Ekran başındaki çocuk dünyadan uzaklaşıyor

Çocukların uzun süreli sosyal medya kullanımı sonucunda gelişimlerinin olumsuz etkilenebileceğini belirten Can Derdiyok, bu konuda sadece ebeveynlerin değil kamunun da büyük sorumluluğu olduğunu dile getirdi.


  • Oluşturulma Tarihi : 31.01.2025 09:16
  • Güncelleme Tarihi : 31.01.2025 06:25
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
Ekran başındaki çocuk dünyadan uzaklaşıyor

Günümüzde bireylerin sıkça kullandığı sosyal medya platformları iletişim ve sosyalleşme gibi ihtiyaçları karşılamanın kolay bir yolu olmanın yanı sıra bazı olumsuz ögelere de ulaşımı kolaylaştırmış durumda. Yetişkinler özelinde bile sosyal medya kullanımında bilinçli olmanın önemli olduğu uzmanlar tarafından sıklıkla dile getirilirken, söz konusu çocuklar olduğunda bu konunun önemi daha da artıyor. Çocukların sosyal medyada fazla zaman geçirmesinin onların gelişimine olumsuz etki gösterdiğini söyleyen Psikolojik Danışman Y. Can Derdiyok, hızlı akan kent yaşamının çocuklara olan ilgiyi azalttığını dile getirdi. Çocukların sosyal medya kullanımı konusunda sadece ebeveynlerin sorumlu tutulamayacağını da belirten Derdiyok, görece sağlıklı toplumda kamu tarafından yapılan çalışmaların Türkiye’de yapılmadığını kaydetti. Çocuklara karar alabileceği alanlar açılması gerektiğini savunan Derdiyok, yerel yönetimlerde çocukların fikirlerini dile getirebileceği meclislerin önemine dikkat çekti.

can derdiyok

EKONOMİK KRİZİN ETKİSİ

İnsanların tarih boyunca yüz yüze iletişim kurarak ilişkilerini ve kendilerini geliştirdiklerini aktaran Derdiyok, yüz yüze kurulan ilişkinin günümüzde de önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Günümüzde kentlerde yaşamanın ve ekonomik krizin etkisiyle insanların sosyal medyada daha fazla vakit geçirdiğini dile getiren Derdiyok, “Ülkemizde toplumun büyük çoğunluğu, birkaç yıl öncesinin aksine, büyük kent merkezlerinde yaşıyor. Dolayısıyla hızlı akan kent yaşamının etkisi altında olan insanlar belki de son zamanlarda yaşanan ekonomik kriz ortamının da etkisiyle sosyal medyaya daha fazla yönelmeye, etkileşimlerini sosyal medyadan oluşturmaya başladılar. Yüz yüze kurulan toplumsal ilişkilerin önemli ve elzem olduğunu özümsememiz gerekiyor. Ancak, içinde bulunduğumuz dönemde sosyal medya mefhumunu da toplumsal yaşantımızdan tamamen dışlayabilmek mümkün görünmüyor. Bu noktada sosyal medyanın işlevi, etkileri ve kullanım oranları üzerine düşünmek ve kullanımımızı buna göre şekillendirmek önem kazanıyor” dedi.

çocuk

KENT YAŞAMI ÇOCUKLARA İLGİYİ AZALTTI

Ebeveynlerin hızlı kent yaşımı ve çalışma koşulları nedeniyle çocuklarıyla yeterince ilgilenemediğini söyleyen Derdiyok, çocuk ve ebeveyn arasında kurulan ilişkinin çocuğun gelişimini etkilendiğini dile getirerek “Söz konusu çocuklar olduğunda sosyal medyanın çocuk üzerindeki etkilerinin bir yetişkine oranla daha yüksek düzeyde olduğunu gözlemliyoruz. Çünkü çocuklar, dış uyaranlara oldukça açıktır. Henüz fiziksel, bilişsel, sosyal ve benzeri farklı gelişim alanlarında ilerleme kaydetmekte ve dış uyaranlar bu gelişim alanlarını oldukça etkilemektedir. Hızlı akan kent yaşamında çalışma sürelerinin de uzamasıyla ebeveynlerin çocuklarla ilgilerinin niteliğinde ve niceliğinde bir azalma olduğunu gözlemliyoruz. Çocuk okul yaşantısına gelene kadar dünyayı genellikle ebeveyninin filtresiyle tanımaya, anlamaya ve algılamaya başlıyor. Dolayısıyla çocuk ile kurulan ilişkinin çocuğun gelişimini etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu belirtmek gerekiyor” açıklamalarında bulundu.

