- Siyaset
- 27.04.2025 14:38
Güzelbahçe İlçe Örgütü açılışında konuşan TİP’li Kadıgil, İBB soruşturmalarını darbe olarak nitelendirirken, “19 Mart'tan beri Tayyip Erdoğan ve saray rejimi bu ülkeye darbe yapmıştır” dedi
SEMİ TEKTAŞ / Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TİP Güzelbahçe İlçe Binasının açılışını gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Kadıgil, burada sert mesajlar verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yapılan soruşturmaları ‘darbe’ olarak nitelendiren Kadıgil, İBB bürokratlarının ise soruşturmalar ile esir alındığını ifade etti.
TİP’e devlet desteğinin olmadığını ifade eden Kadıgil, kurulan ilçe örgütlerinin vatandaşların desteği ile açıldığını söyledi. Kadıgil, “Bugün burada olmak çok güzel. 'Güzelbahçe'de ilçe açacağız' dedi arkadaşlar. Ben de onlara, 'Bizim daha İstanbul’un 39 ilçesinin tamamında binamız yok' dedim. Sizler ne ara örgütlendiniz de hangi parayla Güzelbahçe’de ilçe binası açacak duruma geldiniz? Ama hakikaten buradaki yoldaşlarımızla tanışma şerefine nail olduk. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Buraların bizim için ayrı bir önemi daha var. Çünkü geçtiğimiz sene AKP'nin devletten, bizim vergilerimizden 'seçim yardımı' adı altında aldığı para ne kadar biliyor musunuz? 2 milyar TL. Devlet imkânlarını kullandığı yetmiyormuş gibi, bir de 2 milyar TL para yardımı aldı. Cumhuriyet Halk Partisi 1 milyar TL aldı. Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM Parti 500 milyon TL aldı. Türkiye İşçi Partisi ise 0 TL aldı. Çünkü ülkemizdeki düzenlemeler gereği, belli bir oy oranının üstünde olmayan hiçbir partiye beş kuruş devlet desteği verilmiyor. Bu şu demek: Gördüğünüz her TİP bayrağı, gördüğünüz her TİP ilçe binası bilin ki vergilerimizle değil; bu yola baş koymuş yoldaşlarımızın ve dostlarımızın sayesinde oluyor. Buradaki her bir malzemeyi bir komşumuz, bir esnafımız bize destek olmak için verdi” dedi.
26 Nisan’da İBB’ye ikinci defa soruşturma başlatılmasına tepki gösteren Kadıgil, “Çok saçma günlerden geçiyoruz. Cumhuriyeti yıkmaya çalıştıkları günlerden geçiyoruz. Halkın egemenliğini tekrar saraylara, tek bir adama peşkeş çekmeye çalıştıkları günlerden geçiyoruz. İşte böyle günlerde dostlarımızla, bu cumhuriyeti sevenlerle, bu ülkenin aydınlık geleceğini düşünenlerle bir arada olmak insana gurur veriyor, umut veriyor, cesaret veriyor. İstanbul'dan geliyorum. Daha cumartesi sabahı, 60’a yakın İBB bürokratını esir aldılar. Seçtiğimiz belediye başkanını, Recep Tayyip Erdoğan'ı ilk seçimde sandığa gömecek cumhurbaşkanı adayını esir aldılar. Böyle günlerden geçiyoruz. Bazen yurttaşlar bize, 'Ne yapacağız vekilim?' gibi sorular soruyorlar. Emin olun, bu sorular benim de zaman zaman aklımdan geçiyor. Ne zaman aklımdan böyle sorular geçse, dönüp yanımdaki yoldaşlarıma, arkadaşlarıma bakıyorum ve diyorum ki: Umut var bu ülkede. 25 yıldır uğraşıyorlar. Ellerinden geleni ardına koymadılar. Vergilerimizi çarçur ediyorlar, bilfiil bu cumhuriyeti yıkmak için, bu ülkeye Atatürk'ün devrimlerini unutturmak için uğraşıyorlar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar” değerlendirmesinde bulundu.
“19 Mart'tan beri 'Tayyip Erdoğan ve saray rejimi bu ülkeye darbe yapmıştır" diyen Kadıgil, “Bunu bir darbe olarak nitelendirmemizin bir sebebi var: Şu anda gözlerini seçme ve seçilme hakkımıza dikmiş durumdalar. Gözlerini bu ülkenin anayasasına dikmiş durumdalar. Anayasayı değiştirecek çoğunlukları olmamasına rağmen, yatıp kalkıp "milli irade" diye ağlayanlar şimdi bunu yapıyorlar. Peki biz ne yapıyoruz? 19 Mart'tan beri diyeceğim ama ayıp olacak; aslında 2002’den beri... Ama özellikle 19 Mart'tan beri, o çoğunun umudu kestiği gençlik sayesinde, sokakları, meydanları, kampüsleri inletmeye devam ediyoruz. Bütün genç arkadaşlarıma naçizane bir "yaşlı" olarak, bir teşekkürü borç biliyorum. Öğrenilmiş çaresizliğe hepimizi hapsetmeye çalışıyorlar. Biz çok güçlüyüz, büyüğüz. 'Halk arkamızda olmasa da oy alamasak da canımızın istediği her şeyi yaparız. Sizin de bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yok' diyorlar. Biz de onlara ağız dolusu 'Hadi oradan!' diyoruz. Çünkü biz buradayız. Biz çoğunluğuz. Biz bu ülkenin çoğunluğuyuz. Bu ülkede alın teriyle, emeğiyle geçinen işçiler, mücadeleden hiç yorulmayan kadınlar, hepimizi ateşleyen o gençler olduğu sürece; ne Recep Tayyip Erdoğan bu karanlık emellerine ulaşabilecek, ne de Türkiye Cumhuriyeti buradan bir adım geriye gidecek. Biz buradayız. Biz varsak umut var. Bu ülkeyi sevenlerin sayısı, yağmalamaya çalışanlardan daha fazla” diyerek sözlerini tamamladı.