Sayfa Yükleniyor...
CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Buğra Gökce, “ithal aday” eleştirilerine yanıt verdi
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Buğra Gökce, kentteki günlük yerel gazetelerin temsilcileriyle bir araya geldi ve gazetecilerin sorularını cevapladı.
Şehrin öne çıkan ihtiyaçlarının sorulması üzerine Gökce, “Ben belediyemizi eleştiren bir yönden konuşmayı doğru bulmuyorum. Ancak şehir büyüdükçe, ihtiyaçlar büyüdükçe sizin de mekanizmalarınızın buna uygun güncellenmeniz gerekiyor. Bu her yönetim için böyledir. Tabi ki aksaklıklar olabilir ama doğru zamanda doğru yerde aksiyon alınmalıdır. Çünkü diğer kamu kurumlarından belediyeciliğin şöyle bir farkı var; bir bakanlıkta genel müdürlük yaparsınız, vatandaşın size şikâyeti direkt ulaşmaz. Fakat belediyede size muhtar da ulaşır, vatandaşın kendisi de ulaşır. Dolayısıyla belediyede her şeyin zamanında yapılması, talebe yetişilmesi, işin yapılması kadar önemlidir. Devlet kurumlarının, merkezi kurumların doğasında bu yoktur. Belediyeciliğin ruhunda ise hızlı aksiyon alabilmek yatar. Çünkü vatandaş muhatap alınmayı da geri dönüşü de çok önemser. Bu anlamda sistemde aksaklık olursa vatandaş onu da yazar” ifadelerine yer verdi.
İTHAL ADAYLIK YAKIŞTIRMALARINI ÜSTÜME ALINMIYORUM
Kendisi hakkında dile getirilen ‘ithal aday’ söylemleri hakkında konuşan Gökce, “Ben ithal adaylık yakıştırmalarını pek üstüme alınmıyorum. Öyle olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ben 2008’den beri İzmir’e hizmet ediyorum. 3 yıl kurul üyeliği yaptım, yaklaşık 1 buçuk yıl da kurul başkanlığı yaptım. O dönemden bu yana 15 yıl olmuş, İzmir’e hizmet ediyorum. İzmir ile gönül bağım o zamanlardadır. Şu anda da birçok yerde davulunu alıp adaylığını ilan eden isimler var. Ancak benim hem hizmetim hem emeğim var. Şehirde doğmak her zaman mümkün değil. Mevcut belediye başkanlarına bakarsanız da birçoğunun İzmir’de doğmadığını görürsünüz. Ben İzmirliliği bir İzmirli duruşu, İzmir’in değerlerine sahip çıkma olarak da görüyorum. Tabi belde ölçeğinde bakıldığında oralarda buna farklı bakılıyor. Hemşeriliğe daha çok önem veriliyor ama Ankara, İzmir, İstanbul gibi yerlerde oraya doğup doğmadığına bakılmıyor. Daha çok o şehre ait olmak değerlerine sahip çıkıyor olmak belirleyici ölçek oluyor. O yüzden ithal aday sözleri beni kapsamıyor. Bu sözler bunca yıl bu şehre emek vermiş birine söylenmez” dedi.
SİYASİ YASAK ALABİLİR Mİ?
