Sayfa Yükleniyor...
Bugüne kadar Türkiyenin deniz tarihini aydınlatmaya yönelik birçok projeye imza atan 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Türk deniz tarihinin uluslararası alanda tanınmasını sağlıyor
NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER
Arkeologlar, tarihçiler, denizciler, mühendisler, tekne ustaları ve deniz gönüllülerinden oluşan 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, 2004 yılında İzmir-Urlada kurulamasının ardından Türkiyenin zengin tarihini dünyaya tanıtmak amacıyla deniz tarihi ve deniz arkeolojisiyle ilgili araştırmalar yapmaya başladı. Bu araştırmalarda ortaya çıkan sonuçları, yeniden canlandırma projeleri, belgesel, film, sergi, yayın, panel ve konferans gibi etkinliklerle sunan dernek aynı zamanda yaptığı canlandırma çalışmaları ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Projelerini ulusal ve uluslararası boyutta gerçekleştirdiklerini belirten 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erkut, 2005 yılında yapılan Uluburun II Reanimasyon Projesiyle ilk Deneysel Arkeoloji projesini gerçekleştirdiklerini açıkladı. 3 bin deniz mili yol yaparak Girneye ve iki defa İstanbula gittiklerini söyleyen Erkurt, Almanya Bochum Bergbau Museumda yapılan Üç Bin Yıllık Deniz Ticareti ve Uluburun Gemisi adlı sergiye partner olarak katıldık. Dokuz ay süren ve 500 bin kişinin ziyaret ettiği serginin Almanca-Türkçe yayınlan kitabında yer alarak çalışmalarımıza dikkat çekmiş olduk dedi.
İZMİR KAYIKLARI
2005 yılında İzmir Kayıkları projesi ile tamamen kaybolmuş olan İzmirin en önemli deniz bağı kayıkları yeniden körfeze kazandırdıklarını ifade eden Erkurt, şunları söyledi: 2009 yılında Foça-Marsilya Tarihe Yolculuk projesiyle Fransız Kültür Bakanlığıyla ortaklık yaptık. Urladan başlayarak 64 gün süren yolculukta Yunanistan, İtalya ve Fransa da 28 limana uğranarak hem ülkemizin hem de projenin tanıtımı yapıldı. Konferans, panel, canlı televizyon yayını ve gazete haberleriyle bu tanıtım desteklenmiş olması bize yaptığımız çalışmalara devam etmemiz konusunda güç verdi. 2011 yılında başlayan Oxford Üniversitesiyle ortak yapılan Dünya Çıpalarını Yeniden Oluşturma ve Deneyimleme projesini tamamladık. Projenin kitabı 2019 yılında Oxford Üniversitesi yayını olarak basılacak.
SUALTI ARKEOPARKLARI
Erkurt, Mordoğan ve Kaşta Sualtı Arkeoparkları yaparak deneysel arkeoloji için çalışma sahaları oluşturduklarını ifade ederek, bu çalışmaların deniz ve dalış turizmine büyük katkıları olduğunu belirtti. Tecrübe ve deneyimlerden faydalanmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığının Müze projelerinde danışmanlık yaptıklarını açıklayan Erkurt, Alanya Tersaneleri ve Demre Andriake Limanı çalışmalarına katılarak Almanya, Fransa, Danimarka ve Slovenyada konferans ve sunumlar yaptık. Bugün Amerika Main Maritime Universty de projelerimiz ders olarak okutuluyor. Kaş ilçesinin Uluburun mevkiinde 1982 yılında bir süngerci tarafından bulunan Uluburun Batığı, bilinen en eski deniz batığıdır. Batığın bulunması yirminci yüzyılın en önemli bilimsel keşifleri arasında gösterilmektedir açıklamasını yaptı.
22 BİN 400 DALIŞ
1984 yılında, Bodrum Sualtı Müzesi, INA (Institute of Nautical Archaeology) ve National Geographic Societynin katılımıyla 1984 yılında Uluburun batığına sualtı kazısı başlatıldığı bilgisini veren Erkurt, Kazı başkanlığını Prof.Dr. Cemal Pulakın yaptığı bu mükemmel kazıda, 22 bin 400den fazla dalış gerçekleştirildi. MÖ. 14 YYa ait bu batıktan çıkan malzemeler, 10 ayrı medeniyet ve geminin rotası hakkında bilgiler vermektedir. En önemli yükü 10 ton bakır ve 1 ton kalaydır. Ayrıca yük buluntularının kehribardan altına, Miken kaplarından fildişine, Nefertitinin mühründen, Kıbrıs çömleklerine kadar çeşitlilik göstermesi nedeniyle bir ilktir ifadelerini kullandı.
