- Siyaset
- 14.03.2025 16:10
İYİ Parti’den istifa ederek diğer siyasi partilere geçen vekiller hakkında sert konuşan İYİ Partili Doğan, “Vatandaş kimsenin kara kaşına gözüne oy vermiyor. İYİ Parti çatısı altında muhalefet görevini yerine getirsinler diye oy verdiler. Seçildiği partiden ayrılıp, kendisine oy veren seçmene ihanet edip başka bir partiye geçmesi siyasi bir namussuzluktur” dedi
SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumartesi günkü İzmir programını değerlendirdi. Doğan, seçilecek adayın yüzde 51 oy alması gerektiğini ifade ederken ittifaklar kurulmadan tek bir adayın bu oranı yakalamayacağını ifade etti. İYİ Parti’den istifa ederek diğer partilere giden vekiller hakkında sert konuşan Doğan, durumu ‘siyasi namussuzluk’ olarak değerlendirdi. Doğan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun iftar programı için İzmir’e geleceği tarihi de açıkladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun 23 Mart’ta Bornova’da iftar programın katılacağını duyuran Doğan, “Müsavat Bey hem İzmir’i tanıyan hem de İzmir’in tanıdığı bir isim. MHP İzmir İl Başkanlığı döneminde, İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında, milletvekilliği döneminde çok iyi tanıdığımız bir isim. 30 yıl burada siyaset yapınca herkesin yakından tanıdığı bir isim haline geldi. Kendisi vefalı bir siyasetçidir. EBSO, İZTO, Esnaf ve Sanatkârlar Odası başkanları ile uzun yıllara dayanan dostlukları var. Sadece İYİ Parti Genel Başkanı’nı değil, eski bir dostlarını da ağırladılar. Genel Başkanın 3’üncü ziyaretiydi bu. İzmir’de yaşıyor ama evine gelemiyor, yoğun programından dolayı. Ramazan öncesinden böyle bir program ile İzmirlilerle bir araya getirmek istedik. Çok soğuk bir gündü ama sohbetler çok sıcaktı. Önce oda başkanları ile buluştuk. Daha sonra teşkilatımız ile buluştuk. Teşkilat mensuplarımız seçim olduğunu zannetti, öyle bir kalabalık ve heyecan vardı. Salona giremeyip dışarıda kalan vatandaşlarımız oldu. Genel Başkanımızı teşkilat ile buluşturamadığımız için kendisini özlemişlerdi. Normalde kürsü konuşması bütünlük arz eder, ama konuşması sık sık bölündü, vatandaş derdini direkt söyledi. Sohbet havasında gerçekleşti. 23 Mart’ta yine bir iftar programıyla Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlarla bir araya geleceğiz” diye konuştu.
Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumartesi günkü İzmir programını değerlendiren Doğan, “İmamoğlu’nun cumartesi günkü programında İzmir’den başlamasının onlar açısından mutlaka bir anlamı vardır. Uzun zamandır burada iktidar oldukları için olabilir, İzmir halkının Cumhuriyet değerlerine, Atatürk ve ilke ve inkılaplarına olan hassasiyetlerini biliyorlar, bu yüzden de ilk olarak seçmiş olabilirler. CHP’nin tek başına yüzde 51 alması mümkün değil, kazanmak için yüzde 51 oya ihtiyaç var. Bu da İmamoğlu’nun tek başına kazanamayacağını gösteriyor. Bir mutabakatın sağlanması gerekirdi. Tek bir partinin adayı olması kendisine de zarar vereceği kanaatindeyim. Seçimi yüzde 51 kazandırır, İmamoğlu için de mevcut Cumhurbaşkanı için de geçerli bu durum. Herkesin ittifak yapması gerekiyor. Bu oy oranını sağlayabilmek için farklı parti seçmenlerinden de oy almak gerekiyor. İttifak olsun demiyorum ama sistem bunu gerektiriyor. Diğer seçmenlerden oy alabilmek için daha hassas davranılması gerekir. Daha kapsayıcı bir kampanya yürütülmesi gerekir. Ama bir yandan da adaylık açıklamalarını İYİ Parti olarak erken buluyoruz. Seçimin ne zaman olacağı belli değil. Bir erken seçim söylentisi var. Bir buçuk yıl sonra yapılacak seçim erken seçim değildir. Adaylık tartışmaları ile esas gündemi kaçırıyoruz. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gündem yarattı, tüm muhalefet partilerini de peşine takmaya çalışıyor. Biz Erdoğan’ın yeniden adaylığına da karşıyız. Anayasayı değiştirmek istiyorsa, yapsın. Ana muhalefetin Erdoğan’ın önünü açması yanlış bir politikadır. Ortada bir seçim yok. Biz esas olarak vatandaşın gündemini konuşmalıyız. Hayat pahalılığını, hukukun askıya alınmasını, ekonomiyi konuşmalıyız. Vatandaşın yaşadığı bu pahalılığın, enflasyonun bizzat sebebi AK Parti iktidarıdır. Ama yapay gündemler ile bunun sorgulanması engelleniyor. CHP’nin yürüttüğü bu stratejiyi yanlış buluyorum. Bu süreçlerde dikkatli davranmak gerekiyor, Türkiye’nin bir seçim mağlubiyeti daha yaşama lüksü yok” şeklinde konuştu.
Öcalan’ın yayınladığı mektup hakkında konuşan Doğan, “Yürütülen bu süreç ile alakalı çok tahmin yapmaya gerek yok. Biz bu filmi daha önce seyrettik. Daha önce de açılım süreci dendi, Oslo görüşmeleri yapıldı, Habur’da karşılamalar yapıldı. Önce yalanlandı, sonra evet görüştük dendi. Öcalan ile görüşüldü, yapmayın dedik. Devletin terörle mücadelesinde zafiyet yaratıyorsunuz dedik. Bu bir açılım değil, çözülme süreci olduğunu belirtmiştik. O dönem MHP’de siyaset yapıyordum, parti olarak bizzat karşıydık. Sonunda ne oldu? Onlarca güvenlik gücümüz şehit oldu. O gün analar ağlanmasın dendi, bize de "Siz analar ağlasın mı istiyorsunuz?" dediler. Şimdi de terörsüz Türkiye diyorlar, bize de "Terörü mü istiyorsunuz?" diyorlar. Aynı süreci yine yaşıyoruz. Masaların başında oturup büyük kararlar verdiklerini iddia edenler bunun bedelini ödemiyor ki. Bedeli vatandaş ödüyor. Gariban askerlerin çocukları, askerimiz, polisimiz, öğretmenimiz ödüyor. Terörü bizzat başlatan adamı bizim karşımıza barış güvercini olarak çıkarıyorlar. Biz de isteriz can ve mal kaybına neden olan PKK bitsin. Ama PKK zaten ülke içinde yok ki. İsim değiştirdi, YPG-PYD oldu. Onların da silah bırakma gibi bir düşüncesi yok. Bu silah bırakmalar ne karşılığında yapılıyor? Samimilerse eğer bunu açıklasınlar. Kimlerle ne konularda görüşmeler yapıldı, nasıl tavizler verildi? Topluma anlatsınlar, gizli oturumla vekillere anlatsınlar” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti’den istifa ederek diğer partilere geçen vekillere tepki gösteren Doğan, “İYİ Parti’ye karşı her dönemde algılar devam ediyor. Vekil geçişleri her partide oluyor. AK Parti’ye geçen vekiller çok uzun zaman önce partimizden ayrılmışlardı. Uzun zamanda bağımsız devam edip AK Parti’ye geçtiler. Ama sanki yeni bir olaymış gibi lanse ediliyor. Biz parti olarak her zaman gidenin arkasından konuşmadık. Siyaset gidenle değil kanla yapılır. Şu gerçeği de unutmamak lazım. Ben avukat olarak nasıl ki bir davada müvekkilim aleyhinde bir çalışma yapmıyorum, çünkü bu da bir suçtur, bu vekillerin de bunu yapmaları gerekir. Vatandaş kimsenin kara kaşına gözüne oy vermiyor. İYİ Parti çatısı altında muhalefet görevini yerine getirsinler diye oy verdiler. Eğer iktidardan yana bir taraf olsalardı gidip AK Parti’ye oy verirlerdi. Seçildiği partiden ayrılıp, kendisine oy veren seçmene ihanet edip başka bir partiye geçmesi siyasi bir namussuzluktur. Hele ki muhalefet etsin diye kendisine oy verilmiş olmasına rağmen siyasi çıkarlar uğruna parti değiştirmek suç sayılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti’nin baraj sorunu olmadığını ifade eden Doğan, “Özel bir anket çalışmamız yok. Ama şu aşamada anket çalışmasını da çok doğru bulmuyorum. Şimdi yapılan anketler doğru veriyi vermez. Türkiye’de anket çalışmaları artık gerçekliği göstermiyor, parayı veren istediği oranı gösterebiliyor. İYİ Parti olarak bizim baraj problemimiz yok. Seçim ortamına girmediğimiz için doğru veriyi elde edemeyiz. Ama sahada İYİ Parti’nin karşılığını görebiliyorum ben. Diğer partiler sahada aktif olarak çalışmıyor, ama teşkilatlarımız aktif olarak çalışıyor. Geçtiğimiz hafta Öcalan’ın mektubunu protesto etmek için, bu hafta da Kadınlar Günü dolayısıyla stant açtık. Stantlarımıza vatandaşın çok büyük bir ilgisi var. İki saatlik stantlarımızda bile çok fazla üye katılımı oluyor. Artan bir üye ivmesi yakaladık, bu da bize anket sonuçlarından daha kıymetli” açıklamasında bulundu.
Belediye ile merkezi hükümet arasındaki gerilime tepki gösteren Doğan, “Tencere dibin kara seninki benden kara olayını karşılıklı yaşıyoruz. Karşılıklı bir gölge oyunu izler gibi suçlamaları izliyoruz. Havalar ısınmaya başladı, körfezde hafif bir koku başladı bile, bu yazı nasıl geçireceğimiz belli oldu. Körfezde sorun yaşanıyor, yerel geneli, genel yereli suçluyor. Sokakta vatandaşa elektrik çarpıyor, kim suçlu tartışması yaşanıyor. Bir belediye başkanı seçildiği gün parti rozetini bırakmalıdır. Artık sadece partisinin değil, tüm kentin başkanıdır. Bu kentte sadece Cemil Tugay’a oy verenler değil, oy vermeyenler de yaşıyor. Nihayetinde İzmir sorunlu bir kent. İzmir yereli merkezi iktidara teslim etmemiş olabilir, burada durup kendinize bakmanız gerekiyor, nerede hata yaptığınıza bakmalısınız. Bu kentte size oy veren insanlarda yaşıyor. Siz belediyeyi cezalandırdığınızda sadece Cemil Tugay’ı değil, koca bir şehri cezalandırıyorsunuz. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti diye geçiniyor İzmir. Ama sorunlar bakımından birinci sırada. Yaşam kalitesinde sonuncu sırada. Belediyenin de iktidarın da buna çözüm bulması gerekiyor. İletişimle sorunun kimde olduğundan ziyade çözüme odaklanmak gerekiyor. Belediye kaynaklarının darlığını, iktidarın hem mali hem de hukuki açıdan baskılandığını biliyoruz. Ama bu sorunu çözecek olan vatandaş değil. Her defasında iktidar para yollamıyor diye işin içinden çıkamayız. Cemil Tugay’ın bunu aşması, bir yol bulması gerekiyor. AK Parti’nin de İzmir’in, Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olduğunu hatırlamalı, oy veren-vermeyen herkesi düşünüp şehri cezalandırmaktan vazgeçmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.