, gayri ahlakidir ve de insanlıkla ters düşmüştür. Ne üzücüdür ki, Harem-i Şerife karşı İsrail acımasızlığı karşısında insanlık aciz ve suskundur. Özellikle İslam dünyasının tereddütlü, tenakuzla bezenmiş gevşek duruşu son derece düşündürücüdür. Müslümanım diyen hiçbir vicdan sahibinin sessiz kalamayacağı ilkelliklere eğer bugün cevap verilmezse, eğer bugün göğüs gerilmezse, İslam toplumları birlik ve beraberlikten nasıl bahsedecektir? Maalesef İslam aleminin dayanışma ve yardımlaşma duygusu hasarlıdır. Herkes birbirinin kuyusunu kazmakla meşguldür. Karşılıklı empati, hassasiyet, hürmet ve ortak değerlere riayet zayıftır. Sudan bahanelerle kriz çıkarma konusunda ustalaşmış malum ülkelerin, kutsallarımıza kasteden İsrail şiddetine gözlerini yumması, özetle üç maymunu oynamaları üzerinde dikkatle durulması gereken bir ayıptır. Bu ayıbın çamuru Kudüse yüzünü dönen herkesin üzerine sıçramıştır. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa inancımızın üç büyük değeridir. Her biri eşsiz ve paha biçilmez manevi hazinedir. Bunların herhangi birisine karşı yapılacak saldırı aslında tüm Müslümanları hedef almış sayılmalıdır ve öyle de sayılacaktır. İslam alemi sığ gündemlerin kumandasında, gündelik heveslerin kuyruğundadır. İsraille açık veya gizli ilişki içinde olanlar; Batı Şeria, Gazze, Kudüsteki travma ve tahammül edilemez tacizlere ilgisizdir. Bu ilgisizlik bir bakıma İslam ülkelerinin perişanlığının tescilidir. Bu ilgisizlik bir nevi siyasi hesaplaşmaların, çıkar kavgalarının mahsulüdür. Düşünebiliyor musunuz, İsrail büyük mescitlerimizden birisini ibadete kapatabilmektedir. Bu durum zaten hassas ve sürdürülmesi günden güne zorlaşan dengelere sahip olan bölgeyi bütünüyle ateşe verebilecek bir provokasyondur. (İHA)