ULUBURUN BATIĞI
360 Derece Tarih Araştırmaları Derneğinin dünyanın bilinen en eski teknesi olan Uluburun Batığından yola çıkarak bu deneysel arkeoloji projesini oluşturduğunu ifade eden Erkurt, Uluburun II, sualtı kazısından elde edilen bilgilerden ve ikonografilerden faydalanılarak, kavela-zıvana yöntemiyle 8 ayda İzmir-Urlada inşa edildiğini açıkladı. 2005 yılında denize inen Uluburun IInin Türkiye kıyıları, Akdeniz ve Kıbrıs olmak üzere 3 bin deniz mili yol yaptığını açıklayan Erkurt, Bu yolculuklar sırasında, antik dönem rotaları, navigasyon teknikleri, antik yelken kullanımı konularında araştırmalar yapılarak, bu araştırmalar ulusal ve uluslar arası sempozyumlarda sunulmuştur. 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, Ekim 2005-15 Temmuz 2006 tarihleri arasında, Almanya Bochum Bergbau Müzesinde yapılan, 9 ay süren, 500 bin kişinin gezdiği, Uluburun Gemisi ve Üç Bin Yıllık Dünya Ticareti adlı sergiye partner olarak katılmıştır şeklinde konuştu.
ARKEOPARK PROJESİ
360 Derece Tarih Araştırmaları Derneğinin batıklar konusunda dünyada çok önemli bir yeri olan Türkiyenin bu zenginliğini anlatmak ve sualtı kazılarında deneyim kazanmak için gerekli olan bir çalışma ve eğitim sahası yaratmak amacı ile 2006 Kaş, Sualtı Arkeopark Projesini oluşturduklarını açıklayarak, Ülkemizdeki sualtı kazılarının önemli bir bölümü yabancılar tarafından yapılmaktadır. Sualtı kazısının nasıl yapılacağını gerçek batıklar üzerinde öğrenmenin çok büyük zararları olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bu proje ile hem yetişmiş insan gücüne katkıda bulunmak, hem sualtı kazı yöntemlerini öğrenmek, hem de bir batığın süre içinde nasıl bir değişime uğradığını gözlemlemek hedeflenmiştir. Ayrıca, dünyada sualtı sporlarında çok önemli yere sahip olan Kaşa yeni bir sualtı merkezi kazandırarak bölgeye ekonomik fayda sağlamak amaçlanmıştır diye konuştu.
SUALTI KÜLTÜR MİRASI
Sualtı arkeoparklarının en önemli özelliğinin tarih, arkeoloji, çevre ve kültürel değerlere sahip bir deniz ortamı oluşturması olduğunu açıklayan Erkurt, şunları söyledi: 2006 yılında, Sualtı Araştırma Derneği işbirliğiyle başlayan proje, Türkiye Sualtı Kültür Mirası Sanal Müzesi olarak devam etmektedir. 2010 yılında, German Society for the Promotion of Underwater Archaeology (DEGUWA) ile sualtı eğitimleri, kara eğitimleri, seminerler ve saha çalışmalarını içeren bir proje yapılmıştır. 2014 yılında Nautical Archaeology Society (NAS ) ile tüm Avrupaya duyurulan dalış programları uygulanmıştır. Projede işbirliği yapılan kişi ve kurumlar; TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kaş Kaymakamlığı, Kaş Belediyesi, Sualtı Araştırma Derneği, TÜBİTAK ve Başkent Üniversitesi oldu.
İZMİR KAYIKLARI
Erkurt, teknolojinin ve sanayinin hızlı gelişiminin karada ve denizde yüzyıllar içinde var olmuş geleneksel bilgileri ve alışkanlıkları yok ettiğini ifade ederek, 1900lü yılların başlarına kadar var olan İzmir kayıkları da bu rüzgardan ciddi bir şekilde etkilenmiş, hızla azalmış ve sonunda yok olmuştur. İnce uzun narin yapıları ile bir dönem İzmir Körfezinin tüm kıyılarını dolduran bu kayıkların yok oluşu, çağlar boyu Akdenizin en önemli limanlarından biri olan İzmirin kent kimliğinde önemli boşluk oluşturmuştur. 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, bu proje ile bir dönemin tüm fotoğraflarında yer alan kayıkları, Körfezde yeniden yüzdürmeyi amaçlamıştır. Bu projede işbirliği yapan kurumlar ise İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ahmet Priştina Kent Arşivi Müzesi, Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Deniz Müzesi oldu dedi.
DENEYSEL ARKEOLOJİ
Yapılan araştırmalarda en önemli kaynak olarak, İstanbul Deniz Müzesi kitaplığında bulunan Amiral François Edmond Parisin,1880 yılında oluşturduğu, Souvenirs De Marine kitabındaki çizimin kabul edildiğini açıklayan Erkurt, Deneysel Arkeoloji disiplininin gereği, önce 1880 çiziminin aynısı yapılmış, bazı hatalar ve eksikler yapılan bu prototip üzerinde görülmüştür. Bu aşamada Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi devreye girmiş, çağdaş yöntemler ile gerekli müdahaleler yapılmış, 1880 çizimi bilgisayar ortamında modellendikten sonra gereken hidrostatik stabilite hesapları yapılmıştır. Eskinin tüm özelliklerini taşıyan bir prototip üzerinden mükemmelleştirilen İzmir Kayığı elde edilmiştir. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent kimliği duyarlılığı içinde bu noktada devreye girip, projeyi sahiplenmiştir. 14 adet kayık üretilmiştir. Bu kayıklarda ücretsiz yelken ve kürek çalışmaları yapılmaktadır ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi