“Baskı varsa direnmek haktır”

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de birinci sınıf demokrasi ve özgürlük istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı’nın faizle ilgili açıklaması nedeniyle Türkiye’nin dış borcunun 80 milyar dolar arttığını savundu


  • Oluşturulma Tarihi : 11.02.2015 08:06
  • Güncelleme Tarihi : 11.02.2015 08:06
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Baskı varsa direnmek haktır”

SAMİ GÖKÇE/ANKARA

Partisinin grup toplantısında konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Dört yıldır Suriye'de iç savaş var. Resmi rakamlara göre 1 milyon 720 bin kişi Türkiye'de mülteci. 250 bini Urfa'da 20 liraya iş bulup çalışıyorlar. Kavgadan yana değiliz. CHP iktidarında Ortadoğu’ya barışı getireceğiz. Savaş ve kavgadan yana olmayacağız. Suriye'ye de Irak'a da her tarafa barış ve huzuru getireceğiz. Suriyelilere 'Git kardeşim. Tarlanda çalış. Baba ocağına dön’ diyeceğiz. Ben kendi ülkemin insanı için çalışacağım. Bunun sözünü veriyorum” diye konuştu.

 İhracattan sadece Şanlıurfa'nın kaybının 81 milyon dolar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, protesto edilen senetlerin Türkiye ortalamasının iki katı olduğunu ifade etti. İktidarın sorunları çözmekten uzak olduğunu belirten Kılıçdaroğu çözümün kaynağı ve odağının CHP olduğunu savundu.

 Şanlıurfa'da çocuk hastanesine yaptığı ziyaretle alakalı kürsüden iki fotoğraf gösteren ve 6 metrekarelik odalarda çocukların beşikte yattığını yerlere yatak serildiğini ifade eden CHP Lideri “Sağlıkta devrim yaptık diyorlardı. İşte sizin yaptığınız devrim bu. Bu hastanelerde çalışan hekim kardeşlerime teşekkür ediyorum. Kendine kaçak saray yapacağına o insanlara neden hastane yaptırmıyorsun” diye sordu.

 “ANAYASAYI ASKIYA ALDINIZ”

 CHP Lideri daha sonra şöyle devam etti,

 Anayasayı askıya aldınız, Meclis'i arka bahçe yaptınız. Başbakan beni halkı direnmeye sokağa çağırıyor diye eleştiriyor.Direnme hakkı evrensel bir haktır.

Baskıya zulme karşı direnmektir. Zulme teslim olmak bizim kitabımızda yoktur.Adam Taksim'de ayakta durdu. Direnme hakkı budur.Toma su sıkıyor,  açmış göğsünü sık ulan istediğin kadar sık diyor. İşte direnme hakkı budur. Bu anayasa yüzde 92 ile kabul edildi mi edildi. Sen nasıl anayasayı askıya alırsın. Kimden izin aldın sen? Utanmadan sıkılmadan bir de bu yasa da AB'de uygulanıyor diyor. Pes yahu. Hiç yüzün kızarmıyor mu? Baskıyı meşru hale getirirseniz toplumun da meşru müdafaa hakkı vardır.

 “TERÖRİSTLLER YOL KESİYOR”

 Şimdi size devletin resmi belgesinden bir şey anlatacağım: 11 Ekim 2014 bir gümrük müfettişine görev veriyorlar. Habur Gümrük kapısında araştırma yapıyor. Akşam saat 17 de müfettiş müdür ve yardımcıları Habur'dan ayrılıp Silopi'ye geliyorlar. 8 kilometre kala yolu kesiliyor. Yüzleri maskeli ve ellerinde molotof  olan 300 kişilik bir ekiple yolları kesiliyor. 3 aracın geçişine izin verilmiyor. Ne yapılır. 156’yı arayıp yolda mahsur kaldık gelin bizi kurtarın diyorlar. 156 diyor ki bizim alanımıza girmiyor. 155 polis imdatı arıyorlar. Onlar da bizim alanımıza  girmiyor diyor. Müfettişliğimizce araç içinde beklerken Silopi Kaymakamı arandı. Irak'tan geliyoruz bunlar da bizim misafirimiz diye teröristlere söyleniyor. Sonunda jandarma geliyor. Müdahale ediyor. Yaşanan kargaşadan yararlanıp Habur'a dönüyorlar.

 “TÜRKİYE İYİ YÖNETİLMİYOR”

 Bu tablo Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Devletin kaymakamı bir yere gidemiyor. Vali, emniyet müdürü sokağa çıkamıyor. Sen bunlarla mücadele ettin de biz gelip engel mi olduk. Sen elinde silahı olan adamı tutukladın da biz engel mi olduk. Sen bunun hesabını verebilir misin Davutoğlu? Ellerinde kalaşnikofla kimlik kontrolü yapıyorlar. Davutoğlu’nun bilgisi var mı? Yok. 23 Nisan çocuğu gibi. Ben o koltukta oturuyorum diyor. Oturuyorsun da  ne elin kaldı ne kolun. Bu olaylar olurken Senin bakanın ne yaptı. Zarraf'ın önüne yattı. Davutoğlu ne yaptı? O da abisinin önüne yattı. İşsizlik var, tık yok eline silah alan sokağa çıkıyor tık yok. Çıkmış ben güvenlik sağlayacağım diyor.

 “O KOLTUK BOŞ”

 Ülkemizde huzur istiyoruz, birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Başbakanlık koltuğu o kadar boş ki adam çıkıp bir şey söylüyor ertesi gün açıklama yapılıyor  tersi oluyor. Şeffaflık yasası getireceğiz dedi. Arkadan abisi dedi ki 'Sen ne yapıyorsun. İl ilçe başkanı bulamazsın. Herkes malı götürüyor' dedi. Sonra ne oldu. Tak geri adım attı. Büyük Kentlerde imar rantı varmış vergilendireceğiz dedi. Biz de destekleyelim dedim. Ertesi gün bir açıklama ve geri adım.

 “BORÇ 80 MİLYAR DOLAR ARTTI”

 Bu kişinin başbakanlık yapma gücü yok. Merkez Bankası’ndan sorumlu bakan etkisiz duruma düştü. Kendisi de zaten topal ördek. Durduk yerde Türkiye'nin dış borcu 80 milyar lira arttı. Dolar iki buçuk liraya çıktı. Özel sektör 55 milyar lira ek yükün altına girdi. Bundan kim kazandı. Ayakkabı kutusunda dolar saklayanlar, İsviçre bankalarında hesabı olanlar, birilerinin yüreği hoplamıştır. Eyvah benim de ismim  çıkar diye. Sayın Cumhurbaşkanının İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabının olduğu ortaya çıkmıştı. Dilekçe ver dedik veremedi. Faiz lobisiyle mücadele ediyorlarmış. Maşallah Maşallah.1980-2002. 22 yılda Türkiye'nin ödediği faiz 135 milyar lira ödemişiz. 12 yılda  ne kadar 598  TL ödendi. Önümüzdeki süreç hepimizin yeniden düşüneceği süreçtir. Huzurlu bir Türkiye istiyorsak artık yeniden düşünmek zorundayız.

 

 

 

Haber Merkezi