Engel tanımayan melekler

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Bir ofis düşünün ki içerisinde sadece kadınlar var. Ve her kadın çalışanın elinde yardıma muhtaç bireylere umut olacak telefonlar yer alıyor. Telefonun bir ucunda kimi ‘Kızımın tekerlekli sandalyeye ihtiyacı var’ diyor kimi de oğlunun eğitim masraflarını ödeyemediğini söylüyor. Yardım çığlıklarına ses veren çalışanlar istedikleri sağlık raporu ya da değerlendirmeler sonucu hemen projeyi başlatıyor ve bağışçıları arama yoluna koyuluyor. Tamamen engelli oyuncular tarafından düzenlenen tiyatro oyununun biletleri ise bağışçılara satılıyor, bilet geliriyle ihtiyaçlar karşılanmaya çalışıyor. Proje sorumlularından Hülya Kavak çalışmalarını gazetemize anlattı.

SADECE ENGELLİLER DEĞİL

Öncelik sırasına göre projeyi başlattıklarını söyleyen ve sadece engelliler değil yardıma muhtaç herkese el uzattıklarını vurgulayan Hülya Kavak, “Başka bir işle ilgileniyordum. Bir anda dedim ki ‘Ben kendi işimi yapmak istiyorum.’ Daha kaç yaşına kadar başkalarının emri altında çalışacaktım ki. Bu işe girişmem çok ani oldu. Akşam eve gidince babamdan nakit para istedim. Oda parasının olmadığını ancak kredi çekebileceklerini söyledi. Babam krediyi çekti, elime parayı verdi. Dedi ki istediğin işi yapabilirsin, batırsan da çıksan da arkandayım. Bir hafta içerisinde ofis tuttum ancak yapacağım işin ne olacağını dahi bilmiyordum. Sonra duydum ki benim bir arkadaşım böyle bir işte çalışıyormuş. ‘Çok güzel bir proje var. Sen de başlar mısın’ dedi. İlk tereddüt ettim sonra tamam deyip işe koyuldum. Yaklaşık 5 seneden beri sosyal sorumluluk projesiyle ilgileniyorum. Daha önceden farklı bir tiyatro organizasyonuyla çalışıyorduk. Şu anda Dost Engelliler Tiyatrosu ile çalışıyoruz. Dost Engelliler Tiyatrosundaki amacımız bedensel engelli kardeşlerimize katkıda bulunmak. Aslında bakılırsa sadece engelliler değil. Yardıma muhtaç durumdaki herkese destek olmaya çalışıyoruz. Bizler İzmir’de beş bayiiz. Türkiye’de o kadar çok yardıma ihtiyaç duyan insanlar var ki. Hepsine yardımcı olabilmemiz zaten mümkün değil. Başvurular arasında öncelik sırasına göre bakıyoruz” dedi.

PAHA BİÇİLEMEZ BİR MUTLULUK

Yaptıkları diğer projelerden de bahseden Kavak, “Burs verdiğimiz çocuklarımız var. Sadece İzmir’le sınırlı değiliz. Muş’ta yer alan bir ilköğretim okuluna mont, kazak, ayakkabı tarzı ihtiyaçlar götürdük. Öğrencilerin o anki videoları çekilip bizlere atıldı. Onların bu mutluluğunu görmek zaten paha biçilemezdi. Aynı ilkokula tekrar yardım toplayacağız, kırtasiye malzemeleri için. Kendileri eksik kırtasiye malzemeleri için başvuruda bulundular. Ege Eren adında bir çocuğumuz var. Bu çocuğumuzun her ay eğitim alması gerekiyor. Eğitim için de yüksek bir meblağ lazım. Ailenin de bunu karşılayacak durumu yok. Bize başvurdular. Biz de her ay onun eğitim masrafını karşılıyoruz. Şu an Ege hafiften yürümeye başladı. İlk hali ve son halinin fotoğraflarına baktığımız zaman o tarifi olmayan mutluluğu yaşıyoruz. Kayseri’de bir kızımız vardı. Merve adında. Kendisinin göz protez ameliyatı olması gerekiyordu. Onun da sorumluluğunu alarak bir proje başlattık. Gerekli yardımları dört kolla topladık. Begüm adında da yardıma muhtaç bir kızımız var. İşitme cihazı takılması gerekiyor. Aynı şekilde bunu da üstlendik” diye konuştu.

