Çalma deliliği!

“Çalma hastalığı” olarak bilinen kleptomani hakkında bilgilendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Merve Ulcay, kleptomani hastalığının belirtilerini, tedavisini ve daha birçok noktasını okurlarımız için anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 30.12.2017 07:32
  • Güncelleme Tarihi : 30.12.2017 07:32
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çalma deliliği!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL RÖPORTAJ

“Markete gittiğimde oradaki çikolataları çalmak için inanılmaz arzu duyuyorum. Bunun yanlış olduğunu biliyorum. Direniyorum, geriliyorum. Sonra çalıyorum ve müthiş rahatlıyorum. Ardından ise pişman oluyorum.”, “Çaldıklarımın hiçbir maddi değeri yok. Ivır zıvır, abur cubur vb.”, “Ben hırsız değilim.”, “Çalmak için plan yapmadım. Düşünmedim. Sadece çaldım.” Evet, çalmadan duramayan kişiler genellikle yazdığımız söylemler ya da düşünceler içine girerler. Bu sorun, kişinin ihtiyaç duymadığı halde, parasal değeri ile ilişkisiz olarak nesneleri çalma dürtüsünü engelleyememe halidir. “Ben ya da eşim ve yahut çocuğum, akrabam kleptoman olabilir” diyorsanız bu haberimiz tam sizlere göre. Çünkü gazetemize özel konuşan Uzman Psikolog Merve Ulcay, kleptomaniye dair birçok konuyu bizlerle paylaştı. İşte keyifli röportajımızdan kesitler...

YOĞUN BİR SUÇLULUK VE PİŞMANLIK

Kleptomanin nedir? Tanımını yapar mısınız?

Kleptomani, kişisel kullanım ya da parasal değeri için gereksinme duyulmayan nesneleri çalmaya yönelik dürtülere karşı koyamama olarak tanımlanır. Kleptomani, kişisel ve ekonomik değeri ile ilişkisiz biçimde nesneleri çalma dürtüsünün engellenememesidir. Kleptomani, Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nda (DSM-IV TR), dürtü kontrol bozuklukları başlığında bulunan, DSM-5’de uyumu bozan dürtü kontrol problemleri başlığı altına alınmış bir bozukluktur.Çoğunlukla gözden kaçan bir tanı olan kleptomani, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları ve duygu durum bozuklukları ile birlikte görülebilir. Kleptonili birey, çoğunlukla çalınan eşyaları alacak maddi güce sahiptir ya da anlamsız eşyaları gereksiz miktarda çalar. Sonucunda da yoğun bir suçluluk ve pişmanlık duyguları görülmektedir.

Toplumdaki yaygınlığı tam olarak biliniyor mu?

Sosyal damgalamaya yol açtığı için genelde bu konuda tedavi arayışında bulunan birey sayısı sınırlı. Daha çok eşlik eden başka bir rahatsızlık üzerinden bir uzmandan yardım almaya gidilmektedir. Suçluluk duygusu yüzünden bazen uzman kişiden de saklanmaktadır. Bu yüzden etiyolojisi ve yaygınlığı bakımından tam net verilere ulaşılamamakla birlikte genel nüfus içinde bin kişiden 6’sının kleptomani rahatsızlığı olduğu düşünülmektedir. Bir araştırmaya göre farklı psikiyatrik bozuklukları olan hastalarda kleptomani ek tanısı yaygınlığının yüzde 7,8 olduğu bildirilmiştir.

Kleptomaniye neden olan etkenler?

Kleptomaniye neden olan etkenler üzerine günümüze kadar birçok araştırma yapılmıştır. Bir takım araştırmalar nörolojik nedenleri üzerine açıklamalar yapmakla birlikte psikolojik nedenleri üzerine de bir takım araştırmalar mevcuttur. Kleptomaniye neden olan çocukluk dönemindeki travmatik yaşantılara vurgu yapılmaktadır. İhmal edilmiş, sevgi açısından zedelenmiş çocukluk yaşantıları kleptomanili bireylerde sık görülen bir durumdur. Psikodinamik kuramlar kleptomaninin bilinçdışı dürtü ve isteklere karşı bir savunmayı ya da simgesel bir hazzı temsil ettiğini vurgulamaktadırlar.

