Hayallerinin peşinden gittiler

EMİRCAN IŞILDAK – ÖZEL HABER

Eren Atik ve Elif Okumuş isimli iki girişimci genç, fotoğrafçı olma hayallerini bir adım öteye götürdü. Atik’in stajdan kazandığı parasıyla bir fotoğraf makinesi alarak adım attığı fotoğrafçılık hayali, onları “Gezici fotoğrafçı” olmaya sevk etti.

İki arkadaş şimdi ellerinde fotoğraf ve baskı makinesiyle İzmir’i geziyor, insanların en mutlu anlarını ölümsüzleştiriyor. Biz de bu güzel serüvenin çıkış öyküsünü kendilerinden dinledik.

“İLGİM LİSE YILLARINDA BAŞLADI”

Söyleşiye ilk olarak Eren Atik başladı. Atik, fotoğrafçılık hayallerinin çıkış noktasını anlattı. Lise yıllarından beri fotoğrafçılık yapma hayali olduğunu ifade eden Atik, “Fotoğraf makinelerine karşı her zaman bir ilgim vardı. Hatta bu ilgi ve merakım lise yıllarıma dayanır. Lise zamanımda başlayan ve benim için tutkuya dönüşen fotoğraf makinelerine karşı olan ilgim, staj döneminde para biriktirerek aldığım ilk fotoğraf makinesi ile devam etti. O dönem hem staj yaptım hem de kazandığım paraları biriktirerek bir fotoğraf makinesi edindim. Bu benim için aslında bir dönüm noktası oldu. Çünkü insanların mutlu anlarını yakalamak, o güzel zamanları ölümsüzleştirmek ve mutluluklarını paylaşmak benim için paha biçilemez bir duyguydu. Ben de hayalim olan bu işi yapmak için ilk adımı bu şekilde atmış oldum” dedi.

“FOTOĞRAF HAYATIN AKIŞINI İZLEMEK GİBİ”

Atik, eğitimiyle ilgili de bilgiler paylaştı. Kayseri’de aldığı elektrik-elektronik eğitiminden sonra fotoğrafçılık eğitimi için çalışmalar yaptığını söyleyen Atik, “Elbette fotoğraf çekmek bir tuşa basmaktan ibaret değildi. Kayseri'de okuduğum elektrik-elektronik bölümünü tamamladıktan sonra Açık Öğretim Fakültesi’nde eğitimime devam ettim. Orada Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü’nü okumaya başladım. Aynı zamanda da İzmir Bostanlı'da bulunan bir sanat merkezinin, fotoğrafçılık kursuna giderek fotoğrafçılığın temelini öğrenmek için ilk adımımı atmış bulundum” ifadelerini kullandı. Fotoğraf çekmeyi hayatın akışını farklı pençelerden izlemeye benzeten Atik, “Her yeni öğrendiğim tekniği ve bilgiyi, fotoğraf çekmeye devam ederek geliştirdim. Artık fotoğraf çekmek benim için yalnızca deklanşöre basmaktan ibaret değildi. Farklı kompozisyonlar yakalayarak, farklı açılar yaratarak fotoğraf çekmek, hayatın akışını farklı pencerelerden izlemek gibiydi” yorumunda bulundu.

“EN MUTLU ANLARA ŞAHİTLİK ETTİM”

Fotoğrafçılık mesleğini icra ederken, insanların en mutlu anlarında yanlarında olduğunu vurgulayan Atik, “Bu işi meslek edinmeyi zaten lise yıllarından bu yana istiyordum. Eğitimini de aldıktan sonra iyice kafama yerleşti ve bu yolda yürümeye devam ettim. Bu doğrultuda da İzmir Çiğli'de bulunan bir fotoğraf stüdyosunda dış çekim fotoğrafçısı olarak işe başladım. Gelin-damat ve albüm fotoğrafları çekerek daha fazla tecrübe kazandım. Bu iş de bana çok farklı ufuklar açtı. Her şeyden önce insanların en mutlu dönemlerine şahitlik ettim. En güzel anlarında yanlarında oldum, fotoğraflarını çektim. Bu güzel ve özel anları ölümsüzleştirdim. Güzel bir duygu oldu” değerlendirmesini yaptı.

KENDİ İŞİNİ SEÇTİ

Kendi işini yapma düşüncesini aklına yerleştiren Atik, durumu önce kız arkadaşı Elif Okumuş’a açıkladığını söyledi. Atik, “Mesleğimi yaparken aynı zamanda da farklı alanlarda fotoğraf çekerek, insanların mutlu anılarını yakalamak için farklı fikirler üretmeye başladım. Bu bana keyif ve ilham verdi. ‘Neden kendi işimi yapmıyorum?’ sorusunu aklıma soktu. Bu düşünceyle de gezici fotoğrafçı olmaya karar verdim. Bunun araştırmasına yoğunlaştım. Bu fikrimi önce kız arkadaşıma anlattım. O da bana gayet güzel bir fikir olduğunu ve başarılı olabileceğimizi söyledi. İkimiz birlikte bu işi yapmakta karar kıldık. Bu fikrimizi hayata geçirebilmemiz için önce çalıştığımız iş yerlerimizden ayrıldık. Bu aslında radikal ve zor bir karardı. Ancak birlikte hayata geçirdik” dedi.

