Ömer Kutluay: Kendi hikayemi yazmak istiyorum

Türk basketbolunun efsane isimlerinden İbrahim Kutluay’ın oğlu Ömer Kutluay, genç yaşına rağmen hem Real Madrid altyapısında hem de Milli Takım formasıyla sergilediği performansla dikkatleri üzerine çekiyor. Henüz 16 yaşında olmasına rağmen olgun oyun anlayışı, saha görüşü ve liderlik vasıflarıyla geleceğin yıldız adayları arasında gösteriliyor. Babasının mirasını omuzlarında taşıyor, ama sahada tamamen kendi kimliğini yaratıyor. Basketbolumuzun parlayan yıldızlarından Ömer Kutluay, gazetemize özel açıklamalarda bulunurken Madrid’de antrenmanlarda gösterdiği üst düzey mücadeleyle A takıma göz kırpıyor. 

HAYALİM NBA’DE OYNAMAK

Henüz 16 yaşındasın ve Real Madrid altyapısında forma giyiyorsun. Kariyer hedeflerin arasında neler var?

Tabii ki benim de hayalim NBA’de oynamak. Ancak önceliğim, süre alabileceğim ve rahat oynayabileceğim bir takımda forma giymek. Bu yüzden çalışmaya devam edip önüme gelecek fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum.

EFSANE’NİN OĞLU

Ailen, özellikle baban İbrahim Kutluay gibi bir efsanenin oğlu olmak sana nasıl bir sorumluluk yüklüyor?

Bu hem gurur verici hem de motive edici bir şey. Babamın Türk basketboluna bıraktığı miras çok büyük. Ancak ben kendi yolumu çizmek, kendi hikayemi yazmak istiyorum. Babamdan çok şey öğreniyorum ama onun başarısını kopyalamak değil, üstüne bir şeyler koymak istiyorum.

BÜYÜK GURUR

2025 Avrupa Gençlik Olimpik Festivali’nde (EYOF) elde ettiğiniz şampiyonluk Türkiye için tarihi bir başarıydı. O an neler hissettin?

Milli takımla başarı kazanmak çok büyük bir gurur. Ay-yıldızlı formayı giymek zaten başlı başına çok özel bir duygu. EYOF’ta şampiyon olduk ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik. Avrupa Şampiyonası istediğimiz gibi sonuçlanmasa da oradan da çok şey öğrendik. Önümüzde birçok turnuva var, her geçen gün daha güçlü olacağız.

O turnuvada dikkat çeken performanslarından biri de sendin. O seviyede oynamak seni nasıl geliştirdi?

Uluslararası seviyede oynamak hem fiziksel hem de mental anlamda beni çok geliştirdi. Farklı tarzlarda oyunculara karşı mücadele ediyorsun. Her maçtan sonra yeni bir şey öğreniyorsun. O atmosfer, seni ister istemez büyütüyor.

REAL MADRİD’DE TEMPO YÜKSEK

Real Madrid gibi bir kulübün altyapısında olmak nasıl bir deneyim?

Gerçekten çok özel. Küçüklüğümden beri Real Madrid gibi büyük bir kulüpte oynamanın hayalini kuruyordum. Şimdi burada olmak, beni daha da motive ediyor. Buradaki disiplin, sistem ve çalışma temposu inanılmaz.

A Takım’la antrenmanlara çıktığın da biliniyor. O deneyim nasıl geçti?

Campazzo ve Llull gibi oyuncularla çalışmak, onlara karşı savunma yapmak inanılmaz bir tecrübe. Antrenmanlardaki tempo ve fiziksel mücadele seviyesi çok yüksek. O ortamda bulunmak bile seni geliştiriyor. Real Madrid A Takımı’yla idmanlara çıkmak fiziksel olarak beni daha güçlü hale getirdi.

İDOLÜM BABAM

Günümüz basketbolunda babanla aynı takımda oynama şansın olsaydı nasıl bir uyum yakalardınız?

Bence çok keyifli olurdu. Benim saha görüşümle onun şutu birleşse gerçekten tehlikeli bir ikili olurduk. Ayrıca saha içinde çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum. Babamı izleyerek büyüdüm; o benim idolüm ama aynı zamanda örnek aldığım başka oyuncular da var.

Kimleri örnek alıyorsun?

Luka Doncic. Onun oyun tarzını, sahadaki özgüvenini ve liderliğini çok beğeniyorum. Bence yaptığınız işi tutkuyla ve keyifle yapmalısınız. Real Madrid gibi bir kulüpte yıldız olabilmek için çok çalışmak gerektiğini biliyorum.

Kendini önümüzdeki 5 yılda nerede görüyorsun?

Şu anda tamamen gelişimime odaklanmış durumdayım. Hem fiziksel hem mental olarak daha güçlü bir oyuncu olmak istiyorum. Nerede oynarsam oynayayım, sahada süre bulup katkı verebileceğim bir rol benim için en değerlisi.

Son olarak genç basketbolculara ne söylemek istersin?

Asla pes etmesinler. Her gün biraz daha gelişmek, büyük bir adım demektir. Disiplin, sabır ve çalışma olmadan hiçbir şey olmuyor. Eğer bir hedefin varsa, o hedefin peşinden tutkuyla gitmelisin.