“KOCAMAN BİR AİLE OLDUK”

Projeyi nasıl yürüttüklerine yer veren Kavak, “Edindiğimiz belli bir çevre var, onlar bizim müşterilerimiz oluyor. Her ay ya da iki ayda bir gerçekleştirdiğimiz projeler doğrultusunda kendilerini arayarak tiyatro bileti karşılığında bağışımızı elde ediyoruz. Biletimiz teşekkür belgesi ile birlikte kargo aracılığıyla yola koyuluyor. Bize yardım için başvuru yapan ailelerden hastalıklarına dair sağlık belgesi istiyoruz. Doğruluk payına göre yardım çağrımızı başlatıyoruz. Burası bir nevi çağrı merkezi. Yardıma ihtiyacı olanlar bizleri arıyor, çalışanlarımız iletişim bilgilerini alıyor, durumun aciliyetine göre duyarlı insanları arayarak yardım çağrısında bulunuyor. Tabi, bağış için aranan numaralarda rastgele numaralar değil. 5 yıldır bu işi yapıyoruz bizi bilen, tanıyan, güvenen ve daha önceden de bağış yapan müşteriler. Ve Dost Engelliler Tiyatrosuna daha önceden de gelen kişiler. Referans yoluyla iletişime geçtiğimiz insanlar da var. Mesela ‘Bu benim arkadaşım beni referans göstererek onu da arayabilirsiniz, şu arkadaşımı da arayın o da ilgilenecektir’ diyerek başka insanlara da ayriyeten yönlendirenler var. Aslında müşteri aşaması referans işiyle ilerliyor. Böyle referanslar sayesinde kocaman bir aile olduk” cümlelerine yer verdi.

“BU BİR ZİNCİR ASLINDA”

Kimi müşterinin yardımı doğrudan aileye ulaştırdığını da ekleyen Kavak, şöyle konuştu: “Müşteriyi bağış için arıyoruz. Bağış yapamayacağını ancak elinde bir tekerlekli sandalyesi olduğunu belirtiyor. O da çok güzel bir şey. Hemen notumuzu alıyoruz ve tekerlekli sandalye ihtiyacı olan bir başka kişiye ulaştırıyoruz. Hatta bağışı yapanla, bağışı isteyeni bir araya getiriyoruz, elden veriyorlar. Yani bizim amacımız sadece bilet alın, para verin değil. Her türlü yardım kabulümüzdür. Hatta bazen bağış için aradığımız kişinin ya da çevresinin de bağışa ihtiyacı oluyor. Ondan da gerekli raporları, bilgileri alarak bir yeni proje daha başlatıyoruz. Bu bir zincir aslında.” Kimi insanların ‘Bağış yapacağız’ diyerek yalan söylediklerini de aktaran Kavak, “Elemanlarıma da her zaman söylüyorum. Yardım isteyen insanlarla konuşurken onlara çok umut vermeyin. Çünkü beklerken hayal kuruyorlar. Yardımı karşılayamayınca da çok üzülüyorlar. ‘Projelerimize bakalım, ondan sonra geri dönüş yapacağız’ demeleri en doğrusu. Mesela beni etkileyen ve üzen çok ciddi bir olay yaşanmıştı. Mardin’deki bir müşteri tekerlekli sandalye yardımında bulunacağını söyledi. Bizde çok sevindiğimiz için aileye hemen bildirdik. Sonra da öğrendik ki adam yalancı. Meğer dalga geçmiş. Sonra Mardin’deki birçok kişiyi elemanlarımız aradı. Başka bir müşteri aramalar sonucu ihtiyacı karşıladı. İnsanlar gerçekten çok vicdansızlaşabiliyor” şeklinde konuştu.

“KARALAMADAN ÖNCE ARAŞTIRIN”

Gerekli izinlerin alındığını ancak kimi zaman dolandırıcılıkla suçlandıklarını kaydeden Kavak, bunun çok yıpratıcı olduğunu belirtti. Kavak, “Valilikten ve emniyetten yazılı izin belgelerimiz, bütün evraklarımız kaşeli, imzalı var. Gizli, saklı bir iş yapmıyoruz. Kimseyi de dolandırmıyoruz. Güvenmeyen gelip kapımızı çalsın, girip içeriye evraklarımıza baksın. Bizi tanımadan, araştırmadan kimsenin ön yargılı davranarak, bizlere dolandırıcı demesini, hakkımızda yorumlar yapılmasını istemiyoruz. Çünkü bu çok yıpratıcı oluyor. Biz hep şu yöndeyiz, bizi karalamadan önce araştırın. Evet, onlara da hak veriyorum. Bu devirde kime güveneceklerini bilmiyorlar. Ancak araştırmakta fayda var. Biz zaten dolandırıcı olmuş olsaydık, beş senedir aynı yerde, aynı isimle, aynı işi yapmazdık. Yapmış olduğumuz tiyatro oyunları ya Atatürk Kültür Merkezlerinde ya da Belediyelerin tiyatro salonları gibi resmi yerlerde düzenleniyor. Biz dolandırıcı olsaydık bu tarz yerlerde hiç yer edinemezdik. Bu kişiler gelip bizimle bir olmazdı herhalde” dedi. Yaptıkları işin sonucunu gördükçe, “Yılma, pes etme, her şeye değer” dediğini belirten Kavak, son olarak şunları ekledi: “Hepimiz birer engelli adayıyız. İnsanlar yardımda bulunmasa dahi en azından köstek olmasınlar. Yaptığımız projeye inansınlar. Umudumuzu kırmasınlar. Umut kırmaktansa umut olsunlar.” 

Haber Merkezi