Siyasi yasak alma ihtimali olduğu yönünde soruyu cevaplayan Gökce, şunları söyledi:
“Yok kesinlikle öyle bir şey yok. Hatta dün akşam saatlerinde Onur Çakır gitmiş baktırmış. Yok öyle bir şey dedi. Benim şaşkınlığım çok bu konuda, üzülüyorum da. Herhalde 15 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinde üst yöneticilik yapıyorum. Üstüme yüzlerce soruşturma dosyası açılmıştır. Özellikle İzmir’de memur suçu sayfası olup benden ifade almayan savcı kalmadı. Ben her memur suçu savcısına ifade vermişimdir ama benim hakkımda, görevini kötüye kullanmaktan dolayı açılmış tek bir dava bile yok. Kaldı ki kayyum denilen şey sadece teröre iltisaklı bir durumda olur. Bu soruşturmalar rutindir ve 100’ü aşkındır ama ben muhalefet belediyesinin bürokratıydım o yüzden onlar da benim şeref nişanemdir. Bunların hiçbiri AK Partili bir belediyenin bürokratına hiç yapılmayacak şeylerdir. Hepsi bize yapılmıştır. Biz de çoğu kez bunları belediye başkanlarını korumak anlamında o sorumluluğu almak için o imzaları atarız. Herhangi bir soruşturma olursa o imzaları belediye başkanı atmadı genel sekreteri attı demek için. Bunların birçoğu da aslında genel sekretere gelmemesi gereken işlerdir. Ama belediye bürokrasisinde bunlar rutindir. Sonuç olarak soruşturmaların tümü benim hakkımda olsa da hiçbiri davayla sonuçlanmamıştır. Soruşturmaların bu zamanda gündeme gelmesini de sizin insafınıza bırakıyorum. Ben her ay bir sarı zarf alırım. Gelmezse bir anormallik vardır. Bir tek benim de değil, birçok arkadaşımın da ismi geçer. Beni yakacaklar ya… Görevin yapım sırasında eksik de olur kusur da olur ama düzeltilir. Zaten kamu davası açılıp da bu sonuca bağlanana kadar bu insanlar da suçsuzdur. Biz karnımızı ağrıtacak hiçbir iş yapmadık hayatımız boyunca.”
PARTİMİZ KİMİ GÖSTERİRSE ADAYIMIZ ODUR
Neden aday adayı olduğu konusunda da soruları yanıtlayan Gökce, aynı zamanda adaylığı ile ilgili Ekrem İmamoğlu’nun bir etkisinin olup olmadığını da cevaplayarak, şunları söyledi:
“Ekrem başkanla hiçbir ilgisi yok. Tabi genel başkanımızla da Ekrem başkanımızla da konuştuk. Ekrem beyden bürokratik nezaket için görevden ayrıldığımı bildirdim. Ancak kendisinin bir talebi ya da önerisi olmadı. ‘Bu senin tercihin, biz sadece bu tercihe saygı duyarız’ dedi. Ben zaten İstanbul’da bir ev bile tutmadım. 18 ay kaldığım süre boyunca İzmir’le gönül bağımı hiç kaybetmedim. İçimde hep bu şehre hizmet edebilme isteği olduğu için İstanbul’a kıyafetlerimi alıp gittim, Kıyafetlerimi aldım geldim. Ayrıca Kurultayda olan değişiklik teması ve toplumda oluşturduğu heyecan beni motive etti. Çünkü seçimlerden sonra inşalarda büyük bir kırılma olmuştu. Yani bir daha sandığa gitmeyeceğim diyenler vardı. Fakat kurultaydan sonra bana da bir miktar temas oldu. Benim biraz da aklıma düşürdüler. Kurultayda bir değişiklik olacak İzmir’de de olacak dendi. Şehirden de bu konuda cesaretlendiren söz aldım. Eğitimim ve liyakatim açısından da uygunum. O sebeple şu an bu denenebilir diyorum. Ben tüm gittiğim ilçelerde şunu söylüyorum; bakın diyorum hepinizden bir söz istiyorum. Partimiz kimi aday gösterirse bizim adayımız odur. Bu bilinçle partimiz hareket etmek durumunda ve ben öyle olduğunu görüyorum. Hatta aksine ilçelerde de bu hava var. Çünkü partinin geçmişinde de bu terbiye var. Kurultayda tepe değiştikten sonra örgütler tepeye uyar. Kaldı ki benim örgütüm, il başkanı da dahil hepsiyle çok eski tanışıklığım var. Hepsi bana abi der. Dolayısıyla öyle bir problem olmaz. Partimiz kimi aday gösterirse bizim adayımız odur. Bu hazmedilmesi gereken bir durumdur. Başka çaresi yok.”
Haber Merkezi