çocuk

EKRAN SÜRESİ ARTIŞI ÇOCUĞU OLUMSUZ ETKİLİYOR

Sosyal medya kullanım süresi konusunda Türkiye’deki insanların dünya sıralamasında üst sıralarda yer aldığını söyleyen Derdiyok, çocukların da sosyal medya kullanımı yüzünden nesnel dünyadan uzaklaştığını söyledi. Çocukların uzun süreli sosyal medya kullanımının onların gelişim süreçlerini de etkilediğine değinen Derdiyok, “Ekran başında geçirilen sürenin artışı çocuğun somut, nesnel dünyadan ayrılışı ve ucu açık bilinmeyen bir alana geçişi anlamına geliyor. Sosyal medya kullanımında ekran kullanım süresi olarak genellikle dünyada en üst sıralarda yer alıyoruz.  Burası tehlikelerle dolu bir alan. Çünkü çocuk eline telefonu, tableti veya benzer herhangi bir elektronik cihazı aldığı andan itibaren kullanımını kolaylıkla öğrenebiliyor ve orada zaman geçirmeye devam ediyor. Araştırmaların da gösterdiği üzere geçirilen bu zamanın aşırı artışı çocuğun farklı gelişim alanlarında çeşitli sorunlara, gerilemelere ve olumsuzluklara yol açıyor. Basına yansıyan muhtelif olumsuz haberler de bu durumu kanıtlar nitelikte” ifadelerini kullandı. 

çocuk

TEK SORUMLU EBEVEYN DEĞİL

Çocukların sosyal medya kullanımı konusunda bütün sorumluluğun ebeveynlere yüklenmemesi gerektiğini belirten Derdiyok, kamusal otoritenin de önemli sorumlukları olduğunu söyledi. Görece sağlıklı toplumlarda yapılan uygulamaların Türkiye’de kamu tarafından uygulanmadığına dikkat çeken Derdiyok, “Öncelikle burada sorumluluğu doğrudan ebeveyne yüklemek gibi bir yanılgının içine düşebiliyoruz. Oysaki kamusal otoritenin de bu bağlamda önemli sorumlulukları var. Okul dönemindeki çocuklar için psikoeğitim programlarının düzenlenmesi ve psikososyal destek çalışmalarının yaygınlaştırılması oldukça önemli. Bu çalışmalar yalnızca sosyal medya düzeyinde sınırlı kalmamalı. Bağımlılık, toplumsal cinsiyet, birlikte yaşam ve daha pek çok alanda çocuklarla bilimsel çerçevede bahsi geçen programların yürütülmesi gerekiyor. Görece sağlıklı toplumlarda psiko-eğitim programlara ve önleyici çalışmalara oldukça önem verildiğini görüyoruz.  Ancak bizde ne yazık ki kamusal otoritenin bunu başaramadığını gözlemliyoruz. Yalnızca yapılan yasal düzenlemelerle sorun hâline gelmiş bu alanın çözüme kavuşabileceğini düşünmüyorum. Çocukların bilimsel, sanatsal, sportif etkinlikler içerisinde yer alması ve oralarda akranlarıyla anlamlı ilişkiler kurabilmesi oldukça kritik. Bu çocuğu belirli saatlerde okula gönderip sonra eve geri getirmek gibi değil; çocuğun hayatının bütününe yayılan bir eğitim şeklinde yapılmalı. Bu konuda daha iyi yol alabilmiş ülkeler de bunun yapıldığını gözlemliyoruz. Çok daha kapsamlı bir program gerekiyor” diye konuştu.

ÇOCUĞA ÖZNE OLARAK YAKLAŞILMALI

Çocuğun karar alma süreçlerine dahil edilmesinin önemini vurgulayan Derdiyok, bu konuda yerel yönetimlerde meclisler kurulması gerektiğini söyledi. Derdiyok, açıklamalarını şu şekilde bitirdi: “Ebeveynin de elbette çeşitli sorumlulukları var. Çocuğa dair temel yanılgılardan birinin çocuğun yetiştirilmesi ve eğitilmesi gereken bir nesne olarak görülmesi olduğunu görüyoruz. Çocuğa yaklaşırken onun özne olma halini göz önünde bulundurmamız ve karar alabileceği alanlar açmamız gerekiyor. Bunu yaparken çeşitli bilimsel, sanatsal ve sportif alanlarda çocuğun ilgi, istek ve ihtiyacına göre akranlarıyla ilişki kurabileceği belirli etkileşim zeminleri oluşturmaya çabalamak en doğrusu. Çünkü tıpkı biz yetişkinler için olduğu gibi çocuklar için de sosyal ilişkiler oldukça önemli. Çocuğun gelişimi kurduğu anlamlı ve yapıcı sosyal ilişkilerden oldukça olumlu etkileniyor. Çocukların kendi yaşamlarına dair kendi kararlarını alabileceği yerel yönetimlerde meclisler oluşturulmalı. Ama bu meclisler belirli grupların çocukları üzerine değil, toplumun geneline yayılmış özellikle alt kesimin çocuklarını temsil edecek biçimde olmalı.”

BERKAY ERDEN

Yazarımız Kim ?

BERKAY ERDEN