- Yaşam
- 05.10.2025 15:23
Bursa’da yaşayan 80 yaşındaki Hilmi Demirtaş, Kore Savaşı’nda asker olan babasının öğrendiği ayakkabıcılık mesleğini 68 yıldır sürdürüyor. El emeğiyle ürettiği çarık, yemeni, çizme ve diğer geleneksel ayakkabılar hem halk oyunları topluluklarında hem de tarihi dizi ve filmlerde kullanılıyor.
Aslen levazım subayı olan Muzaffer Demirtaş, Kore Savaşı’nda görev yaparken askerlerin ayakkabılarını onaran ustalardan ayakkabıcılık mesleğini öğrenmişti. Savaş sonrası Türkiye’ye dönen baba Demirtaş, kamyon lastiklerini işleyerek ayakkabı üretmeye başladı. Bu zanaat zamanla oğlu Hilmi Demirtaş’a da geçti.
Henüz çocuk yaşta babasının yanında ayakkabıcılığa başlayan Hilmi Demirtaş, mesleğe 1958 yılında çekiç ve kerpetenle adım attığını belirtiyor. O günden bu yana ayakkabıcılığı hiç bırakmadığını söyleyen Demirtaş, günde ortalama 10 çift deri ayakkabı üretiyor.
Geleneksel Türk ayakkabıları ve halk oyunları için özel üretimler yaptığını anlatan Demirtaş, “Tarihi 3 bin yıl öncesine dayanan çarıkların benzerlerini el emeğiyle yapıyoruz. Ayrıca tarihi dizilerde kullanılan ayakkabıları da biz üretiyoruz” dedi.
Demirtaş, halk oyunları için uygun ayakkabı üretimini Türkiye’de ilk kez başlatan kişi olduğunu belirterek, “Her yörenin kendine özgü bir ayakkabısı var. Eskiden oyunlar lastik veya basit ayakkabılarla oynanıyordu. Biz, hem döneme hem de kıyafetlere uygun modeller tasarlayarak bu alanda öncü olduk” ifadelerini kullandı.
Babasından kendisine miras kalan ilk kerpeteni hâlâ kullandığını belirten Hilmi Demirtaş, mesleğin geçmişte ne kadar zorlu olduğunu da şu sözlerle anlattı: “Eskiden ayakkabılar tamamen el işçiliğiyle yapılırdı. Köse ıslatılır, malzeme işlenirdi. En büyük makinamız çengelli tığ, en özel iğnemiz ise domuz kılıydı. Her şey el emeğiyle yapılırdı. Biz de bu zanaati babamızdan devralıp bugüne taşıdık.”
68 yıldır aynı tutkuyla ayakkabıcılığa devam eden Hilmi Demirtaş, el yapımı ayakkabılarla hem kültürel mirası yaşatıyor hem de geçmişin izlerini geleceğe taşıyor.
Kaynak : DHA