Sayfa Yükleniyor...
Meclis iktidar kulislerinde AK Parti'nin 2002 yılında aldığı büyük oy oranıyla tek başına iktidara gelmesi ve 13 yıl iktidarından sonra 2015'in 7 Haziran seçimlerinde ilk defa oy kaybetmesinin nedenleri konuşuluyor
CENGİZ ALDEMİR/ANKARA
AK Parti iktidara geldiği 2003-2011 yıllarında yükselişe geçtiği illerden sadece biri olan Adana'da yerel yönetimler harici girdiği her ulusal seçimde ipi birinci olarak göğüslemeyi başarmıştı. Milletvekili Genel Seçimlerinde AK Parti Adana da birinci olmasına rağmen, son genel seçimde çok az bir oy oranıyla birinci olmayı başarabilmişti. Sadece bu örnek üzerinde düşünülmesi gereken bir örnek olduğu, yaşanan bu durumun sosyolojik olarak incelendiğinde ise HDPnin genel yükselişinin çok üzerinde bir yükseliş olduğuna dikkat çekiliyor.
ADANA ÖRNEĞİNE DİKKAT ÇEKİLİYOR
AK Partinin Adana konusunda karar vericileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlunda cisimleşen, Doğu ve Güneydoğulu seçmenin özellikle de o bölgede yaşayan Zaza vatandaşların güçlü gönül bağı yeterli görülüp, politik temsil noktasında bu kesime gereğinin yapılmaması ve HDDnin bu açığı gördüğünü ve kullandığının atı çiziliyor.
Oy deposu olarak görülen bu demografik kesimin aidiyet duygularının AK Parti'den kopuşu, son seçimde dramatik boyutlara ulaştığına dikkat çekiliyor. Erdoğan'ın öncülüğünde ve Davutoğlu ile sağlanmaya devam edilmek istenen politik duruşa karşı partinin duyarlılığının artırılması gerekliliğine vurgu yapılıyor.
Bu bağlamda sadece Adana örneği değil Adıyaman, Şanlıurfa, Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Malatya, Muş, Mardin, Erzurum, Bitlis gibi Doğu ve Güneydoğulu seçmenin sosyal yaşamdaki ritüellerinde beraber sevinebilecek, beraber üzülebilecek. Dokunma Duygusunu bu kesime hissettirebilecek, toplumsal aidiyet bağlarını harekete geçirecek zinde politik aktörlerin olması gerektiği dile getiriliyor.
Doğu ve Güneydoğudaki bağları nedeni ile batı illerine gelen insanlarla sıcak bağların kurulması, AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde kaybettiği açığı, HDP tarafından kapatılmasının karşılığı olabileceği gibi, dikkate alınmayan bu kesimin devletle olan bağlarının canlı tutularak tekrar kazanılacağı belirtiliyor.
Erken seçim öncesi iktidar kulislerinden gelen uyarıların önümüzdeki 1 Kasım seçimlerinde daha net ortaya çıkacağı yorumları yapılıyor.
Haber Merkezi