TEDAVİSİ MÜMKÜN

Tedavisi mümkün mü, çözümü için neler yapılmalıdır?

Mutlaka ki bir uzmana gidilmesi ve tespiti sağlanmalıdır. Daha önce bahsettiğim gibi kleptomanili bireyler bu konuda yardım alma konusunda çekingen davranmaktadır. Fakat bir tedavi arayışına girilmediği takdirde çok daha büyük sorunlarla karşılaşılmaktadır. Kleptomani tespiti sağlandıktan sonra farmakolojik yani ilaçla tedaviyle birlikte psikoterapilerin etkili olduğuna dair kanıtlanmış birçok araştırma vardır. Yani kleptomani tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır.

Bunun yanı sıra öncelikle kişinin kendisi sonrasında toplumun, ailesinin, çevresinin, kleptomani hakkında bilgilendirilmesi gereklidir. Maddi değeri olmayan hırsızlık olgularında kleptomani akla gelmesi bozukluğun saptanması ve sosyal işlevsellik açısından önem arz etmektedir. Böylelikle tekrarlanmasının önüne geçilmiş olacaktır.

Kadınlarda daha sık görüldüğü belirtiliyor. Bu ayrım doğru mu? Doğruysa eğer neden kadınlarda daha fazla?

Evet, kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülmektedir. Ancak bu durum, kleptomaninin kadınlarda daha yaygın olmasından çok kadın hastaların psikiyatrik yardım arayışlarının erkeklerden fazla olmasıyla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Halen psikiyatrik veya psikolojik yardım almanın zayıflık veya acizlik olarak görülmesi erkeklerin daha az psikiyatriye veya psikolojik yardıma kapalılığına neden olmaktadır. Hâlbuki kadın veya erkek olsun fark etmez, bir kişinin sorunu olduğunu farkına varması ve bunu düzeltme ve yardım arayışına girmesi psikolojik olgunluğu ve insanın güçlü olduğunun bir göstergesidir. Umut ediyorum ki zaman içinde bu farkındalığa ulaşılacaktır.

Kleptomanin rahatsızlığı olan kişiler ileriki yaşamlarında ne gibi sıkıntılarla karşılaşırlar?

Kleptomani davranışı sebebiyle yaşam kalitesi kötüleşmekte ve baş etmekte zorluk yaşanmaktadır. Kendisi ve aile bireyleri yoğun utanç duygusu yaşamaktadırlar. Sosyal çevrelerine karşı mahcubiyet hissederler ve hatta yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan aileler bilinmektedir. Tedavi edilmediği sürece bütün bir hayatı kötü etkilediğinin başlı başına kanıtıdır. Sosyal yaptırımlarla karşı karşıya kalmamak amacıyla izole olmayı tercih etmektedirler. Toplum açısından düşündüğümüzde de ortaya çıkan çalma davranışı önemli bir halk sağlığı sorunu olabilmektedir.

“ADİ HIRSIZLIKTAN FARKLIDIR”

Günümüzde çok fazla mağaza var. Kleptomanikler mağazalar için bir tehdit diyebilir miyiz?

Evet, diyebiliriz. Araştırmalara göre kleptomaninin mağaza hırsızları arasındaki olası oranı yüzde 3,8 ile yüzde 24 arasındadır. Bu da ciddi bir oranı bize ifade etmektedir. Biraz önce söylediğim gibi sadece mağazalar için değil, kişinin kendisi, ailesi ve toplum için baş edilmesi gereken önemli problemdir.

Kleptomani yüz kızartıcı bir hırsızlık mı yoksa psikiyatrik bir bozukluk mu?

Kleptomanide bireyler davranışın duygusal sonuçlarına ek olarak yasal güçlükleriyle de karşılaşmaktadırlar. Fakat kleptomani adi hırsızlıktan farklıdır.  Adi hırsızlar maddi değer veya bir çıkar için çalarlarken bu davranışı bilinçli ve istekli bir şekilde yaparlar. Fakat kleptomanide de hırsızlıkta da eşyaların izinsiz alınması söz konusudur. Kleptomani olup olmadığı tespiti psikiyatrik değerlendirme, yakınlarından alınan bilgiler sonucunda kişinin yaptığı çalma davranışının sonuçlarını algılayabildiklerini ancak bu davranışın istemsizce yapıldığı sonucunda utanç hissedildiği kanaatine varılır. Bazı kişiler adi hırsızlık yapıp da bu suçun hafifletilmesi için kleptomani taklidi yapmaya çalışabiliyor. Ancak bu rahatsızlığın taklit edilmesi güçtür ve uzmanlar tarafından hemen fark edilir.

Ürünü alırken haz mı alıyorlar yoksa bir alışkanlık mı?

Kaleptomanik kişi kısa bir an içerisinde duyulacak haz için çalma girişiminde bulunur. Fakat çalma davranışını gerçekleştirdikten hemen sonra ciddi bir rahatsızlık ve suçluluk hissi duymaktadır. Çalma davranışı dürtüsellikle ilişkiliyken, sonrasında hissedilen rahatsızlık duygusu zorlantısallık ile ilişkilidir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde kleptomaniklerin her yıl 40 milyar dolar zarara yol açtığı düşünülmektedir. Türkiye’de de ekonomik açıdan oluşan bir zarara yönelik veri var mı? Ya da böyle ciddi bir zarardan söz açabilir miyiz?

Türkiye’de ortaya çıkan zarara yönelik herhangi bir veri ile karşılaşmadım. Ancak yapılan araştırmalar hırsızların yüzde 3.8-10’unun kleptoman olduğunu açıklamaktadır.

‘Değersiz eşyaları çalma hastalığı’ olarak biliniyor ve yakalanan kleptomanlar genellikle şiddetli bir duygusal travma da geçiriyor. Bu iki yargının doğruluk derecesini düşünürsek kleptomanlar bilinçli bir şekilde hırsızlığı yapmıyor diyebilir miyiz? Çünkü hem işlerine yaramayan değersiz eşyalar söz konusu hem de duygusal bir travma var.

Kleptomanili bireyler yaptıkları çalma davranışının sonucunun bilincindelerdir. Engel olamadıkları bilinçdışı dürtü ve isteklere davranışın sonucunu bilseler de engel olamamaktadırlar.

“AİLEYE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”

Kleptomaninin biyolojik yaklaşımları var mı?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Kleptomanisi olan kişilerin aile öykülerinde yüksek oranlarda obsesif kompulsif bozukluk ve duygu durum bozukluklarına rastlanmaktadır. Yine yapılan araştırmalarda beyinde yapısal hasarlar sonucu ortaya çıkan kleptomani vakalarıyla karşılaşılması hastalığın biyolojik nedenleri olduğunu düşündürmektedir. Başta da bahsettiğimiz kleptomanili bireylerin damgalanma korkusundan yardım arama davranışının az olması nedeniyle kapsamlı araştırmalar çok sınırlı kalmaktadır.

Aile ve çevre kleptomaninin ortaya çıkmasında ne derece etkili?

Kelptomanili bireylerin çocukluk dönemlerinde,  duygusal istismar, sevgi eksikliği ve travmaların varlığı söz konusu. Bu yüzden aile ve çevre etkisinden elbette söz edebiliriz. İhtiyacı olan sevgi ve şefkati, bilinçdışı savunmalarla çalma davranışıyla sağlamaya çalıştığını düşünebiliriz. O yüzden ailelerin bilinçlendirilmesi ve sağlıklı çocuk yetiştirmek için nelere dikkat edilmesi konusunda eğitilmesi gelecek nesiller için önem arz etmektedir ve daha çok üstünde durulması gerekmektedir.

Geçmiş yıllara oranla kleptomanin günümüzde ne kadar arttı? Ciddi bir oran söz konusu mu?

Kleptomaninin arttığını tespit eden bir araştırmayla karşılaşmadım. Her ne kadar kleptomani için tedaviye başvuranların sayısı az desek de geçmiş yıllara kıyasla biraz daha fazla başvuru gelebilmektedir. Bu nedenle tespit edebilmek geçmiş yıllara kıyasla kısmen daha mümkün diyebiliriz. Bu nedenle arttı veya azaldı demek ne kadar gerçeği yansıtır bilemiyorum.

Haber Merkezi