Sayfa Yükleniyor...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kürt meselesi ile ilgili, Üçüncü bir yol mümkündür o üçüncü yol da kinimizi, öfkemizi bir tarafa bırakarak mecliste yeni bir yol açmaktır" dedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, sokağa çıkma yasağı bulunan Diyarbakır'ın Sur İlçesi esnafıyla bir araya geldi.
Tanrıkulu, toplantıda hem dinlediği, hem de telefonla kendisine ulaşan halkın çoğunda terk edilmişlik, vazgeçilmişlik ve vefasızlık duygusunun olduğunu belirterek, Ben buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Evet, hendek ile barikat ile Türkiye'nin Kürt meselesi çözülmez, ama tank ile topla da çözülmez. Üçüncü bir yol mümkündür o üçüncü yol da kinimizi, öfkemizi bir tarafa bırakarak mecliste yeni bir yol açmaktır" dedi.
BİR HALK TOPTAN CEZALANDIRILIYOR
Tanrıkulu, Sur'da 20 gündür süren sokağa çıkma yasağı olduğunu, ilçedeki esnafın kendi aralarında bir insiyatif oluşturduklarını belirterek, Arkadaşlarımla bir saat görüştüm, görüşlerini aldım. Şunu ifade etmek durumundayım. Öncelikle 20 gün süren sokağa çıkma yasağı temel bütün insan hakları ihlali anlamındadır. 20 gün süren sokağa çıkma yasağı hiçbir hukuk ile izah edilemez. Hiçbir anayasal dayanağı yoktur ve sürdürülebilir değildir. Sur İlçesi sadece Diyarbakır'ın değil, bölgenin de kalbidir. Bölgenin ticaret ve tarihi merkezidir. Buranın 20 gün boyunca kitlenmiş olması, ticarete ve yaşama kapatılmış olması sadece Sur esnafını değil, Diyarbakır ve bölgeyi etkiler noktaya gelmiştir. İnsanlar birbirine kin duyabilirler ama bizler adına çalışan devlet denen kurum yurttaşına karşı halkına karşı kin taşıyamaz. Ama görüyoruz ki, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yönettiği devlet kin ve öfke ile hareket etmekte ve bu kin ve öfkeleri ile siyasetçilerin Başbakan'ın, bakanların ve Cumhurbaşkanı'nın diline yansımaktadır. Biz bu dili darbe dönemlerinde gördük. Temizleyeceğiz, süpüreceğiz, başlarına yıkacağız, yok edeceğiz', gibi dil barışa giden bütün sürecin önünü tıkıyor, maalesef tahrip ediyor. Bu dil ile kin ve öfke ile hareket edemez devlet, hükümet de hareket edemez. Maalesef hareket ediyor ve bir halk toptan cezalandırılıyor bu yöntem ile" dedi.
İNANÇ DA YOK
Tanrıkulu, hem dinlediği hem de telefon ile kendisine ulaşan yurttaşların çoğunda terk edilmişlik, vazgeçilmişlik ve vefasızlık duygusu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: Hiçbir ilgi yok, sorunları dinleme yok ve sorunları çözüm konusunda bir inanç da yok maalesef. Ben buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Evet hendek ile barikat ile Türkiye'nin Kürt meselesi çözülmez, ama tank ile topla da çözülmez. Üçüncü bir yol mümkündür o üçüncü yolda kinimizi, öfkemizi bir tarafa bırakarak mecliste yeni bir yol açmaktır. Bir diyalog ile bir masa kurmaktır ve bu masada gerçekten de yol almaktır. Biz CHP olarak bir kez daha söylüyoruz, biz buna hazırız. Parlamentoda bir süreç başlarsa yurttaşlarımız ile yeniden bu sorunun parlamento zemini içerisinde inançla çözüleceği konusunda duygu yaratmalıyız. Bize ve bütün siyasetçilere düşen sorumluluk budur. Kinimizi, öfkemizi, nefretimizi bir tarafa bırakarak bugüne kadar yaşanmış travmaları onarıcı adımlar atarak bir süreci başlatmalıyız. Ancak, bu süreci başlatırsak yurttaşlarımızın kendisine güven gelecektir, bir daha şiddetin olmaması için, çatışmanın olmaması için daha baskıcı olabileceklerdir. Meclis'te adım atılmadıkça, burada adım atmak zorlaşıyor. Parlamento'ya inancı yeniden oluşturmalıyız. Biz buna hazırız. Siyasetçilerin birbirine küsmesine ve diyalogsuz hale gelmesinin imkanı yoktur. Bizler küsemeyiz, kavga edemeyiz, siyasi partiler olarak kavga ile öfke ile kin ve öfke ile sorunları çözemeyiz. Ben esnaflarımızın taliplerini aldım genel başkanımıza ve MYK'daki arkadaşlarımıza ileteceğim."
AÇIKÇA SÖYLESİNLER"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, birinci sorunun sokağa çıkma yasağının kalkması ve çatışmanın sonlanması olduğunu belirterek, Ondan sonra esnafın kendi yaşadıkları sorunlar var. Dükkanları kapalı. Bir sürü sorun var ama öncelikle sokağa çıkma yasağı ve çatışmaların sonlanması lazımdır. Evleri orada olanlar var, yaşamları tehdit altında. Bugün oradan çıkanlar gözaltına alındı. Hafifleyeceğine ve daha da azalacağına daha da ağırlaşıyor koşullar. İnsani koşullar yaşam koşulları. Eğer ön gördükleri bir şey varsa 'biz sizden vazgeçtik' diyorlarsa açık açık söylesinler. Dillerinin altında bir şey varsa söylesinler, herkes de kendi başının çaresine bakar. Ama hem bu kadar ağır koşullar olacak, hem de doğru düzgün bir laf etmeyeceksin. Bu iş sürdürülebilir bir iş değil, Şırnak'ta, Cizre'de, Silopi'de sürdürülebilir bir iş değil" diye konuştu. (DHA/DİYARBAKIR)
Haber Merkezi