Soyer’den deprem açıklaması

Soyer’den deprem açıklaması

Deprem ve kentsel dönüşün konusunda açıklamalarda bulunan Tunç Soyer, kendi başkanlık döneminde meydana gelen 30 Ekim 2020 depremi sonrasında hayata geçirdiği faaliyetleri aktardı

  • Oluşturulma Tarihi : 12.08.2025 11:15
  • Güncelleme Tarihi : 12.08.2025 11:15
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Soyer’den deprem açıklaması haberinin görseli

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, tutuklu bulunduğu İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden sosyal medya hesabı aracılığıyla kapsamlı bir açıklama yayımladı. “Kentsel Dönüşüm – I” başlığını taşıyan metinde Soyer, 30 Ekim 2020 depreminden sonraki süreci, Halk Konut modelinin doğuşunu ve uygulamaları tüm ayrıntılarıyla anlattı.

ÇOK BAŞARILI BİR SINAV VERDİ

Soyer, depremin ilk anlarından itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sahada olduğunu vurgulayarak, “İtfaiye Daire Başkanlığımız çok başarılı bir sınav verdi. Enkazlara ilk müdahaleyi bizim ekiplerimiz yaptı. İlk akşam yüzlerce çadır kuruldu. Ertesi sabahın ilk saatlerinde İzmir’in tüm fırınlarından temin ettiğimiz gevrek, boyoz ve poğaçaları depremzedelere dağıttık. Tüm İzmirliler seferber oldu, belediye koordinasyonuyla acil ihtiyaçlar karşılandı” dedi.

5 AYLIK KİRALARINI KARŞILADIK

Günler süren lojistik desteklerin ardından “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasının devreye girdiğini belirten Soyer, “Çadırlarda kalan binlerce insanın beş aylık kira bedelini karşılayacak, tamamı karşılıksız bağışlarla oluşan bir finansman sağladık. Amacımız, kış bastırmadan depremzedeleri güvenli yuvalarla buluşturmaktı. Depremden henüz bir ay geçmişti ki, 30 Kasım günü son çadırları söktük” ifadelerini kullandı.

Soyer, Hilton Oteli’nin büyük hissedarıyla anlaşarak odaların depremzedelere tahsis edildiğini, Uzundere’deki yeni tamamlanmış belediye konutlarının da meclis kararıyla mobilyalarıyla birlikte depremzedelerin kullanımına açıldığını aktardı.

ORTA HASARLI BİNA SAYISI FAZLAYDI

Kentsel dönüşümün deprem sonrası belediyenin en önemli gündemi haline geldiğini belirten Soyer, orta hasarlı binalara ilişkin mevzuattaki boşluğa dikkat çekti:

“Depremden sonra yapılan hasar tespitinde 632 binada 4 bin 34 daire ağır, 598 binada 6 bin 205 daire orta hasarlıydı. Orta hasarlı bina sahipleri, imar artışı ve belediye şirketlerinin müteahhitlik hizmeti vermesini talep ediyordu. İmar Dairemiz, deprem bölgeleri için ‘K’ sınırları oluşturup yüzde 20 imar artışını meclisten oybirliğiyle geçirdi. Ancak bu artış, inşaat maliyetlerini karşılamaya yetmiyordu. Belediyeye bağlı şirketlerin özel şahıslara müteahhitlik yapması da yasal olarak mümkün değildi.”

HALK KONUT MODELİNİN DOĞUŞU

Bu noktada belediye mevzuatındaki bir istisnadan yararlandıklarını belirten Soyer, “Belediye şirketleri, kooperatiflerden ihalesiz ürün alabiliyor ve onlara hizmet sunabiliyordu. Tüm maliklerin kat mülkiyetinden feragat edip arsa hissedarı olarak bir yapı kooperatifi kurması koşuluyla, İZBETON gibi şirketler sembolik bir ücretle teknik danışmanlık ve müteahhitlik hizmeti verebiliyordu. Yüzde 20’lik imar artışıyla kazanılan ilave dairelerin satışıyla da düşük maliyetle yeni evlere kavuşmak mümkün oldu. Nice bozuk komşuluk ilişkileri bile bu vesileyle düzeldi” dedi.

Soyer, “Bakmayın şimdi yapılamaz denilerek durdurulan ve iddianameye konu edilen inşaatlara… Onlarca apartman bu modeli uyguladı. Halk Konut binalarını yeşil çatı, güneş enerjisi ve sünger bina tasarımıyla çevreci projeler haline getirdik” diye konuştu.

ULUSLARARASI FİNANSMAN BULUNMUŞTU

Halk Konut modelinin uluslararası alanda da ilgi gördüğünü ifade eden Soyer, “2022’de Dünya Bankası’ndan 344 milyon dolarlık, 5 yıl ödemesiz, 25 yıl vadeli ve 0,69 faizli kredi bulduk. Hazine garantiliydi ancak onay verilmedi. Sonrasında Bakanlık benzer krediyi alıp İzmir’in de dahil olduğu 5 pilot şehre paylaştırdı. 2023-2024’te Fransız Kalkınma Ajansı, hükümet onayı gerekmeyen bir krediyi de onayladı ama görev sürem bittiği için takip edemedim” dedi.

Soyer, iktidarın belediyelerin uluslararası finansman kullanmasını 2025 yatırım programında yasakladığını hatırlatarak, “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz” ifadeleriyle tepki gösterdi.

BİLİMSEL ÇALIŞMALAR VE YAPI STOĞU TESPİTİ

Soyer, deprem sonrası yürütülen bilimsel projelere de değinerek, ODTÜ öncülüğünde 10 üniversitenin katılımıyla mikrobölgeleme ve depremsellik çalışması yapıldığını, İzmir’in fay haritasının güncellendiğini söyledi. İnşaat Mühendisleri Odası ile 100 binin üzerinde binanın deprem karnesinin çıkarıldığını, 30 ilçede talebe dayalı yapı ön incelemelerinin yapıldığını aktardı. Bu süreçleri sürdürülebilir kılmak için Egeşehir Laboratuvarı’nı kurduklarını belirten Soyer, burada 50 ayrı deney ve test yapılabildiğini ifade etti.

“SOYER APARTMANI” SÜRPRİZİ

Soyer, Halk Konut modelinin ilk örneklerinden biri olan Dilber Apartmanı sakinlerinin, görev süresi bitince kendisini ve ailesini davet ettiğini anlatarak, “En büyük sürpriz, apartmanın adını ‘Soyer Apartmanı’ yapmaları oldu. Gözyaşları içinde yaşadığım gururu asla unutmayacağım” dedi.

Soyer, açıklamasını, “Buraya kadar anlattıklarım, sürecin nasıl başladığını hatırlatmak ve ‘kasıt’ iddialarına yanıt vermek içindi. Yarın sürecin siyasi boyutunu, sonra teknik boyutunu aktaracağım” sözleriyle tamamladı.

Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA