Erkekler kadınları mülk edinemezler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Sıfatları ne olursa olsun, insanlar hiçbir şekilde birbirlerinin sahipleri olamazlar. Erkekler kadınları mülk edinemezler. Üstünlük iddia edemezler” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.11.2019 13:36
  • Güncelleme Tarihi : 25.11.2019 13:36
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Erkekler kadınları mülk edinemezler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen programda konuştu. Şiddetin, kime ve ne şekilde uygulandığı fark etmeksizin, toplumların ruhunda peyda olmuş kötü huylu bir tümör olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, insanlığı zehirleyen bu habis urun, kökünden kazınması noktasında herkesin canla başla mücadele etmesi gerektiğini kaydetti. Birleşmiş Milletler'in hazırladığı bir rapora göre, dünyada her gün 137 kadının, eşi ya da bir yakını tarafından öldürüldüğünü paylaşan Erdoğan, “2017 yılında, dünyada kasten öldürülen kadın sayısı 87 bindi. Bu kadınların 30 bini eşinin ya da bir yakınının saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Ülkemizde de maalesef vicdanlarımıza hançer gibi saplanan, bizi insanlığımızdan utandıran elim vakalar yaşandı. Polis Akademisi Başkanlığının raporuna göre, 2016 yılında 301, 2017 yılında 350, 2018 yılında ise 281 kadının yaşam hakkı elinden alındı” dedi.
Kadına yönelik şiddetin, tüm dünyada yaşanan küresel bir sorun olduğunu aktaran Erdoğan, “Belli bir coğrafyası, dili, dini ya da ırkı yoktur. Gelişmiş olduğu düşünülen ülkelerde dahi, şiddet ve cinsel saldırılar, gündelik bir pratik haline gelmiştir. Tek bir kadının dahi öldürülmesi, insanlığı haince sırtından bıçaklamaktır. Unutmayalım, her bir can alındığında, güneş öğle vakti batıyor. Yıldızlar, asılı oldukları yerlerden birer birer düşüyor ve her seferinde dünya biraz daha karanlığa gömülüyor” ifadelerini kullandı.
AHLAK İNSANİ BİR FAZİLETTİR
Erdoğan, kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel yönüyle değil, ekonomik ve psikolojik yönleriyle de ele alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Hukuki düzenlemelerden kültürel normların yorumlanmasına kadar her alanda yapılması gereken çok şey var. Her şeyden önce, kadına yönelik şiddetin eşler arası ya da aile arasındaki ‘mahrem alan’ kavramıyla meşrulaştırılmasının önüne geçmeliyiz. Mahrem alan, şiddetin uygulanmasına zemin olduğu anda, insan hakları ihlali başlamış demektir. Böylesi bir durumda mahremiyet ortadan kalkar. Söz konusu olan şiddetse, kol kırıldığında, yen içinde kalamaz. Sıfatları ne olursa olsun, insanlar hiçbir şekilde birbirlerinin sahipleri olamazlar. Erkekler kadınları mülk edinemezler. Üstünlük iddia edemezler. Kimsenin bir başkasının bedensel ve ruhsal bütünlüğünü zedeleyici eylemler gerçekleştirmeye hakkı yoktur. Kadın cinayetleri haberlerine dönüp baktığımızda, faillerin sebep olarak kıskançlık, namus, boşanmayı istememe gibi nedenler sıraladığını görüyoruz. Özellikle ahlakla ilişkilendirilmiş sebepler başı çekiyor. Unutmayalım ki, ahlak insani bir fazilettir, cinsiyetten bağımsızdır. Başkasının ahlakından sorumlu olmak, kimsenin görev tanımı değildir. Tüm bu yanlışlar, biyolojik bir cinsiyet olan erkek olma halini, adeta bir erkeklik ideolojisine çeviriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Anne ve babalara seslenen Erdoğan, “Lütfen evlatlarımızı yetiştirirken, cinsiyetlerine mahsus imtiyazları olduğuna inanmalarına müsaade etmeyin. Çocuklarımızın büyüme süreçlerinin nihai noktası insan olmaktır. Sevginin, bir yaşam iksiri olduğunu, hiçbir şekilde zarar vermenin kaynağı olamayacağını söyleyelim” dedi. İHA