Geleceğin halk sanatçısı

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Sılanur Gezgen, 12 yaşında görme engelli bir birey. Onu yaşıtlarından ve diğer insanlardan ayıran en büyük özelliği ise sahip olduğu muhteşem sesi ve bağlama çalma yeteneği. Tam bir Türk Halk Müziği aşığı olan Sılanur Gezgen’in eşsiz sesiyle okuduğu deyiş ve türküler deyim yerindeyse insanları kendine hayran bırakıyor. Türk Halk Müziği’ne ilgisi ve becerisi yüksek olan Sılanur’un hedefi ise ileride ünlü halk müziği sanatçılarımız, Kıvırcık Ali ve Aşık Veysel gibi büyük bir üstad olmak. İleride çok büyük bir halk ozanı olmak istediğini de söyleyen Sılanur, klip çekerek sesini milyonlara duyurmayı çok istediğini ifade ederek hayallerini anlattı. Müzik hayatında olduğu kadar eğitim hayatında da başarılı olan Sılanur, hemen her sene takdir belgesi alarak azmiyle herkesi kendisine hayran bırakıyor.

“HEDEFİ KONSERVATUVAR”

Görme engelli bir birey olarak türkülerin kendisini karanlıktan aydınlığa taşıdığını ifade eden Sılanur Gezgen, bu sebeple türküleri çok sevdiğini söyledi. Doğaya olan sevgisini müzikle birleştirdiğini de aktaran Sılanur, “Doğayı çok seviyorum. Doğayı da türkülerle anlamlandırıyorum. Ağaçların güzelliğini, doğanın renklerini müzik sevgimle birleştirip anlamlandırabiliyorum” diye konuştu. Müziğe olan ilgisi kadar kararlılığı ve eğitim aşkıyla da herkesin takdirini kazanan Sılanur, “Hedefim konservatuvara gitmek. Aslında 4. sınıftayken konservatuvara gitmiştim fakat kabartma nota bilmediğim için beni alamamışlardı. Ama artık kabartma notayı biliyorum ve konservatuvar hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Büyük bir sanatçı olmak istiyorum. En sevdiğim sanatçılar, Kıvırcık Ali, Aşık Veysel, Yıldırım Budak, Sebahat Akkiraz gibi sanatçıları çok seviyorum. Benim bu hedeflerimi edinmemi sağlayan öğretmenim de Mustafa Gençyılmaz’dır. Konservatuvara gitmemi istiyordu. İnşallah amacıma ulaşacağım” diye konuştu.

“SILANUR ÇOK AZİMLİ”

Sılanur’un henüz 2 yaşındayken müziğe ilgisinin başladığını söyleyen Sılanur’un annesi İlknur Bulut Gezgen ise, kızının daha bebekken kendi ninnilerini kendi söyleyerek, kızının müziğe ilgisini o yaşlarda anladığını dile getirdi. İlknur Bulut Gezgen, “Kendi ninnilerini kendi güzel sesiyle söylüyordu. O zaman sesinin ileride çok güzel olacağını anlamıştık. Özel ders alma gibi bir imkanımız olmadı ama sesine yönelik çeşitli kurumlardan, dernekler, kurslar vs. eğitim almasını sağladık. 4-5 yaşlarında dayılarıyla birlikte türkü ve deyişler dinlemeye başladı. Sılanur’un halk müziğine ilgisi ve yeteneği daha uygun” ifadelerini kullandı. Sılanur’un 6-7 yaşlarında da saz çalmaya merak saldığını da aktaran İlknur Bulut Gezgen, kızının görme engelli olduğu için ister istemez diğer öğrencilerden geri kaldığını fakat yine de yılmadığını ve bağlama çalmayı öğrendiğini iletti. İlknur Bulut Gezgen, “Bir müzik öğretmenimizin yardımcısı vardı, Sılanur’a gönüllü olarak ders vermek istedi. Bir yıl evimize gelerek Sılanur’a bağlama dersleri verdi. Onun yardımıyla bağlamayı öğrendi. Sılanur, çok azimli de bir insan. 4. sınıfı bitirdiğinde Narlıdere’de ortaokul konservatuvarına başvurmuştuk ama kabartma nota bilmediği için gidememişti. Daha sonra kabartma notaya 2 ay çalışıp kendi başına öğrendi” şeklinde konuştu.

“ELİNDEN TUTULURSA…”

Sılanur’a en büyük destek sağlayan kişilerden bir tanesi de okuduğu Buca Ötüken Ortaokulu’ndaki müzik öğretmeni Ebru Tuba Gökalp Macit. Sılanur’un çok karakterli ve güzel bir sese sahip olduğunu söyleyen Ebru Tuba Gökalp Macit, “Sılanur’u ileride çok büyük bir Türk Halk Müziği sanatçısı olarak görüyorum. Çok güzel deyiş söylüyor. Bağlamayı çok güzel çalıyor. Tek engelimiz, elinden birilerinin tutması gerekiyor. Birinin ön ayak olması gerekiyor. Ben elimden gelen yardımı yapmaya gayret gösteriyorum ama bir yerde tıkanıyoruz. Sılanur’un kalbi de çok güzel. Kendini sürekli geliştiriyor” değerlendirmelerinde bulundu.

Haber Merkezi