“BAŞARILI OLACAĞIMIZI SÖYLEYEREK DESTEK VERDİM”

Okumuş ise başka sektörde deneyim kazanmış olmasına rağmen, fotoğrafçılığı tercih ettiğini belirtti. Arkadaşı Atik’in “Gezici fotoğrafçılık” fikrini desteklediğini söyleyen Okumuş, “Ben de fotoğrafçılıktan önce başka sektörlerde iş hayatının bir köşesinden tuttum. Bu anlamda birçok özel sektöre bağlı kurumlarda çalışarak tecrübe sahibi oldum. Fakat bu işleri yaparken de her zaman hayalimde bir kuruma, işletmeye bağlı olmadan çalışarak para kazanmak vardı. Bu güzel bir uğraşı olacaktı. Erkek arkadaşım da bana gezici fotoğrafçı olma fikrinden bahsettiğinde ona destek verdim. Bu fikrin ne kadar yerinde ve güzel olduğunu ifade ettim. Hatta bu işi onunla birlikte yapabileceğimizi ve başarılı da olabileceğimizi söyledim” ifadelerini kullandı.

“MUTLULUKLARA ORTAK OLUYORUZ”

Birlikte çalışma fikirlerinden pişman olmadıklarını dile getiren Okumuş, yaptıkları işten oldukça keyif aldıklarını belirtti. Her meslekte mutluluğu yakalamanın zor olduğuna inandığını söyleyen Okumuş, “Bu konuşmalar bizim için bir dönüm noktası oldu. Böylelikle ikimiz de hayallerimize ve isteklerimize ilk adımımızı atmış olduk. Yıllar geçtikten sonra denemediğimiz, hayata geçirmediğimiz fikirlerimizin pişmanlığını yaşamak istemiyorduk. Bunun yerine en azından denemek, girişimde bulunmak sonucunda belki de ‘Yaptık ama olmadı’ demek en doğrusuydu ve bu düşünce ile bir maceraya atlamış olduk. Ama şu anda iyi ki de yapmışız diyoruz. Çünkü bu iş keyifli bir uğraşı. İnsanların mutluluklarını ölümsüzleştirirken, mutluluklarına ortak oluyoruz. Bu isteyip de ulaşılabilecek bir şey değil. Her meslekte bunu yakalamak çok zor” dedi.

KÖTÜ DÜŞÜNCELER BOŞA ÇIKTI; BAŞARILI OLDULAR

Gezici fotoğrafçılığa başlamadan önce yakın çevrelerinden olumsuz görüşlerin de geldiğini söyleyen Atik, buna rağmen başarılı olduklarının altını çizdi. İnsanların ilk günden itibaren iyi ve güzel tepkiler verdiklerini vurgulayan Atik, “İlk olarak fotoğraf baskı makinesi aldık. Çevremizde çoğu insan böyle bir işin tutmayacağını, herkesin yeni nesil akıllı cep telefonlarıyla fotoğraf çekebildiğini söyledi. Bu düşüncelere rağmen kız arkadaşım ve ben bu işi yapabileceğimize inandık. İnsanların kentte en yoğun olduğu, aileleriyle, eşleriyle ve dostlarıyla doyasıya eğlenebildiği Alsancak sokaklarında ilk işimizi yapmaya başladığımızda bu olumsuz görüşler de suya düşmüş oldu. Fotoğraf çekmek için dolaştığımızda hiç beklemediğimiz kadar talep ve bir o kadar da güzel tepkilerle karşılaştık. Aslında fotoğraf artık herkesin cebindeki telefonlar kadar yakın. Ulaşılması kolay. Ama insanlar bizim yaptığımızı görünce çok iyi karşıladılar. İlgi gösterdiler, farklı buldular” şeklinde konuştu.

MUTLULUK DUYUYORLAR

Atik ve Okumuş, geldikleri noktayı da özetleyerek, “İki arkadaş kendimize hayallerimizdeki gezici işi kurmuş olduk. Ben dolaştığımız yerlerde insanların fotoğraflarını çekerken, kız arkadaşım da elinde taşıdığı küçük fotoğraf baskı makinesi ile çekilen fotoğrafların baskısını yapıyordu. Böylece çekilen fotoğrafları anında insanlara verebiliyorduk. Bizim için iş hayatı, yalnızca bir işe sahip olmak, her gün işe gidip gelmekten ibaret değildi. Bizim bir işe sahip olmaktan çok, bir işte başarılı olmaya ihtiyacımız vardı. Bu yüzden büyük bir kararlılıkla ve cesaretle inandığımız bu yolda adımlar attık. Geldiğimiz noktada da çok mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.

Eren Atik

1991 yılının Nisan ayında doğdum. İlkokulumu Kayseri'de Servet Akaydın İlköğretim Okulu’nda tamamladıktan sonra İzmir’e geldim. Lise hayatımı İzmir’de 75. Yıl Meslek Lisesi’nde, Elektrik - Elektronik Bölümü’nü okuyarak tamamladım. Üniversite için tekrar memleketim Kayseri’ye döndüm. Kayseri Erciyes Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nda elektronik bölümünü okuyarak eğitimime devam ettim.

Elif Okumuş

1993 yılı doğumluyum. İzmir’de Karşıyaka Anadolu Meslek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü’nde okumaya başladım.