Terörle mücadelede zaaf göstermemeliyiz

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Terörle mücadelede hiçbir zaaf göstermemeliyiz. İster El Kaide formunda, ister IŞİD şeklinde olsun terörün her türlüsü bütün insanlık için tehdittir" dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.06.2014 07:56
  • Güncelleme Tarihi : 22.06.2014 07:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Terörle mücadelede zaaf göstermemeliyiz

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile Çırağan Sarayı'ndaki, Türkiye-Almanya Stratejik Diyalog Mekanizması 2. Toplantısı kapsamında, çalışma gruplarına eş başkanlık yapmalarının ardından, ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, bir gazetecinin "Irak ve Suriye konusunu görüştüğünüzü belirttiniz. Bu konuda somut olarak ne yapmak istiyorsunuz. Yeni bir stratejimi uygulayacaksanız ve Esad'a yakınlaşma mı söz konusu, IŞİD'e karşı mücadelede?" şeklindeki sorusu üzerine, "Aslında biz Almanya ile birlikte Londra Suriye Dostları Çekirdek Grubu'nda da birlikte çalışıyoruz. Şimdi Irak konusunda da yoğun bir istişare içindeyiz. Şunu ifade etmek isterim ki, özellikle 2011 yılında bütün Arap sokaklarında halklar demokrasi talepleriyle ayağa kalktıklarında, bu Mısır'da Tahrir Meydanı'nda, Libya'da Bingazi'de, Suriye'de Humus'ta yaşandı, Tunus'ta yaşandı. Bu talepler Türkiye'nin ve Almanya'nın da içinde olduğu Avrupa değerler yönünde bir talepti. Bu taleplerin hepsi haklı taleplerdi ve biz ilkeli ülkeler olarak, Türkiye olarak da Almanya da demokratik değerleri, insan haklarını savunan ülkeler olarak, bu taleplerin arkasında durduk. Bu talepler, iki yönden baskıyla karşılaştı. Bir otoriter rejimler; Başta Beşer Esad rejimi olmak üzere. Bu talepleri dile getiren halka dönük büyük katliamlara kalkıştılar. Sniperler kullanıldı. Tanklar, toplarla şehirler dövüldü" diye konuştu.

"TÜRKİYE TERÖRE DESTEK VERMEMİŞTİR"

Davutoğlu, Avrupa kaynaklı terör hareketlerinin de Katolik ya da Hristiyanlıkla anılamayacağına vurgu yaparak, "Bu Almanya açısından da Hristiyanlar açısından da kabul edilemez. Bu şekilde Türkiye'nin de İslam’ın da terör ile ilişkilendirilmesi doğru değil. Biz hepimiz teröre karşı aynı saftayız" diye konuştu. Irak ve Suriye'de böyle bir terör yapılanmasının ortaya çıkmasında, birinci sorumlunun kendi halkına karşı her türlü saldırı aracını kullanarak katleden Esad rejimi olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: "Esad rejimi bu terörü doğuran şartları, bataklığı oluşturmuştur. İkinci sorumlu da bu saldırılar karşısında Suriye halkını korumak yerine hiçbir tedbir almayarak, 30 bin Suriyeliyi kimyasal silahlar karşısında sahipsiz bırakan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyidir. Kendi sorumluluklarını unutarak, herhangi bir tarafın Türkiye'yi bu sorunun bir parçası göstermesini, kesinlikle kabul etmeyiz. Türkiye hiçbir yerde teröre destek vermemiştir, hiçbir terör örgütüyle dolaylı ya da doğrudan ilişki kurmamıştır ve hiçbir zaman da teröre tolerans gösterilmesini anlayışla karşılamamıştır. Bu tür yayınların son dönemde bazı yayın organlarında sık sık söylenir olması, herhangi bir zemine dayanmadığı gibi maalesef hedef saptırmadır. Bunu şiddetle reddediyoruz. Uluslararası toplumda bunu gündeme getirenler, önce Esad'ın kendi halkına karşı kullandığı bu insanlık suçlarına karşı niçin hiç harekete geçilmediğini sormalıdırlar. El-Kaide ya da IŞİD neticedir. Sebeplerini araştırmak zorundayız. Bu terör yapılanmaları, en fazla Türkiye'ye tehdittir. Son olaylarda da görüldüğü gibi en fazla bize tehdit teşkil eder. Hiçbir şekilde müsamaha gösterilmesini, rıza göstermeyeceğimizi bir kez daha ifade ederim."

IŞİD'İN HIZLI İLERLEMESİ

Irak'ta, IŞİD'in direnişle karşılaşmadan ilerlemesinin sadece sahip olduğu askeri güçten kaynaklanmadığını belirten Steinmeier, "IŞİD'le Irak toplumunun hayal kırıklığına uğramış bir kesiminin, eski Baas partisinin kalıntılarının bir araya gelmesi de bu duruma katkı sağlamış olabilir" diye konuştu. IŞİD'in Irak'ta kendisine kalıcı olmayan bir yer edindiğini dile getiren Steinmeier, "Fakat bu durumun Irak'ın kendi içinden gelecek bir çözümü olması gerekir. Bu da toplumun hayal kırıklığına uğrayan kısmının tekrar kucaklanmasıyla olur. Bunun için de daha geniş uzlaşma gerekir" ifadelerini kullandı. Bölgede, Suriyeli mültecileri yoğun biçimde barındıran Lübnan ve Ürdün gibi ülkelerin de zor durumda olduğuna dikkati çeken Steinmeier, "Bizim bu konuda sorumlu olduğumuzu düşünüyorum. Onların mülteci yükü altında yıkılmamaları için desteğe ihtiyaçları var" dedi. (AA/İSTANBUL)

Haber Merkezi