Sayfa Yükleniyor...
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, bağımlılığın tıpkı bir kronik rahatsızlık gibi bir hastalık olduğunu ifade ederek, kişilerin bağımlılıklarının ‘Grup Terapisi’ ile tedavi edilebileceğini söyledi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, bağımlılığın tıpkı bir kronik rahatsızlık gibi bir hastalık olduğunu ifade ederek, kişilerin bağımlılıklarının ‘Grup Terapisi’ ile tedavi edilebileceğini söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Eslek, “Grup Terapisi, 1930’lu yıllardan itibaren bağımlı kişiler üzerinde etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemi. ‘Benim yaşadığım süreci bir başkası da yaşıyor’ düşüncesi bu tedaviyi diğer tedavilerden ayıran en büyük üstünlük” dedi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, Yeşilay Haftası sebebiyle bağımlılık kavramını anlattı. Bağımlılığın kronik bir hastalık olduğundan bahseden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, “Bağımlılık kronik beyin hasarı yapan bir hastalık olarak tanımlanabilir. Aslında burada hasardan ziyade yapısal bir değişiklik söz konusu. Bağımlılık başladığında kişinin beyninde de farklı bir süreç başlıyor. Kısacası bağımlı olan bir kişinin beyni çok farklı çalışıyor. Bu yapısal değişim, olumsuz bir yapısal değişim. Bağımlı bir kişinin beyni, bağımlı olmayan kişinin beynine göre daha farklı çalışıyor. O kişinin damar yapısı daha farklı, pankreası daha farklı. Nasıl ki bir diyabet hastası ‘benim diyabetim var’ diyorsa bağımlı olan kişi de ‘benim bağımlılığım var’ diyebilmeli. Bağımlılık, bir kronik rahatsızlıktır. Bağımlılığı olan kişi ve ailesi, yakın çevresi bu kişinin hasta olduğunu çok iyi algılaması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
BİR BAŞKASI DA YAŞIYOR
İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde ekip arkadaşlarıyla bağımlı kişilerin tedavi olması için verdikleri ‘Psikodrama Grup Terapisi’nden de bahseden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, “Bağımlılık sürecinde, kişinin yoksunluk durumu olacağı için bunun kontrol edilmesi için farmakolojik süreç çok önemli. Elbette ilaç tedavisinin yanında psikoterapi de çok önemli. Grup Terapisi, 1930’lu yıllardan itibaren bağımlı kişiler üzerinde etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemi. Aynı veya benzer bağımlılığa sahip bir grup kişinin aslında tedavi edilmesi için bir araya geldiği bir yöntem diyebiliriz. Benim yaşadığım süreci bir başkası da yaşıyor veya ben de yalnız değilmişim düşüncesi bu tedaviyi diğer tedavilerden ayrılan en büyük üstünlük.” şeklinde konuştu.
YALNIZ OLMADIĞINI GÖSTERİYORUZ
Grup Terapisi’nin tedavi sürecindeki bağımlı kişilerin kendini daha iyi hissetmesini sağladığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, “Grup Terapisi bir ekip işi. Dolayısıyla ekip arkadaşlarım ve ben, bağımlı kişilerle kurduğumuz temaslar üzerinde aslında ona yalnız olmadığını gösteriyoruz. Bağımlı kişiye bu terapi esnasında kendiyle ilgili neyden bahsetmek istiyorsa ne kadar paylaşmak istiyorsa ona imkan veriyoruz. Bu bazen nesnelerle, bazen kağıt kalemle bazen de terapideki diğer arkadaşlarıyla oluyor.” şeklinde konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, hastaların bağımlılıkla ilgili grup terapisine online olarak katılabileceklerini belirtti.
HABER MERKEZİ