Hayallerine ‘yürüyor’

Doktorların yürüyemez dediği 26 yaşındaki spastik engelli Fatih Akkan, 9 yaşında ayağa kalkarak hayalleri için ilk adımı attı. İki üniversite bitirerek engellilerin neleri başarabileceğini kanıtlayan Fatih, engellilerin sesi olmak istiyor


  • Oluşturulma Tarihi : 02.12.2017 08:38
  • Güncelleme Tarihi : 02.12.2017 08:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hayallerine ‘yürüyor’

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

İzmir’in Gaziemir İlçesi’nde yaşayan Fatih Akkan, ev hanımı bir anne ve emekli bir babanın oğlu olarak 26 yıl önce dünyaya geldi. Doğum sırasında oksijensiz kalan Fatih’e, yüzde 86 spastik engelli teşhisi konulmasıyla Akkan ailesi, kendilerini zorlu bir mücadelenin içinde buldu. Anne Hatice Akkan, el ve ayaklarını kullanamayarak hayatını devam ettireceğini öğrendiği oğlunu ayağa kaldırabilmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. Oğlunun hayata tutunabilmesi için çabalayan fedakar anne, fizik tedavi ve özel eğitim ihtiyaçlarını aksatmadan devam ettirebilmek için yeri geldiğinde alyansını satarak ya da komşusundan borç alarak masrafları karşıladı. Yürümesine imkansız gözüyle bakılan Fatih, 10 yaşında ayağa kalkarak adım adım hayallerine yürümeye başladı.

HAYALLERİ İÇİN AYAĞA KALKTI

İlk zamanlar engeli nedeniyle, ‘Diğer çocuklara saldırır’ denilerek okula alınmak istenmeyen Fatih, yaşadığı olumsuzluklara rağmen hayata hiç küsmedi. Okuma azmi ile hayata tutunan ve ilköğretimde elde ettiği başarılarla takdir belgeleri alan Fatih, lise eğitimini tamamladıktan sonra kendi imkanlarıyla üniversite sınavına hazırlanmaya başladı. Birkaç üniversiteye puanı yetmesine rağmen İzmir dışına çıkması zor olan Fatih, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nden 2 yıllık Adalet ve 4 yıllık Uluslararası İlişkiler bölümlerini bitirdi. Üçüncü üniversiteye kaydını yaptırmaya hazırlanan Fatih, siyaset okuyup engellilerin sesi olabilmek istiyor.

ENGELLERİ BİRLİKTE AŞTILAR

47 yaşındaki anne Hatice Akkan, oğlunun yürüyemeyeceğini öğrendiğinde büyük üzüntü duysa da hemen kendini toparlayarak onu ayağa kaldırabilmek için mücadele vermeye başladı. Oğlu Fatih’i ‘hayallerin ötesinden gelen mucize’ olarak gördüğünü anlatan anne Akkan, “1 yaşındayken fizik tedavi almaya başladı. Masrafları sigorta karşılamıyordu ama haftanın 5 günü fizik tedaviye götürüyordum. Param olmadığında alyansımı sattım, komşudan borç aldım… Fizik tedavinin yanı sıra evde çeşitli egzersizler yaptırıyordum. Oğlumun yürüyebilmesi için çok mücadele verdim. Azimliyim, Fatih de bana çekmiş. Doktorlara ben oğlumu yürüteceğim dediğimde ‘imkansız’ demişlerdi ama 10 yaşında yürümeye başladı. Şimdi ayakta durabiliyor, yürüyebiliyor ama uzun mesafelerde tekerlekli sandalye kullanıyoruz” dedi.

OKULA ALMAK İSTEMEDİLER

Oğlunu hastalığı nedeniyle ilkokula almak istemediklerini fakat kendi çabalarıyla müdürleri ikna ettiğini anlatan anne Akkan, “Aldığı özel dersler sayesinde 8 yaşında okuma yazmayı öğrenmişti. 9 yaşında okula yazdırmaya karar verdik. İlk zamanlar önyargılar nedeniyle okula almak istemediler. Bazı veliler karşı çıktı. Zihinsel engelli sanıp diğer çocuklara zarar verir dediler. Fakat zamanla öyle olmadığını görüp kabullendiler. Öğretmenleri hep çok severdi Fatih’i, çok zeki olduğunu söylüyorlardı. Kendi kendine üniversite sınavlarına hazırlandı ve kazandı. İki yıllık Adalet, ardından Uluslararası İlişkiler bölümlerini bitirdi. Diplomaları görünce çok gurur duydum. Tekrar üniversiteye girip, siyaset ya da tarih okumak istiyor. 4-5 senedir Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) hazırlanıyor. 73-75 arası bir puan alıyor ama bir türlü atanamıyor. Onunla her yere gitmeye hazırım” ifadelerini kullandı.

TESADÜFEN BOCCİA İLE TANIŞTI

Boccia sporu ile tanışan oğlunun Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Boccia Milli Takımı’na kadar yükseldiğini dile getiren anne Akkan, şunları söyledi: “Bir gün durakta otobüs beklerken yanımıza biri geldi. Boccia hocasıymış. Fatih ile sohbet etmeye başladı ve ‘Top oynamak ister misin?’ diye sordu. O günden sonra Fatih’in spor macerası başladı. Şimdi bireysel ve takım yarışlarına katılıyor. Üst üste Türkiye birincisi oldu. Okumayı çok seviyor. Özellikle tarih ve siyaset kitaplarını… Seçimlerde hangi partinin kaç oy aldığını ezberden söyler. Fatih’in evdeki adı ‘Google’. Yarışma programlarını çok izler. Akşam eve geç de gitsek günde 20 dakika kitap okumadan uyumaz. Çok güzel kara kalem resim yapıyor. Fatih asla eve hapsolmadı. Şu an sadece bir iş bulup çalışmak istiyor. Evde oturunca bir işe yaramadığını hissedip psikolojisi bozuluyor. Her engelli bireyin kendi ilgi alanına göre yapabileceği bir şey mutlaka vardır. Asla eve hapsolmasınlar. Fatih’i hiç engelli gibi görmüyorum. Küçükken sadece yürüyebilmesini istiyordum ama şimdi bizden bağımsız olarak yaşayabilmesini ve iyi bir yerlere gelebilmesini istiyorum.”

“OKUMAYI ÇOK SEVİYORUM”

Konuşmakta güçlük çeken Fatih ise, tüm zorluklara rağmen okumaktan büyük zevk aldığını ve topluma yararlı olabilecek en iyi yerlerde görev yapmak istediğini ifade ederek, “Fizik tedaviden önce vücudumu hareket ettirmem neredeyse imkansızdı. Ben 1 yaşından beri fizik tedaviye devam ediyorum. Şimdi ayakta durabiliyorum, yürüyebiliyorum. Ama uzun mesafelerde tekerlekli sandalyemi kullanıyorum. Ben başardıysam herkes başarabilir. Benim en büyük destekçim ailem oldu. Onların desteği olmasa asla hayallerimi gerçeğe dönüştüremezdim. Okumayı çok seviyorum. Açık öğretim değil normal bir üniversiteye gidebilmek isterdim ama bu kadarını bile hayal edemezdim. Engellilerin hayata pozitif bakmaları lazım. Diğer engelli arkadaşlarımızın da kendilerine sosyal uğraşı alanları bulması, içlerine kapanmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi